1 Mayıs’ta alanlardaydık

 

Tüm Dünya’da çeşitli etkinliklerle kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı Bandırma’da da Emek Platformu’nun düzenlediği bir mitingle kutlandı. İşçi bayramı kutlamalarına, CHP Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel, CHP Bandırma ilçe örgütleri, DSP ile Bandırma’daki işçi sendikaları, Petrol-İş Sendikamız, Liman-İş Sendikası, Tek Gıda-İş Sendikası, Genel-İş Sendikası, KESK, SES, Eğitim- Sen, Susurluk Şeker-İş Sendikası ve Gönen Deri-İş Sendikası üyeleri katıldılar.

 

Yaklaşık 1500 kişinin katıldığı 1 Mayıs kutlamaları Bandırma Garı önünde başladı. Burada toplanan emekçiler, Cumhuriyet meydanına kadar düzgün bir kortej oluşturarak yürüdü. Gar binası önünden, Cumhuriyet meydanına kadar çeşitli sloganlar atarak gelen emekçiler, 1 Mayıs’ı meydanda düzenlenen etkinliklerle, halaylarla büyük bir coşkuyla kutladı. 1 Mayıs mitinginde bir konuşma yapan Şube Başkanımız Hüseyin Koçyiğit şunları söyledi:

 

“Emekçi dostlar! Bize bugünümüzü bırakan emekliler, işsizler, yoksullar, kadınlar, geleceğimiz olan gençler, işgale, sermayenin küresel saldırılarına, yoksulluğa ve küresel sömürüye hayır diyenler! Eşit, özgür ve adaletli bir Türkiye hedefleyen bütün emekçiler, hepiniz hoş geldiniz.   

 

Dostlar!

Biz emekçiler böyle anlamlı bir günü kutlarken ABD emperyalizmi, dünya çapında egemenliğini güçlendirmek, enerji kaynaklarına sahip olmak, küreselleşmeyi sağlamak için demokrasi getiriyorum diyerek zora, şiddete, işgale başvurmaktan çekinmiyor.

 

Afganistan, Filistin, Irak kaynıyor, halkların yaşadığı acılar insanlık tarihine kara bir leke gibi düşüyor. ABD ve çıkar odakları bunları yaparken, burada hükümet ne yapıyor? Oradaki halkların katledilmesine seyirci kaldığı gibi bir de, çıkar odaklarının taşeronluğunu yapmaya çalışıyor. Bizler Türk halkı olarak bu ezilen, katledilen halkların yanında yer alarak egemen güçlerin derhal buraları terk etmesini ve Türk hükümetinin buradaki ezilen halkların yanında olmasını istiyor ve KATİL ABD ORTADOĞUDAN DEFOL diyoruz.

 

Sevgili dostlar;

Ortadoğu ülkelerini parçalamaya çalışanlar bir yandan da Türkiye’yi IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği politikaları ile parçalamaya ve bölmeye çalışıyorlar. IMF emretti diye reform adı altında emekçilerin bütün haklarını gasp ediyorlar. İşte son çıkardıkları yasa ile mezarda olan emekliliği, ahirette emeklilik yaptılar. Sağlığı paralı hale getirdiler. Sosyal devletin içini boşalttılar. Çocuklarımızın geleceğini gasp ettiler. Bunu gasp edenler, bunun hesabını bu dünyada da, öbür dünyada da verecekler. Çünkü nereye giderlerse gitsinler, bütün emekçilerin elleri iki yakalarında olacak. Ve bunun için biz burada SAVAŞA DEĞİL, SAĞLIĞA BÜTÇE diye haykırıyoruz.

 

Değerli arkadaşlar;

 Bugün ülkemizde tam bir talana dönüşen özelleştirme furyası sürmektedir. Cumhuriyetimizin temel direklerini oluşturan en önemli ve stratejik kuruluşlarımız uluslararası sermayeye peşkeş çekilmektedir. İşte Tüpraş örneği… Tam bir hokkabazlık,hukuk ve yargı kararlarını tanımamazlık. Hukuk, dün size nasıl  lazım oldu ise, bundan sonra daha fazla lazım olacak. Çünkü her icraatınız hukuksuzluklarla dolu. Daha da suç işlemeden Tüpraş’ı gerçek sahiplerine iade edin.

 

Değerli arkadaşlar soruyorum size; Bir aile, evinin kapılarını satabilir mi? Türkiye Cumhuriyetini yönetenler ülkemizin kapılarını satıyorlar, limanlarımızı satıyorlar. Hem de tam peşkeş mantığı ile, hem de hak hukuk tanımadan.Yargı kararlarını hiçe sayarak limanlarımızın satılması demek, ülkemizin denetimsiz kalması, egemenlik haklarından vazgeçmesi, limancılıkta özel sektör tekelinin kurulması, ülkemizin sömürgeleşmesi demektir. Bugün Amerika ve Avrupa ülkelerinde liman özelleştirmeleri yapılmamaktadır. Ne var ki Amerika ve IMF sadece limanların değil, adeta Türkiye’nin satılmasını istemektedir. Ne yazık ki Türkiye’yi yöneten hükümetler onların memuru gibi hareket etmektedir. Biz diyoruz ki LİMANLAR HALKINDIR, HALKIN KALACAK.

