YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ

 

Bandırma Emek Platformu 1 Mayıs'ı ortak kutlama kararı aldı.

 

Bandırma'da oluşturulan düzenleme kurulu, her zaman olduğu gibi  Cumhuriyet Meydanı'nda

1 Mayıs’ı kutlandı.


Petrol-İş Sendikası 1 Mayıs örgütlenmeyi Dünya işçilerin Birlik mücadele dayanışma günü

1 Mayıs hazırlıklarına Petrol-İş Sendikası 1 ay öncesinden başladı.İşyerlerinde 1 Mayıs hazırlıkları başladı . İşyerleri eğitimcileri ve temsilcilerin de katıldığı bu hazırlık çalışmalarıyla

1 Mayıs’a katılımın sağlanması için yoğun çaba   harcadılar . .Ayrıca Emek Platformu tarafından hazırlanan Tertip Komitesi Petrol-İş Başkanlığında miting iznini ve yürüyüş iznini alarak bu yıl üçüncüsünü Bandırma’da 1500  kişinin katıldığı görkemli bir şekilde, 1 Mayıs yaşandı.

 

Mitingte Petrol-İş’in kitlesel katılımı oldukça fazlaydı.Baretleriyle , Önlükleriyle , Disiplini  ile 300 kişilik kitlesiyle 1 Mayıs’a Petrol-İş emekçileri damgasını vurdu.

 

Yine Petrol-İş’in çocuklarının taşıdığı pankart ilgi çekti. “Babalarımız Bizim 23 Nisan’ımıza Geldiler , Bizde Onların 1 Mayıs’ına Geliyoruz” Petrol-İş Sendikası Gökkuşağı çocukları Bandırma’daki 1 Mayıs’a Petrol-İş , Genel-İş , Şeker-İş , Tarım-İş , Eğitim-Sen  ,SES , ESM , Tüm Bel-Sen  ,CHP , Sosyal Demokrasi Vakfı , Üniversite Gençlik Platformu katıldılar.

Coşkuyla geçen yürüyüşte sık  sık  “Yaşasın 1 Mayıs Alanlardayız” , “İş Ekmek Yoksa Barışta Yok” , “Birlik Mücadele Zafer” , “IMF Defol Bu Memleket Bizim” , “Borlar Halkındır Satılamaz” , “Limanlar Halkındır Satılamaz” , “Tekel Halkındır Satılamaz” , “İşçiler Birleşin İktidara Yerleşin” sloganları atıldı.

 

Genel-İş , Eğitim-Sen , Petrol-İş Şube Başkanları birer konuşma yaptılar . Heyecanla başlayan miting halaylarla sona erdi.

 

Emek Platformunun kararlı tutumu Bandırma’ya  1 Mayıs’ı armağan etti.

 

ŞUBE BAŞKANIMIZ HÜSEYİN KOÇYİĞİT’İN KONUŞMASI :

 

İŞÇİSİ, İŞSİZİ, KAMU ÇALIŞANI, EMEKLİSİ, ÖĞRENCİSİ, GENCİ, KADINI, ERKEĞİ BÜTÜN EMEKÇİLER HOŞ GELDİNİZ.....

 

Dünyada ve ülkemizde gelişmelere baktığımızda çok önemli bir dönemde 1 Mayısı kutluyoruz.

Yüzyılımıza damgasını vuran en önemli politikanın “Enerji Politikası” olduğu bir gerçektir. Dünyada bütün gerginliklerin, çatışmaların, savaşların arkasındaki gerçek dünyadaki enerji kaynaklarına sahip olabilme yarışıdır.

Dostlar;

 A.B.D.’nin Irak’ı işgal etme sebebi de petrol kaynaklarını ele geçirebilmektedir. Yoksa iddia ettikleri gibi Irak’a ne barış nede demokrasi getirdiler. Oraya sadece çocuk, kadın, yaşlı binlerce Müslüman sivili katlederek kan getirdiler. Ama şuna inanıyorum ulusal mücadelesine inanan Irak halkı katil A.B.D.’yi Vietnam’ da kinden daha kötü bir şekilde ülkesinden atacaktır.

 

(KAHROLSUN AMERİKAN EMPERYALİZMİ)

 

Orta doğuda  bir başka katliam da Filistin de yaşanıyor. Orada İsrail devleti Müslüman Filistin’lileri sokak ortasında katlederek bir devlet terörü işliyor ve bizi yönetenler A.B.D.’nin ve İsrail’in bu katliamına niye dur demiyorsunuz. Ama bizler emekçiler hem Irak halkının yanında hem de Filistin halkının yanındayız ve onların onurlu direnişlerini canı gönülden destekliyoruz.

 

(KATİL ŞARON, KATİL İSRAİL)

 

Kıbrıs’ta da Avrupa Birliği ve A.B.D.’nin baskılarına rağmen oradaki iki halk terciğini yapmıştır. Tercihler gösteriyor ki oradaki Rum halkı, Türk halkı ile kardeşçe yaşamak istemediğini belirtmiştir.

Bizi yönetenlerin yapması gereken derhal Kıbrıs Türk Cumhuriyetini başta Türk Cumhuriyetleri olmak üzere bütün dünyaya tanıtmaya çalışması gerekir.

Dünyada bunlar olurken, ülkemizde hükümet “Kamu Yönetimi Yasa Taslağını” çıkarmaya çalışıyor.

Kamu yönetimini parçalayarak etkisiz kılmayı içeren ve özelleştirme politikalarını gizlemeye çalışan bu yasa taslağı, yurttaşları birer müşteri olarak gören bir anlayışın ürünüdür.

