“Hastanelerin Devri Gasptır” 02.11.2004 Bandırma Emek Platformu tarafından 02.11.2004 Salı günü saat : 12.30’da Bandırma SSK Hastanesi bahçesinde Petrol-İş, Genel-İş, Eğitim Sen, Liman-İş sendika yönetici ve üyeleri ile, hastane personelinin katılımıyla yapılan eylemde, basın açıklaması Şube Başkanımız Hüseyin Koçyiğit tarafından yapıldı.
Petrol-İş Sendikası Bandırma Şube Başkanımız Hüseyin Koçyiğit’in şu açıklamayı yaptı:
“AKP İktidarı, Kamu Kurum ve Kuruluşlarına ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Bakanlığı'na Devredilmesine Dair Kanun Tasarı Taslağı’nı Bakanlar Kurulu’nda imzaya açmış bulunmaktadır. Hükümet, Sosyal Sigortalar Kurumu’na (SSK) ait 148 hastanenin Sağlık Bakanlığı’na devrine ilişkin ilk adımını da bu şekilde atmıştır. AKP İktidarı en kısa zamanda bu Yasa Tasarısını Meclis’ten geçirerek, SSK’nın hastane ve sağlık kuruluşlarını elinden almak istemektedir. Yasa taslağı, kamu kurum ve kuruluşlarını kapsamına almasına karşın, özünde SSK hastanelerine el konulmasına yönelik bir yasadır. Yani bir gasp yasasıdır. Çünkü bu yasada, bakanlıklar, bunların bağlı, ilgili veya ilişkili kuruluşları, TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, üniversiteler ile mahalli idarelere ait sağlık kuruluşları hariç tutulmaktadır.
Bedelli devredilecek açıklaması aldatmacadır
Hazırlanan tasarı taslağında, “Bütün kamu kurum ve kuruluşlarına ait hastaneler, kurum tabiplikleri, sağlık evleri, sağlık ocakları, sağlık merkezleri, dispanserler ile sağlık hizmeti sunan bütün birimler” ifadeleri kullanılarak sanki SSK’nın dışındaki bütün bu kuruluşlar Sağlık Bakanlığı’na bağlı değilmiş gibi gösterilmektedir. Ayrıca taslakta SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na bedelsiz olarak devredileceği sözkonusu iken kamu oyunun tepkisini azaltmak için Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çicek, SSK hastanelerinin bedelinin ödeneceği demecini vermiştir.
Hükümet kendi kendisiyle çelişiyor
Taslakta, sağlık hizmetlerinin tek elden yürütülmesi halinde kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasının sağlanacağı, kaynak israfının önleneceği ve uygulama birliğinin sağlanacağı belirtiliyor. Bu gerekçe gerçeği saklamak ve gözden kaçırmak içindir. Çünkü Hükümetin, TBMM’den geçirdiği ancak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilerek Meclis’e iade edilen Kamu Yönetimi Temel Kanunu’na (KYTK) göre Sağlık Bakanlığı sağlık hizmeti sunmaktan tamamen çekilecektir. KYTK yasalaştığında Sağlık Bakanlığı'na bağlı eğitim hastaneleri dışındaki bütün sağlık kurumları İl Özel İdareleri'ne devredileceklerdir. Hastaneler dışındaki diğer sağlık kurumları da Belediyelere devredilebileceklerdir. Aslında Hükümet, bu yasayla, kamu sağlık hizmetlerini değil tek elde toplamak, yüzlerce parçaya bölerek yok etmek istemektedir.
İşçiler ek olarak sağlık vergisi de ödeyecekler
Hükümetin hazırladığı bu kanun tasarı taslağının amacı, SSK'nın 148 hastanesi, 212 dispanseri, 202 sağlık istasyonu, 3 ağız ve diş sağlığı merkezi, 6 dispanser / ağız ve diş sağlığı merkezi, 2 dispanser ve hemodiyaliz merkezine el koymaktır. Bu kanunla, aynı zamanda, SSK sağlık kurumlarında çalışan 6 bin 313'ü uzman, 3 bin 675'i asistan ve pratisyen toplam 9 bin 988 hekim, 620 diş hekimi, 1.235 eczacı, 12 bin 420 hemşire, 4 bin 148 sağlık memuru, 1.974 ebe, 21 bin 101 diğer sağlık personeli, 2 bin 193 işçi ve 255 sözleşmeli toplam 53 bin 985 sağlık personeli de önce Sağlık Bakanlığı'na, sonra İl Özel İdarelerine, daha sonra da gerekirse Belediyelere devredileceklerdir. Hükümet, böylece, daha önceden hazırladığı ve bütün çalışanlar için ek bir sağlık vergisi demek olan Genel Sağlık Sigortası'nın zeminini oluşturmayı hedeflemektedir.
SSK idari ve mali özerkliğe sahiptir
SSK, işçilerin sosyal güvenlik kurumu olarak 1946 yılında kurulmuştur ve işçilerle onlar adına işverenler tarafından ödenen primlerle finanse edilmektedir, yasal olarak idari ve mali özerkliğe sahiptir. SSK'nın bütün hastanelerinin, bütün dispanserlerinin, bütün sağlık istasyonlarının, bütün taşınır ve taşınmaz mallarının sahibi işçisi, emeklisi ve onların aileleriyle işçilerdir. SSK hastaneleri, işçiler ve işçiler adına işverenlerin ödediği primler ile hizmet vermektedir. SSK, 58 yıldır fabrikalarda, inşaatlarda, maden ocaklarında yani en ağır çalışma koşullarında çalışan; on binlercesi iş kazalarında ölen, sakat kalan işçilerin emeği, birikimi ve alın teriyle kurulmuş ve ayakta durmaktadır.
AKP işçilerin birikimini gasp etmek istiyor
İki yıldır SSK'ya tek bir çivi bile çakmayan; SSK kaynaklarını başta kendi yandaşlarına, özel sağlık sektörüne ve ilaç tekellerine aktaranlar şimdi de bütün bu birikime el koymak ve SSK sağlık kurumlarını parçalayarak tasfiye etmek istemektedirler. SSK’nın sağlık kuruluşları özel mülkiyettir ve işçilerle onlar adına işverenler tarafından ödenen primlerle kurulmuştur. Bu sağlık kuruluşları, işçilerin oluru olmadan ne satılabilir ne de devredilebilir.
Bu kanun tasarısı bir gasp girişimidir. Hükümetin SSK sağlık kurumlarını yok etmeye yönelik bu girişimine karşı SSK’yı savunmak, bütün işçilerin, sendikaların, bütün emekliler ve örgütlerinin, bütün demokratik kitle örgütlerinin, emekten yana bütün siyasi partilerin, aydınların işçiler adına prim ödeyen işverenlerin, işveren örgütlerinin ve sendikalarının en önde gelen görevidir.
Sendikamız, SSK sağlık kuruluşlarının gaspını hedefleyen bu ve bu tür girişimlere şiddetle karşıdır. AKP İktidarı, bu konuda her türlü eylem ve direnişi göstereceğimizi, hukuki yollar da dahil her türlü girişimde bulunacağımızı bilmelidir.
Eylemde işçiler “SSK BİZİMDİR, BİZİM KALACAKTIR” ve “SSK’YA UZANAN ELLER KIRILSIN” diyerek slogan atarak, alkış tuttular.
|