TEMSİLCİLER KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ

 

19.01.2007 tarihinde Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in silahlı saldırı sonucu hunharca öldürülmesi nedeniyle Batman Şubemiz Temsilciler Kurulu 22.01.2007 tarihinde özel gündemle toplanarak aşağıdaki açıklamayı yaptı.

 

“Her ne kadar Başbakan Recep Tayip Erdoğan olayı “manidar” olarak yorumlasa da; aslında hepimiz “mani” olanları biliyoruz. Başta olayı manidar olarak yorumlayan Başbakan ve partisi olmak üzere, ana muhalefet partisi ve diğer siyasi partiler ırkçı şoven söylemlerin arkasına sığınarak siyaset yapıp,  301’nci maddeyi bu ülkenin bekası için olmazsa olmaz diye sahiplenmişlerdir.

 

Oy kaygısıyla yapılan böylesi faşizan söylemler ülkeyi onulmaz bir şiddet dalgasına sürüklemiştir. Öyle ki sosyal demokrat geçinen ana muhalefet partisi genel başkanının söylemleri, bu ülkede farklı ve yeni olan her şeye saldırı şeklindedir. Üniversitedeki Ermeni konferansını  "Bu, Türk milletini arkadan hançerlemek" diye yorumlayan Adalet Bakanıydı,  linç girişimini "Vatandaşımızın güzel tepkisi" diye yorumlayan İstanbul Emniyet Müdürüydü, makamına çağırıp ona gözdağı veren İstanbul Vali Yardımcısıydı.

 

Bilirkişi raporuna rağmen Hrant Dink’in "Türk'ten boşalacak zehirli kan" ifadesini düşmanca yorumlayarak onu yargılayanlar, mahkûm edenler... Mahkemede onu taciz ve tehdit edenler... Katilin, ilham aldığını söylediği ırkçı internet siteleri. Ve o ilham alınacak cümleleri çarşaf-çarşaf yazan medya…

Bu büyük koro, durmadan O’nun ölüm anını işlediler katil ve katillerin beynine. Böyle yarattılar o  kanlı sonucu. Şimdi bunlardan bazılarının timsah gözyaşları, aslında bu trajediyi alaya almak gibi geliyor. Hepsini Hrant Dink’in canına kıyanlarla birlikte sanık sandalyesinde görmek istiyoruz.

Bizlerin; bu coğrafyanın insanlarının yüreğinde onun tebessümü diğer bütün basın şehitlerinin tebessümünün yanında yerini alacaktır. Onların uğruna ölüme gittiği kardeşlik için seferber olmak hepimizin boynun borcudur. Tetikçinin yakalanmış olması olumlu ama yetersizdir. Asıl olanların yakalanıp adalete teslim edilmeleri ise devletin boyunun borcudur. Devlet, dünya gözünde ve kendi yurttaşları nezdinde yerle bir olan itibarını düzeltmek istiyorsa daha çok şey yapmalı bu olayın ve diğer olayların üzerine gitmelidir. Saldırganı ve arkasındaki karanlık güçleri ve köhnemiş ırkçı anlayışları şiddetle kınıyoruz. Başta ailesine, yakınlarına ve çalışma arkadaşlarına onun gibi düşünen barış yanlılarına başsağlığı diliyoruz.”