Teklas ve Teksilikon’da

sendikal mücadeleden geri dönüş olmayacak

23.07.2004

 

4 Mart 2004’te örgütlenme çalışmasına başladığımız Teklas ve Teksilikon işyerlerindeki sendikal mücadelemiz devam etmektedir. 4 Mart 2004’ten bugüne kadar bir çok sıkıntılar yaşadık. İşten atılmalar, tehditler ve istifalar yaşanmasına rağmen işten çıkarılan ve işyerinde kalan üyelerimizle birlikte mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Bu arada bir taraftan da işten çıkarılan arkadaşların işe iade davaları açıldı ve davalar devam ediyor. 3 gurupta açılan davalar, 16 Ağustos 2004 tarihinde, aynı günde yapılmak suretiyle birleştirildi.

   

Diğer taraftan yeni arkadaşların örgütlenmesini sağlama ve baskılar sonucu istifa eden arkadaşları geri döndürme çalışmaları  devam ediyor. Şunu kimse göz ardı etmesin ve unutmasın ki bu mücadele devam edecek ve bitmeyecek. Sonuçta er veya geç örgütlülük olacaktır. Verilen mücadelenin salt sendikal mücadele olmadığını, bunun bir demokrasi mücadelesi olduğunu bilmeliler. Çünkü bir ülkede siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum örgütleri yoksa ve bunlar işlevlerini yerine getiremiyorlarsa o ülkede demokrasiden bahsedilemez. Demokrasiyi hazmedemeyenlere demokrasiyi hazmettireceğiz, hem de sindire sindire hazmettireceğiz. Bunu kırmak için mücadele eden ve tek silahları işten atmak olan işverenleri kınıyoruz. Bu davanın başlangıcında birlikte yola çıkan ve birlikte hareket ederken, arkadaşlarını yarı yolda bırakanları da kınıyoruz. Madem durumunuzdan memnundunuz, durumunuz o kadar iyiydi niye yola çıktınız? Yola çıktıysanız arkadaşlarınızı niye yarı yolda bıraktınız? Size bir kez daha sesleniyoruz. Gelin iş işten geçmeden tekrar arkadaşlarınızla birlikte geleceğinizi kurma hareketine katılın. Kendi meselenize sahip çıkın, arkadaşlarınıza sahip çıkın, mutlu sona birlikte ulaşılsın. Bu son sizin için mutlu ve iyi olacak. Eğer bu yapılanlar doğru ve çalışanların lehine değilse, işverenin bu kadar diretmesi niye diye kendi kendinize sorun. Korkaklığın, bananeciliğin, amansendeciliğin  zamanı değil.

     

İşverene de mesajımız şu olacak; Artık bu inattan vazgeçin, işletmeye ve çalışanlara daha fazla zarar gelmeden, oturalım konuşalım, sorunları ve yapılması gerekenleri birlikte tespit edelim. Çözüme de birlikte ulaşalım. Bizim taşın altına elimizi koymaya hazır olduğumuzu vurgulamak isterim. Günümüz dünyasında bu tür karşı duruşların hiçbir tarafa yarar sağlamadığı ortadadır. Öyleyse gelin çözüme giden yolda buluşalım. Artık dünya küreselleşmeye doğru gidiyor, iş dünyasında küresel sözleşmeler yapılıyor. Mart 2004’ten bu güne kadar, bu işyerinde, sırf  sendika olmasın, çalışanlar sendikalı olmasın diye, işveren tarafından yapılan uygulamalardan tüm uluslar arası sendika ve konfedarasyonların habere vardır. Örneğin, işten atılmalar, tehditler ve baskılardan, tüm uluslararası sendikaların, konfederasyonların, ICEM, EMCEF, IMF (Uluslararası Metal İşçileri Sendikası) ve IG Metal gibi örgütlerin  haberi vardır. Yapılanların hiç birinin, bu örgütler tarafından tasvip edilmediği ve incelenmeye alındığını işverene hatırlatmak isteriz.  Bu konuda, sendikamızın bu örgütlerle yazışmaları sürüyor. Bunların neticeleri ilerki zamanlarda kendini gösterecektir.

    

Bir de yeni işe giren arkadaşlara seslenmek istiyorum. Eğer işyerindeki çalışma şartları iyiydi de, emeğin karşılığı alınabiliyordu da mücadele eden arkadaşlar niye mücadeleye girdiler. Eğer sendika gündemde olmasaydı hepiniz asgari ücretle işe başlamış olacaktınız. O yüzden sendikanın o işyerine girmeden sağladığı yararın, bir de girdikten sonra ne olacağını lütfen düşünün. Bu işyerlerindeki mücadelemizden geri dönüş olmayacağını herkes bilmeli. Bu duygularla herkese başarılar dileriz.

 

                                                Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesi

                                                      Yönetim Kurulu Adına

                                                              Başkan

                                                          Süleyman Akyüz