ANKARA EMEK VE MESLEK ÖRGÜTLERİ PLATFORMU’NDAN TEGA GREVİNE DESTEK EYLEMİ

          09.02.2009

 

Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu üyeleri grevlerinin birinci yılını dolduran Tega işçileriyle dayanışma eylemi gerçekleştirdi.
 

Sincan Lale Meydanı‘nda düzenlenen eylemde bir araya gelen platform üyeleri ve işçiler "Direne direne kazanacağız", Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz", "Tega işçisi yalnız değildir", "Baskılar bizi yıldıramaz" şeklinde sloganlar attı.

 

Platform sözcüsü Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş, burada yaptığı konuşmada, Tega işyerinde Birleşik Metal İş Sendikası işçileri tarafından açılan grev çadırının, yakılan grev ateşinin tüm emekçilerin mücadelesinin simgesi olduğunu ifade etti.

 

ZAFERE KADAR MÜCADELE

 

Pektaş, "Yakılan bu ateş, içimizi ısıtarak, geleceğimizi aydınlatmaktadır. Meksikalı köylülerden Tuzla tersanesindeki işçilere kadar kapitalizmin tüm mağdurları Tega işçisinin yanındadır. Platformumuzun desteği de Tega grevi emekçilerin zaferi ile sonuçlanıncaya kadar sürecektir" dedi.

 

Küresel krizin tüm işçileri derinden etkilediğini vurgulayan Pektaş, "Halka krizin bizi etkilemediğini söylediler. Ancak görüyoruz ki her gün yüzlerce insan işsiz kalıyor. Buradan bir kez daha sesleniyoruz zenginleri daha zengin fakiri daha fakir hale getiren krizin faturasını emekçiler ödemeyecektir" diye konuştu.Birleşik Metal İş Sendikası Anadolu Şubesi Başkanı Seyfettin Gülengül de, "Grevimiz Sincan Organize Bölge‘deki ilk grevdir. Grev boyunca çeşitli baskılarla karşılaştık karşılaşmaya devam ediyoruz. Ancak yılmadan zafere ulaşıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz" dedi.

 

 

 

 

 

Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu tarafından yapılan basın açıklaması metni aşağıdadır.

 

Saygıdeğer Basın Emekçileri

 

Bugün burada 7 Şubat 2008 tarihinde greve çıkan ve bir yıldır grevde olan TEGA işçilerinin yalnız olmadığını, bundan sonra da yalnız olmayacağını göstermek için toplandık, işçilerin ve Birleşik Metal İş Sendikasının bu azimli mücadelesini yürekten selamlıyoruz.

 

Tek kutuplu dünyada dilediğince at koşturmaya alışmış küresel kapitalist zorbalar, ellerindeki her türlü araçla emekçilere yönelik saldırılar düzenlemektedir. Bu vahşeti düzenleyenler, gün oldu insanları darağaçlarına gönderdi, gün oldu yargısız sorgusuz infazlarda, gün oldu gözaltında katletti. Bu zorbalar, Afganistan‘da, Irak‘ta, Sudan‘da, Gürcistan‘da analara ve çocuklara bomba yağdırdılar. IMF‘ye uşak, emekçilere Kasımpaşalı oldular. Çiftçiyi, köylüyü anası ile birlikte kovmaya kalktılar. Sınır tanımadılar, Novamed'de, Tuzlada, maliyet düşürmek için emekçileri katlettiler. Grevdeki işçilerin değil, patronların sözcüsü oldular.

 

 

Etnik ve inanç farklılıklarını öne çıkararak topluma nifak tohumları attılar. Sürekli mazlum rolü oynayarak milyonları mağdur ettiler. İnsanca bir yaşam isteyen, demokratik bir ülke isteyen her kesime karşı otoriter ve baskıcı yöntemler uyguladılar. Yolsuzluklarını örtmekten, seçim kazanabilmek için her türlü etik dışı yöntemleri kullanmaktan, gözlerimizin içine baka baka gerçek dışı beyanlarda bulunmaktan çekinmediler. Kamuya ait her şeyi sermayedar sınıfına peşkeş çekerek talan etmeyi, orman ve hazine arazilerini yağmalamayı ekonomi yönetimi diye adlandırdılar. Deniz feneri ile yolsuzlukları, zamlarla geleceğimizi kararttılar.

