15.01.2010

Ankara'dan İşçi Manzaraları

 

 

 

 

Tekel İşçilerinin direnişi bugün 32. gününde. Günlerdir Türk-İş Genel Merkezi önünde eylemlerine devam eden işçilere bugün Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce Tekel işçisi eş ve çocuklarıyla katıldılar.

 

Türk-İş’in önü, Kızılay ve Sakarya Caddesi civarında deyim yerindeyse iğne atsan yere düşmeyecek.

 

Saat 10 00’da Türk-İş Genel Başkanı Mustafa KUMLU Ankara ya gelen işçilere “ Hoşgeldiniz ” diyerek sözlerine başladı.  AKP’nin emek karşıtı politikalarını ve emekçilerin taleplerini arda arda sıraladı.

 

Her zaman ki gibi konuşma “Türk-İş Nerede Biz de Oradayız”, “ Direne, Direne Kazanacağız” ve “ Genel Grev Genel Direniş ” sloganları ile kesildi.

 

 

 

 

Ankara da olağan üstü bir hareketlilik var.

 

İşçiler ve emekçiler siyasetin kalbi başkentte.

 

Kızgın, öfkeli ve sabırsızlar.

 

Tribünde seyirci değil, sahada oyuncu olma zamanı.

 

Türk-İş önünde işçilerin en çok konuştuğu şey Birleşirsek Kazanabiliriz ”, “ Asla Yenilmemeliyiz ”

 

Bizde buna yürekten katılıyoruz. Başka şansımızın ve yolumuzun olmadığını da  bilerek.

 

  • İşçiler Birleşin, İktidara Yerleşin!

  • Zafer Direnen Emekçinin Olacak!

  • Tekel İşçisi Yalnız Değildir!

  • 17 Ocak’ta Sıhhıye Meydanındayız!

 

Petrol-İş Sendikası

Ankara Şubesi 

 

 

 

 

 

      Türk-İş Genel Başkanı Mustafa KUMLU’nun 15.01.2010 Cuma günü Türk-İş Genel Merkezi Önünde Yaptığı Konuşma Metnidir.

 

Değerli Arkadaşlarım,
Şahsım ve Yönetim Kurulum adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.


TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu’nun aldığı “sürekli eylem kararı” gereği, bugün bir kez daha çalışmama hakkımızı kullanıyoruz. Akşam iş çıkışlarında bir kez daha AK Parti il örgütlerinin önünde kitlesel basın toplantıları düzenleyeceğiz.
 

Pazar günü ise, Sıhhiye Meydanı’nda mitingimiz var. Mitingimizin adı, “Ekmek, Barış, Özgürlük için Demokrasi ve Haklar Mitingi”

 

Evet, biz ekmek istiyoruz, barış istiyoruz, özgürlük istiyoruz. Ülkemizde daha çok demokrasi istiyoruz. Ülkemizde demokrasinin var olabilmesinin sendikaların gelişmesi, güçlenmesi ile mümkün olabileceğini biliyoruz. Bu bilincin, bizi yönetenlerde de oluşabilmesi için, bu eylemleri yapıyoruz.

 

Değerli Arkadaşlarım, bugün yaptığımız eylemde, TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu olarak sizlerle birlikte olmayı tercih ettik. Çünkü bugün sizin büyük direnişiniz tam bir ayı doldurdu.

 

Ve bugün,  tıpkı bir ay önce olduğu gibi, TEKEL işçisi kardeşlerimiz Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya geliyor. Sizin bu büyük gününüzde, bizim bu büyük günümüzde,  burada, sizinle birlikte olduk, çünkü Türkiye’nin dört bir yanında eylem yapan işçi kardeşlerimizi sizlerle birlikte selamlamak istedik. 

 

Değerli Kardeşlerim, Türk çalışma hayatının son derece zor günler yaşadığı bu süreçte, siz, eylemlerinizle fitili ateşlediniz. Verdiğiniz ekmek mücadelesinde o kadar haklı ve masumdunuz ki, bütün Türkiye’nin desteğini aldınız. Size sıkılan biber gazı, size sıkılan tazyikli su, aslında tüm Türkiye’ye sıkılmış oldu ve bunun içindir ki burada bir aydır bir gün yalnız bırakılmadınız.

 

Sizi, “yan gelip yatmakla” suçladılar.

 

Sizi “ideolojik davranmakla” suçladılar.

 

Ama siz, o onurlu ve dik duruşunuzla, taleplerinizi ifade edişteki samimiyetinizle, bu suçlamaların hiç de doğru olmadığını tüm Türkiye’ye anlattınız.

Sizin için basın toplantıları düzenlediler. O toplantılarda sizin müktesep haklarınızı görmezden gelip, 4-C’yi bir “lutüf” gibi gösterdiler. Ama, o özelleştirmeler yapılırken, o kapatma kararları alınırken, orada çalışan işçilerin ne olacağını hiç düşünmemiş olmanın ayıbını gizleyemediler. Ellerinden gelen her şeyi yaptılar, ama sizin haklılığınızı gölgeleyemediler.

 

İşte bu nedenledir ki, size olan destek çığ gibi büyüdü.

 

Sizler, bu eyleminizle, Türk çalışma hayatının içinde bulunduğu durumun aynası oldunuz.

 

Sizi kutluyorum değerli arkadaşlarım. Bir aydır buradasınız, hiçbir taşkınlığa sebebiyet vermediğiniz için kutluyorum, disiplininiz için kutluyorum, sabrınız için kutluyorum, kararlılığınız için kutluyorum, yaratıcılığınız için kutluyorum, tüm dünyaya örnek hal ve davranışlarınız için kutluyorum.

 

Size, sizin eylemlerinize duyarsız kalan Hükümeti de kınıyorum. Bu ne duyarsızlık, bu ne umursamazlık  anlamak mümkün değil, taş olsa çatlar taş!

Değerli Kardeşlerim, Pazar günü Sıhhiye Meydanındayız. Binlerce kişi hep bir ağızdan taleplerimizi haykıracağız. Şimdi, ben burada taleplerimizi tek tek sıralayacağım.

 

Ey Hükümet;

 

 TEKEL ve İtfaiye işçileri başta olmak üzere çalışanların taleplerine kulak ver!


 İşsizliği önle!


 “Kiralık İşçilik” düzenlemesinden ve esnek çalışma biçimlerinden vazgeç!


 Kıdem tazminatı hakkımıza el uzatma!


 İşçileri köleleştirmeye yönelik 4/C ve benzeri uygulamalardan vazgeç!


 İşsizlik Sigortası Fonu’nun amacı dışında kullanılmasından vazgeç!
 Vergi adaletsizliğini gider!


 Sağlık ve sigorta haklarımızdaki mağduriyeti gider!


 Asgari ücreti sefalet ücreti olmaktan çıkar!


 İşü sağlığı ve güvenliği alanındaki aksaklıkları gider!


 Anti demokratik yasaları değiştir!


 Örgütlenmenin önündeki engelleri kaldır!


 Taşeronlaşma  ve kayıt dışı ekonomiyi engelle!


 Sosyal devleti uygula ve TÜRK-İŞ’ in önüne, buraya kulak ver, bu sesi duy!