27 Mayıs 2009

 

 

Harb-İş Üyesi Binlerce İşçi Ankara’dan “ Mücadeleye Hazırız ” dedi

 

Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı) işyerlerinde çalışan yaklaşık 24 Bin Harb-İş üyesini ilgilendiren 22. Dönem TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine T. Harb-İş Sendikası Ankara Şubesi ile Ankara 1. Nolu Şubesi üyelerinin katılımıyla 26 Mayıs 2009 Salı günü iş çıkışı kitlesel bir yürüyüş ve Basın açıklaması  gerçekleştirildi.

 

Akşam saatlerinde iş çıkışı Abdi İpekçi Parkında toplanan binlerce Harb-İş üyesi işçi, basın açıklamasının yapılacağı Yüksel Caddesine doğru yürüyüşe geçti.

 

Aynı saatlerde işyerlerimizden gelerek Şubemizde toplanan Petrol-İş üyeleride Yüksel Caddesine doğru yürüyüşe geçti.

 

Tez Koop-İş, Yol-İş, Basın-İş, Tek Gıda-İş, TGS, Tümtis Sendikalarının Genel Merkez ve Şube Yöneticileri ile üyelerinin de katıldığı Basın açıklaması için Yüksel Caddesi emekçilere dar geldi.

 

 

 

 

 

 

 

 

  • Harb-İş Sendikası Genel Başkanı Sayın Ahmet KALFA’ nın Basın Açıklaması Metni

 

“Küresel ekonomik krizin ağır etkilerini sürdürdüğü bir dönemi yaşıyoruz.

 

Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle tüm dünyada milyonlarca insan işsiz kalmıştır.

 

Gelişmiş kapitalist ülkelerden tetiklenen ve giderek tüm ülkeleri saran küresel kriz, ekonomileri sarmaya, sarsmaya, kaosa ve bilinmezliğe doğru itmeye başlamıştır.

 

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün açıklamalarına göre kriz nedeniyle 2009 yılında işsiz kalacakların sayısı 50 milyonu aşacaktır.

Başta Afrika’nın, Ortadoğu’nun ve Uzakdoğu’nun yoksul ülkeleri  olmak üzere tüm dünyada milyarlarca insan daha da yoksullaşacak, açlık ve hastalık daha da yaygınlaşacaktır.

 

Ülkelerin daha fazla borçlanmasına ve daha az kamu harcamaları ile sosyal harcama yapmasına neden olacak olan bu durum, aynı zamanda birçok temel sosyal hakkın ortadan kaldırılmak istendiği bir dönemi de başlatacaktır.

 

Özellikle sosyal güvenlik ve çalışma hakları ile sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi hakları çok büyük ölçüde tehlikeye girecektir.

Tüm dünyayı saran ekonomik kriz bugün ülkemizi de sarsmaktadır.

 

Başbakan ve Hükümet yetkililerinin yaptığı açıklamaların tersine ekonomik kriz, yeterli önlem alınmadığı ve sosyal koruma politikaları güçlendirilmediği için, Türkiye’yi kısa ve orta dönemde çok daha fazla etkileyecek boyutlardadır.

 

Buna karşılık Hükümet yetkilileri sürekli olarak küresel ekonomik krizin Türkiye’yi teğet geçeceğini belirtmektedirler.

Oysa yaşanan gerçekler ve veriler, iyimser açıklamaların tam tersini göstermektedir.

 

-Bugün işsiz kalanların sayısı TÜİK verilerine göre neredeyse 4 milyona dayanmaktadır.

-İşsizlik Sigortası Fonu’na başvuru sayısı her ay daha da artmaktadır.

-Büyük sanayi kentlerinde, organize sanayi sitelerinde son 8 ay içinde üretimine ara vermemiş, toplu ya da tek tek işten çıkarmalar yapmamış, haftalık veya günlük normal çalışma sürelerini değiştirmemiş ve hatta ücret ödemelerini geciktirmiş ya da yapamamış hemen hiçbir işletme yoktur.

Ekonomik krizin hangi sınırlara ve nasıl dayanacağı konusunda tartışmaların yapıldığı bir süreçte, genel çalışma ve sosyal haklarla, sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi hakları çok daha önem kazanmaktadır.

 

Özellikle aralarında Sendikamızın 25 bin üyesinin de bulunduğu yaklaşık 315 bin kamu işçisini ilgilendiren kamu toplu iş sözleşmelerini ekonomik krizin etkilerinden ayrı olarak düşünmek olanaksızdır.