 

Kendi çıkardıkları küresel krizin önce bizi etkilemeyeceğini, sonra teğet geçeceğini söylediler, bunlara kimse inanmayınca da psikolojik olduğunu söylediler. Nasıl etkilemedi, nasıl teğet geçti, nasıl psikolojik kriz ki bu, insanlar emekçiler işsiz, yığınlar ekmeksiz, çocuklar geleceksiz kaldı. Zenginleri daha zengin, fakirleri daha fakir eden krizin faturasını emekçiler ödemeyecektir.

 

Brezilya‘da emekçiler sivil itaatsizlik yaptı, Tokat‘ta, İstanbul‘da ve birçok başka coğrafyada emekçiler işyerlerine sahip çıktı, Ankara Üniversitesinde işçiler işini kaybetmemek için işyerini işgal etti. Bütün bu meşru mücadelelerden korkanlar ise onların üstüne tazyikli su sıktı, gaz bombası attı. Grevdeki TEGA işçilerine saldıranlar kimlerin uşağıdır, yasalarla verilen haklarını işçilere vermeyenler kimlerin sesidir, grev kırmaya çalışanlar kimlerdir gayet iyi biliyoruz. Onlar ümidin, mücadelenin, emeğin, emekçinin, geleceğin düşmanlarıdır, biz onları iyi tanıyoruz.

 

TEGA işyerinde Birleşik Metal İş Sendikası işçileri tarafından açılan grev çadırı ve yakılan ateş, yalnızca orada çalışan işçilerin değil Sincan Organize Sanayisi başta olmak üzere bütün emekçilerin mücadelesinin simgelerinden biridir. Yakılan bu ateş içimizi ısıtmakta, geleceğimizi aydınlatmaktadır. AB ve ABD uşaklarına ve işbirlikçilerine inat bu mücadele sürecektir.

 

Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu olarak sermaye uşaklarına diyoruz ki: Antidemokratik uygulamalarınız, zorbalıklarınız, grev kırıcılarınız, süngüleriniz, toplarınız, tazyikli sularınız, gaz bombalarınız, palavralarınız vız gelir bize vız. Sizler uşaklığı seçmiş olabilirsiniz, bizler ise çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmayı seçtik. Sizin ömrünüz ancak ve ancak bir sonraki uşak gelene kadar olacaktır.

 

TEGA işyerinde grevde olan işçiler, greve çıkarken yalnız değildi, bir yıldır yalnız değildi, bugün yalnız değil, yarın yalnız olmayacaklar. Meksikalı köylüler, Afrikalı zenciler, krizde işini kaybetmiş milyonlar, fabrikalardaki işçiler, kamudaki emekçiler, emek ve demokrasi cephesinde yer alan örgütler, Brezilyadaki fabrika işgalcileri, Kot Taşlama işçileri, Tuzla Tersanelerindeki emekçiler, Filistin‘deki direnişçiler yani küresel kapitalizmin bütün mağdurları TEGA işçilerinin yanındadır.

 

TEGA işçilerinin mücadelesi emekçilerin zaferi ile sonuçlanana kadar sürecektir.

 

TEGA İŞÇİSİ YALNIZ DEĞİLDİR!

DÜNYANIN BÜTÜN İŞÇİLERİ BİRLEŞİN!

YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELE, KAHROLSUN İŞBİRLİKÇİLER!

GREV ÇADIRI EVİMİZ, YAKILAN ATEŞ MÜCADELEMİZDİR!

 

ANKARA EMEK VE MESLEK ÖRGÜTLERİ PLATFORMU