Tekel işçileri için Düzce'de meşaleli yürüyüş

 

Ankara'da 15 Aralık 2009 tarihinden buyana 4/C'ye karşı direnişlerini sürdüren Tekel işçileriyle dayanışma eylemleri Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinde sürüyor. Düzce Sendikalar Platformu da 25 Şubat'ta yaptığı meşaleli yürüyüş eylemiyle Tekel işçilerine destek verdi. Meşaleli yürüyüş eyleminde Düzce Sendikalar Platformu adına konuşan Sendikamız Düzce Temsilcisi Ünal Akbulut şunları söyledi:

 

“Değerli Düzceliler,

Basınımızın kıymetli temsilcileri

Tekel işçilerinin direnişine destek veren emek dostları,

 

TÜRK-İŞ , DİSK, KAMU-SEN ,KESK ve BİRLEŞİK KAMU-İŞ'e bağlı sendikalarımızın yöneticileri ve üyeleri,

Siyasi partilerimizin temsilcileri, Düzce Sendikalar Platformu adına hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

 

Bir kez daha Tekel işçileri ile dayanışma için  biraradayız. Bu defa yürüyüşümüzü meş'alelerle ve akşam karanlığında başlatarak, gün aydınlığında elinde fener adalet arayan DİYOJEN misali bu ülke ve halk için hak, eşitlik ve adalet arıyoruz.

           

Ellerinden kazanılmış hakları, dahası gelecekleri alınmak istenen insanların iki ayı aşkın bir zamandır ülkenin başkentinin tam orta yerinde “Hakkımızda devlet vermiş fermanı, ferman iktidarın meydan bizimdir “diyerek ayaza, soğuğa aldırmadan çadırlarda destanlaşan direnişinin şehrimize yansıyan ışığını arıyoruz.

 

Biliyoruz ki bu ülkenin derdi çok...Ve o dertler çözülsün dediğimizde halktan yana çözümlerin popülizm diyerek göz ardı ediliyor olmasına bir diyeceği olanların, işçilerin,memurların, işsizlerin emeklilerin, çitçilerin ve küçük esnafların tekel kervanına yükleyecekleri anlamları arıyoruz.

           

Toplum vicdanındaki her yara bizim canımızı acıtıyor, daha önceki özelleştirmelerde işsiz kalanlar, 4-C zulmüne reva görülenler ve tehlikesi kapıda yeni özelleştirmelerin mağdurları sözleşmeli öğretmenler, taşeron işçileri, biz hep aynı kervanın yolcuları, işte bu yolculuğa azık olacak dayanışmayı arıyoruz..

        

Yalnızca işçilerin, memurların derdi değil ki, karşı karşıya kaldığımız.

Süpermarketlerin gölgesinde yalnız bakkalların,

Şehrin ana caddelerinde devasa marka mağazaların vitrinleri karşısında siftahsız kepenk kapatan esnafın,

yarın şeker fabrikaları özelleşirse yalnızca şeker işçileri işlerini kaybetmeyecek, yapay tatlandırıcılar karşısında pancar ekemeyecek köylülerin,

Tekel'in satılmasıyla Amerikan tütününe mağlup edilen çiftçilerin,

Kısaca bu ülkede yaşayan hemen herkesin

“Artık yeter”

Emperyalizmin uluslararası markalar üzerinden oynadığı küreselleşme oyununa karşı üretmek, çalışmak ve hakkımızı almak ama ille de bağımsız olmak istiyoruz diye haykırdığı meydanlar arıyoruz...

   

Devletin yalnızca “kar” amacı ile yönetildiğinde sosyal devlet olma özelliğini kaybettiğini oysa en az diğer tüm temel değerler kadar ”sosyal ” devlet olma zorunluluğu olduğunu, hele devleti yönetenlerin kendilerini şirket yöneticileri saydıklarında Tekel işçilerine “merhamet “ ettiklerini zannettikleri bu dönemlerde “kar” amacıyla çalışma koşullarında iş güvenliği ihmal edilmiş ocaklarda, iki ayrı grizu patlamasında  Mustafa Kemalpaşa'da ve Dursunbey'de 32 can kurban verilmiştir. Ruhları şad olsun. Emek şehitlerini dualarla anarken artık bu ülkede ortak bir vicdan arıyoruz.

 

Değerli dostlar,Tekel işçileri Ankara'da Sakarya caddesinde mücadelelerine devam ettikçe ve kazanıncaya kadar bizler de hep bu meydan da olacağız...

 

Cumartesi günü her Düzceli hemşehrimizi zulme karşı mazlumun yanında olmaya hatta aileleri ile birlikte saat 12.00'de yapılacak Tekel işçilerine destek eylemine davet ediyor, hepinize Sendikalar Platformu adına saygılar sunuyorum.”