1 Mayıs Mersin'de coşkuyla kutlandı


 

1 Mayıs, Dünya İşçilerinin Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü Mersin'de de sendika, meslek odası, siyasi parti, sivil toplum kuruluşlarının, binlerce işçinin, emekçinin, işsizin, yoksulun, öğrencinin katılımıyla kutlandı. Mersin Mayıs Mitingi Tertip Komitesi Başkanı, sendikamızın Mersin Şube Başkanı Adil Alaybeyoğlu'nun 1 Mayıs mitinginde yaptığı konuşmayı sunuyoruz:

 

Sabahın sahipleri, özgürlüğün, eşitliğin kardeşleri, yarının, umudun anaları…

  Hayatını emeğiyle kazananlar, ülkenin aydınlık ve namuslu insanları…

  İşçiler, kamu emekçileri, emekliler, işsizler, çiftçiler, ev kadınları, öğrenciler, dostlar merhaba…

 

Birlik, Dayanışma ve Mücadele Bayramımız Kutlu Olsun!

1 Mayısımız Kutlu Olsun!

Bugün dünyanın tüm kentlerinde emeğin şenliği var, bugün dünyanın tüm kentlerinde emekçi kardeşlerimiz alanlarda emeğin şarkılarını söylüyor, dünyanın sokaklarında emeğin sloganları yankılanıyor. Bugün dünyada 1 günlüğüne özgürlük, barış ve dayanışma hüküm sürüyor.


Bayramımız kutlu olsun! Uzun yıllardır sürdürdüğümüz mücadele sonucu iade edilen tatilimiz kutlu olsun! Başta 1 Mayıs 1977 katliamında yitirdiklerimiz olmak üzere mücadelede yitirdiğimiz canlarımıza buradan selam olsun…

 

Başbakan 1 Mayıs’ı tatil ilan ederek emekçilere bir lütufda bulunduğunu zannediyor. 1 Mayıs tatili emekçilerin uzun yıllardır sürdürdüğü mücadele sonucu alınmıştır. Siyasi iktidar bir yandan tatil ilan edip bir yandan Taksim’i emekçilere kapatarak bayramı emekçilere zehir etmek istemektedir. Yağma yok tatil hakkımızı aldık, Taksim’i de alacağız. Çünkü Taksim tarihimizdir, bizim geçmişimizdir. Taksim bedelini kanla, gözyaşıyla ödediğimiz 1 Mayıs alanımızdır.

 

1 Mayıs emekçilerin gündemlerini ortaya koyduğu gündür. Bu yıl 1 Mayıs’ın gündemi ekonomik krizdir; demokrasi krizidir.

 

Sorunlarımız bitmiyor, tam tersine birbiri ardına daha da birikiyor. İşsizlikte dünyanın önde gelen ülkelerinden biriydik, ama şimdi krizle birlikte artık dünya şampiyonu olmak üzereyiz. Her ay açıklanan işsizlik oranı bir önceki rekoru kırıyor. Çalışanların, bir işi olanların durumu da işsizlerden farklı değil, işyerlerinde bir sefalet ücretine ömür tüketmek zorunda kalıyorlar.

 

Siyasi iktidar bu durumu aşmak için gerekeni yapacağına tersini yapıyor, kamu sektöründe de güvencesizliği, taşeronluğu özendiriyor. Uydurma büyüme rakamlarıyla halkı uyutmaya çalışıyor.

 

Eşit işe eşit ücret vermek yerine herkese kafasına göre, IMF’ye uygun ücret vermek istiyor.

 

Hükümetin Bakanı “Türkiye % 3,5 küçülecek” diyor. Bu durumun ne zaman düzeleceğine dair bir işaret de yok. Şimdi IMF ile masaya oturdular yeni bir anlaşmaya varacaklar. Bu küçülmenin bedelini emekçilere, halka, yoksul çiftçiye, köylüye nasıl ödetiriz, onu planlayacaklar. Ülkenin kaynaklarını nasıl yapsak da emekçiye hiç vermeden, zenginler arasında bölüştürsek diye düşünecekler.

 

Dostlar, bu hükümetin ekonomi yönetimi iflas etmiştir. Her yerinden dökülmektedir.