 

Bugünlerde Şeker Fabrikaları da uluslar arası şeker kartellerine pazarlanmak isteniyor. Şeker fabrikaları tüm ülkeye yayılmış, 400 bin çiftçimize de iş sahası yaratmakta ve trilyonlarca kar etmektedir. Böyle karlı verimli bir kuruluş uluslar arası tatlandırıcı kartellerin baskısı sonucu üretim dışı bırakılarak çok uluslu şirketlerin oyununa gelinmekte. Ama bu oyunu şeker emekçisi bozacak. Bunun ilk adımı 6 Mayıs’ta Susurluk’ta atılacak, orada şeker işçisi dostlarımızla beraber, tüm dünyaya bu oyununun burada bitmediğini haykıracağız: ŞEKER İŞÇİSİ YALNIZ DEĞİLDİR.

 

Değerli dostlar!

Özelleştirmelerin bir yansıması da Bandırma’da kötü bir şekilde hissedilecek. Daha önce Eti Bor Genel Müdürlüğü, sonra Toprak Mahsulleri Ofisi, şimdi de Tekel .Evet bugün de Tekel kapandı. Burada çalışan 200’ün üstündeki emekçi maalesef Bandırma’yı terk etmek zorunda bırakıldılar. Burada kimler kaybedecek? Tabii ki geçmişte olduğu gibi yine Bandırma kaybedecek. Ama Bandırma’ya yön verenler de ölen mirasçısının malını paylaşır gibi Tekel’in heybetli binalarına el koyma düşüncesindeler.

 

Bugün ülkenin en önemli kuruluşlarını satanlar yarın da bu ülkenin topraklarını, madenlerini  satmaya, pazarlamaya kalkacaklar. Bunun kokuları gelmeye başladı. Bu ülkeyi yönetenler Avustralya’da gizli kapılar ardında, bu ülkenin madenlerini pazarlamaya çalışıyorlar. Yani borları. Ama şunu çok iyi bilsinler ki diğer yerleri satarken dağınık olan emekçiler, yurdunu ve ülkesini sevenler tek yumruk olacak ve ölümüne bu ülkenin kaynaklarını savunacaklar. Nasıl savunulacağını, birleşen güçler yani sizler, onlara göstereceksiniz ve bu ülkenin bir karış toprağını, bir  gram madenini sattırmayacağız. BORLAR HALKINDIR, HALKIN KALACAK.

 

Değerli dostlar;

IMF ve Dünya Bankası’nın direktiflerini yerine getirenler, sıra Türk halkının isteklerini yerine getirmeye geldiğinde bunu görmezlikten geliyorlar. Halkımız ne istemektedir? 380 milyon gibi komik bir asgari ücret değil, insanca yaşayacak bir ücreti istemektedir ve bunun için örgütlenmektedir. Ama Avrupa Birliği’ni savunanlar,  daha çok demokrasi isteyenler yani sermayedarlar örgütlenmeye gelince, binlerce emekçiyi hukuk ve yasa tanımadan kapı dışarı ediyorlar. İşten çıkarmalar bizim bölgemizde de olmuştur. İşte Banvit örneği, işte Bagfaş’ta antrepoculuktaki Nakliyat-İş üyeleri, işte Gönen’de Deri-İş emekçileri… Tamamen köle düzeninde çalıştırılan, yıllarca sigortasız çalıştırılan emekçiler sadece insanca yaşamak ve anayasal haklarını kullanmak istedikleri için kapı dışarı edildiler. Ama yılmadılar, direndiler bu direnişi beklemeyenler çılgına döndüler. Onların çadırlarını yıktılar, kurşun sıktılar, sendikalarını bastılar. Sermaye bunu yaparken, işin daha da kötüsü bu insanların haklarını, hukuklarını koruması gereken yetkililer seyrettiler ve tarafsız olmaları gerekirken taraf oldular. Ama şunu iyi bilsinler ki! Güçlüler bugün kazanmış olsalar da haklılar eninde sonunda direndikleri müddetçe kazanacaktır. Deri işçileri de eninde sonunda kazanacaktır. DERİ İŞÇİSİ YALNIZ DEĞİLDİR.

 

Değerli dostlar!

Yıllardır uluslararası sermayenin bu ülkeyi ne hale getirdiğini görüyoruz. Küreselleşme diyorlar, çağdaşlık diyorlar, süslü püslü sözler ediyorlar. Hepsinin altında yolsuzluk, sefalet, işsizlik, açlık ve daha da kötüsü ülkenin parçalanması çıkıyor. O halde iktidar ne yapıyor? İşsize iş, yoksula aş, çalışana güvence vereceğine, patronların kasalarına sermaye üstüne sermaye katıyor. Bizler bugün buradan, geçen yıl olduğu gibi;

  • Sigortasız, güvencesiz çalışmaya karşı

  • İşsizliğe karşı ve insanca yaşamak için,

  • Eğitimin, sağlığın parasız ve eşit olması için,

  • Özelleştirme ve ülke kaynaklarının peşkeş çekilmemesi için,

  • Çocuklarımızın geleceği için,

 buradan hep beraber haykırıyoruz, tüm emekçilerin birliğini ve gücünü birleştirmesi dileğiyle;

 

......YAŞASIN 1 MAYIS, YAŞASIN EMEKÇİLERİN BİRLİĞİ,

 

TÜM DÜNYA EMEKÇİLERİN BAYRAMI KUTLU OLSUN....

 

Bandırma Petrol-İş Sendikası

Şube Yönetim Kurulu Adına

Hüseyin Koçyiğit