Eğer bu yasa geçer ise sermayenin yerel yönetimlerin eline geçerek fonlardan daha fazla pay almasına, iş güvencesine sahip kamu çalışanlarının bu haklarının ellerinden alınmasına yeni bir işsizler ordusu yaratmasına yol açacak ve kamu hizmetlerinde genel bir kalitesizlik anlamına gelecek olan taslağın bu haliyle yasalaşması emekçilerin zararınadır ve hükümet bu yasa taslağını derhal geri çekmelidir.

 

(HÜKÜMET ŞAŞIRMA, SABRIMIZI TAŞIRMA)

 

Türkiye’nin emekçi halkı ise yine bir özelleştirme saldırısı ile karşı karşıya. Siyasi iktidar başta PETKİM, TÜPRAŞ olmak üzere TEKEL, ŞEKER FABRİKALARI, LİMANLARI bir an önce satma telaşına girdi. Karşımızda suçluların telaşı içinde bir zümre var. Bu ülkenin yüz akı, vergi gelirlerinin büyük çoğunluğunun ana kaynağı olan kuruluşları kim kime ne hakla satacakmış, bunu soruyoruz, soracağız da.

Bunlardan biride Limanlarımız, özelleştirilen ve özelleştirilecek Limanlarımız var. Limancılık herkesin yapabileceği bir iş değildir. Uzmanlık ister ve stratejik olması bakımından devlet tekelinde olması gerekiyor. Çünkü Limanlara talip olanların çoğu kaçakçılıkla uğraşan ve kara para aklayıcılarıdır. Buda gösteriyor ki Limanlar devlet tarafından işletilmeli ve denetim altında tutulmalıdır.

 

(LİMANLAR HALKINDIR, HALKIN KALACAK)

 

Bir özelleştirme de Şeker de   11 Mayıs’ta Kütahya Şeker fabrikasının satış teklifinin alımı ile başlayacaktır, buda ülkemiz tarımına ve sanayisine büyük yaralar açacaktır.

Şeker fabrikalarımız 68 İlde 400 bin çiftçimizin yetiştirdiği pancardan üretilen Şekerde, dünyada 4.sıradadır. Pahalı denilen üretim maliyeti Türkiye’de 550 Dolar. Avrupa ülkelerinde   800 – 850 Dolardır. Türk Şeker 2003 yılında 377 Trilyon kar  etmiştir.

Böylesine karlı ve verimli bir kuruluş uluslar arası tatlandırıcı kartellerin baskısı sonucu üretim dışı bırakılarak, dün pamuğumuzun, fındığımızın, tütünümüzün, ayçiçeğimizin üretimini engelliyenler bugün aynı oyunu Şeker Pancarında oynamaya çalışmaktadırlar.

Ülkemiz gelişmiş ülkelerin oyununa gelmemeli, ulusal sanayisine, çiftçisine ve çalışanına sahip çıkmalı.

 

(ŞEKER FABRİKALARI........ HALKINDIR, SATILAMAZ)

 

En büyük peşkeş talanı da TÜPRAŞ’ TA  yaşanmaktadır. TÜPRAŞ Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük  kuruluşlarından biridir. Yıllık cirosu 14 Milyar Dolar. Net Karı 328 Milyon Dolar. Yenisini kurmaya kalksanız 7 Milyar Dolardır.

Bu kadar büyük bir ulusal kuruluşu kaça satıyorlar biliyor musunuz? 1.3 Milyar Dolara. Bu ulusal varlıklarımızı peşkeş çekmek değil de nedir. Talan etmek değil midir.

Dostlar;

 Yer üstündeki ulusal değerlerimiz gittikçe, sıra yer altına gelecek. Yani Türkiye’nin petrolü olan Bor Madenine. Çünkü BORLAR beşikten mezara kadar kullanılan ve dünya rezervlerinin % 63’ünü elinde bulunduran sadece ham olarak satıldığında 350 Milyar Dolar  değeri ile ulusal geliri ikiye katlayan bir cevherdir. Bu değer yeni yapılacak uç ürün yatırımları ile üçe – dörde katlanabilir.

Böylesine değerli ve alternatifsiz bir madeni yabancı sermayeye asla peşkeş çektirmeyeceğiz.

 

(BORLAR HALKINDIR, HALKIN KALACAK)

 

Yıllardır IMF ve Dünya Bankası politikalarının bu ülkeyi ne hale getirdiğini gözlüyoruz. Küreselleşme diyorlar, çağdaşlık diyorlar, süslü püslü sözler ediyorlar.

Hepsinin altından da yoksulluk, sefalet, işsizlik ve açlık çıkıyor.

Açlık sınırının asgari ücretin iki katına yakın olduğu bir ülkede iktidar ne yapıyor? İşsize iş, yoksula aş, çalışanına güvence vereceğine patronların kasalarına sermaye üstüne, sermaye aktarmaya çalışıyor.

 

(IMF DEFOL, BU MEMLEKET BİZİM)

 

Bugün  1 Mayıs’ta kölelik yasalarının son bulması, demokrasi ve emeğin kurtuluşu için,

Halkın örgütlü gücü, adil gelir dağılımı için,

Örgütsüz işyeri kalmaması, sendikasız, sigortasız çalışmaya son demek dileğiyle,

 

BAYRAMIMIZ TÜM EMEKÇİLERE KUTLU OLSUN.

 

YAŞASIN 1 MAYIS YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ

Saygılarımızla

 

Petrol-İş Sendikası Bandırma Şubesi

Yönetim Kurulu Adına

Hüseyin  KOÇYİĞİT