 

Çünkü Türkiye’de Hükümet yetkilileri ekonomik kriz ile birlikte öncelikle IMF istemlerine bağlı olarak kamu işçilerinin toplu iş sözleşme haklarını ve ücretlerini kısıtlamaya çalışmışlardır.1994 ve 2001 yıllarında yaşanan krizlerde bunu somut  olarak yaşadık ve gördük.    

                                                               

Bugün bir kez daha kamu toplu sözleşme görüşmeleri ekonomik kriz ortamında sürdürülmektedir.


Sözleşme görüşmeleri aylar öncesinden başlamasına rağmen toplu iş sözleşmesinin yürütüldüğü işkollarında önemli hiçbir ilerleme sağlanamamıştır.

Kamu işverenleri çalışma süreleri, çalışma koşulları ve idari maddeler üzerine sürekli olarak yasaklayıcı, kısıtlayıcı ve esneklik getirici yeni hükümler önermektedir. Hükümet aradan aylar geçmesine rağmen ücretler ve parasal sosyal haklar konusunda hiçbir öneride bulunmamış, toplu sözleşme görüşme zamanını bilinçli biçimde daraltmaya çalışmıştır.

 

Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı işyerlerinde çalışan yaklaşık 24 bin üyemiz adına sürdürdüğümüz toplu iş sözleşmesi görüşmeleri 24 Şubat 2009 tarihinde başlatıldı.

 

Sendikamız, kamu işveren sendikası TÜHİS ve işveren temsilcileriyle yapılan toplantılarda yılların çözüm bekleyen sorunlarını dile getirdi. Üyelerimizin katılımı ile oluşturulmuş ve anketlere yansımış bulunan öneriler sendikamız temsilcilerince özenle savunuldu.

 

Sendikamız edinilmiş toplu sözleşme haklarını korumak ve daha da geliştirmek üzere her aşamada büyük bir sabırla ve inançla, etkili çözümler üretti.

 

Sendikamız toplu sözleşme görüşmelerinin gecikmemesi ve yoğun çalışmalarla sağlıklı biçimde sürdürülmesi ve sonuçlanması için çaba harcadı. Bu doğrultuda daha önceki toplu iş sözleşmesi dönemlerinde yapılmayan alt komisyon çalışmaları yaşama geçirildi.

 

Ancak gösterilen tüm anlayış ve çabalara rağmen kamu işveren sendikası TÜHİS ve işveren temsilcileri, sendikamızın sorunların çözülmesine dönük önerilerini kabul etmeyerek edinilmiş kazanımları geriletmeye ve etkisiz kılmaya dönük tartışmalar başlattı. Ve böylece toplu iş sözleşmesi görüşmeleri yasal süreci içinde sonuçlanamadı.

 

İşveren dayatmaları nedeniyle bugün 147 madde, 3 ek madde, 5 geçici madde ve 13 ekten oluşan 22. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taslağının 79 madde,  3 ek madde, 5 geçici madde ve 13 eki üzerinde anlaşma sağlanamamıştır.

 

Ücret zammı oranları ile parasal sosyal hakları Türk-İş ile Hükümet arasında yapılacak olan görüşmelerle belirlenmesi kararlaştırılan toplu iş sözleşmesinin, parasal olmayan hükümleri, her işçi için yaşamsal önemde olan maddelerdir.

 

Anlaşma sağlanamayan maddeler arasında çalışma süreleri, fazla çalışmalar, vardiyalar, 7,5 saat ve daha az çalışan işçilerin çalışma koşulları, gece çalışmaları, çalışma süresinden sayılan haller, fazla sürelerle çalışma koşulları, işe giriş ücretleri, işçilerin iş ve meslek değiştirme koşulları, farklı ücret ödemeleri, yemek yardımları, servis araçları, parçabaşı ücret sistemi ile çalışan üyelerimizin son dönemlerde yaşadığı ağır sorunları ortadan kaldırmaya dönük çözüm önerileri ve ceza cetvellerinde ağırlaştırıcı hükümlerin getirilmesi  bulunmaktadır.

 

Yılların emeği olan haklarımızın geriye götürülmesine izin vermemiz olanaksızdır. Hiçbir güç, hiçbir kişi ya da kurum, yetkisi, sıfatı ve niteliğin ne olursa olsun bizi kazanılmış olan haklarımızı terk etmeye zorlayamaz, zorlayamayacaktır. Buna izin vermemekte kararlıyız.”

 

                           

          

( Harb-İş Sendikasının Web Sayfasından Alınmıştır.)