Bursa Sendikalar Birliği kuruldu
İşçi ve emekçilerin haklarına yönelik saldırılara karşı il, ilçe veya bölgelerde kurulan birliklere Bursa da katıldı. Bursa Sendikalar Birliği 6 Şubat'ta kamuoyuna yaptığı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu. Ülkemizde siyasal, sosyal ve ekonomik gündem çalkantılı bir şekilde devam etmekte olup bu çalkantı ve yalpalamalar sanki emekçilerin haklarının verilmemesine, yok sayılmasına ya da kazanılmış hakların budanmasına, soframıza uzanan ellerin meşruiiyetinin toplumda yükseltilmesine hizmet etmektedir. Son yıllarda hangi hükümet yapılanması olursa olsun; hükümet olma, iktidara gelme, iktidardan gitme ya da seçim kazanma veya kaybetme, uygulamak durumunda oldukları IMF ve DB politikaları ve neoliberal yaklaşımları ile belirlenmektedir. Hangi iktidar alternatifi olursa olsun dünya ekonomisinin patronlarına, uluslararası sermayeye emek karşıtı politikaları “ben daha iyi uygularım” noktasında güvence verebilirse onun iktidarının hüküm süreceği bir dönemi yaşıyoruz. Yani; siyaset halkın, geniş kesimlerin ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda değil sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmektedir. Bunun ötesinde sosyal ve toplumsal alana ilişkin ihtiyaç ve talepler ne olursa olsun, sermayenin kar alanını daraltmadığı sürece iktidar odakları ile sermaye kendi aralarında bir konsensüsü sağlamada bir sorun yaşamamaktadırlar. İşte; ekonomik göstergeler. Devletin kendi kurumlarının verdiği rakamlar ortada iken, yoksulluk sınırı 2241 YTL’ ye, açlık sınırı 688 YTL’ ye, dayanmış iken, asgari ücret tutarı 435 YTL iken, emekçiler ev kirası tutarına çalıştırılırken, emekçilerin örgütlenmelerinin önüne engeller çıkarılırken, sırf örgütlü oldukları için işinden olan işçiler varken, sendikasız sigortasız olarak ruhsatsız iş yerlerinde çalıştırılan ve Tuzla’da tersanelerde, Davut paşa’da patlamada, Bursa’da yangında hayatlarını kaybeden emekçiler varken, tüm bu gerçekleri örten tartışmalarla kamuoyu oyalanmaktadır. Emekçiler, çalışanlar ve halk aleyhine bozulan çalışma yaşamı sürerken, esnek kuralsız çalışma kurumsallaştırılırken tüm bu gerçekleri örten gündemler yaratılmaktadır. Sayın Çalışma Bakanı, İstanbul Davutpaşa’daki patlamadan sonra yaptığı açılamada, bu işyerinde “sendikal bir örgütlenme olsaydı bu sorun yaşanmazdı” diyerek bir gerçeğin altını çizmiştir. Biz de katılıyoruz. Çalışma hayatının sorunları ülkenin temel sorunlarındandır ve örgütlü olmakla çözülebilecek sorunlardır. Örgütlenmenin önüne engeller konarak, hatta örgütlenmenin önü kapatılarak, “sendika” diyen işçiyi işten atarak, sendikaları işlevsizleştirerek, emek örgütlerinin işleyişine politik baskılar yaparak bu sorunlar çözülmez, aksine çoğalır. Birinci ağızdan dile getirilen bu kavrayışın sonuçlarını hemen görmek istiyoruz. Derhal sendikalaşmayı teşvik edici önlemler alınmalı, iktidar emek örgütlerinden elini çekmelidir. Eğer, Çalışma Bakanı bu kavrayışta olmasına rağmen söyledikleri karşılık bulmuyorsa nedenlerini kamuoyuna açıklamalıdır ki, ülke yönetiminde iplerin kimin elinde olduğu anlaşılsın. Bizce bellidir. İşçiler, emekçiler yukarıda ifade ettiğimiz zor koşullarda yaşarken “asgari ücretin yüksek” olduğundan, “öğretmen maaşlarının OECD ülkelerindekileri ne göre yüksek” olduğu gibi kargaların bile güleceği safsataları yayan ve buna da evet diyenlerin ellerindedir. Son günlerde yaratılan “türban” tartışmaları bu gerçeklerin üzerini örten, ülkenin temel sorunlarının “türban altı” edilmesini doğru bulmadığımızı ifade ediyoruz. İktidar bu soruna ait girişimlerin, bir “talep” olduğunu, iktidarın da bu talebe cevap vermesi olduğunu söylüyor. Peki, Kamu emekçilerinin yıllardır süren grev ve toplu sözleşme talepleri, emek örgütlerinin yukarıda ifade ettiğimiz çalışma hayatına sosyal ve ekonomik haklara, demokrasi insan hakları ve barışa yönelik talepleri talep değil midir ki bu taleplerin karşılanması için yıllardır kılını kıpırdatmayan iktidarlara tanıklık ettik. Türban talebinin ayrıcalığı, işsizliğin, açlığın ve yoksulluğun üzerini örten bir durum mudur? Yoksa iktidarın toplum hayatına ilişkin bir projesi mi? Yoksa hepsi birden mi? Ne olursa olsun yaratılan gündemler emekçilerin yaşadığı sorunların üzerini örtmeye yetmeyecektir. Ülkenin gerçeklerini, yani, son günlerde gündemdeki yasalarla taçlandırılmak istenen emek cephesine yönelik saldırılara Bursa’dan güçlü bir emek muhalefetini örmenin bir ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Emeğe ve emekçilere saldırı çok yönlüdür. Bu saldırılara karşı koymanın tek tek değil birlikte ve güçlü olması gerektiğini düşünüyoruz. Neo liberal saldırılarla yok edilmeye çalışılan emek mücadelesini daha canlı tutabilmek, geliştirebilmek için gerek ülke genelinde, gerekse lokal düzeyde bu saldırıları karşılayabilmek için aşağıda imzası bulunan sendikalarla birlikte “Bursa Sendikalar Birliği”ni oluşturduk. Bursa Sendikalar Birliği’nin geçmişte yaptığı çalışmalar bize ışık tutacaktır. Emeğin hakları noktasında derdi olan, ülke gündemine ait sorunları da demokrasi ve emek açısından yorumlayan ve Bursa’da örgütlenmiş bütün sendikaları bu çatı altında görmek istiyoruz. Bu anlamda genişlemeyi önüne koyan Bursa Sendikalar Birliği “herkese sağlık güvenli gelecek” platformunun SS ve GSS yasasına karşı Perşembe günü Fomara’ da Saat: 13:00’te yapacağı etkinliğe katılacağız. Halkın sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik hakkını tehdit eden bu yasal düzenlemelere karşı yürütülecek mücadelede bütün emek örgütlerinin harekete geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aşağıda imzası bulunan sendikalar tarafından oluşturulmuş olan Bursa Sendikalar Birliği’ni selamlıyor emek ve demokrasi mücadelesine Bursa’dan bir katkı yağacağı inancını kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
KESK BURSA ŞUBELER PLATFORMU (Eğitim Sen,SES,BES,ESM,Tüm Bel Sen,Tarım Orkam Sen,Haber Sen,Yapı Yol Sen) DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU(DİSK) (Birleşik Metal İş,Tekstil işçileri,Genel İş,Oleyis,Emekli Sen) BATİS PETROL-İŞ BURSA ŞUBESİ TEZ KOOP-İŞ BURSA ŞUBESİ TÜMTİS BURSA ŞUBESİ TARIM-İŞ BURSA ŞUBESİ
|