AKP HÜKÜMETİ ÖZELLEŞTİRMELERDE TÜPRAŞ DUVARINA ÇARPTI! 04.02.2006
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu iki ayrı dosyada Tüpraş’ın %51’lik hissesinin blok satışına ilişkin ihale komisyonu kararının ve ihale şartnamesinin yürütmesini 2 şubat 2006 tarihinde durdurmuştur. Petrol-İş Sendikasının aylar süren mücadelesi sonucunda bir kez daha görülmüştür ki, “Zafer Direnen Emekçinin Olmuştur!”. Bunun sonucunda devir sözleşmesinin yapılmış olmasına ve bedelin ödenmiş olmasına bakılmaksızın, yargı kararına uyularak Tüpraş Kamu’ya iade edilmelidir.
TEKEL İŞÇİSİ YALNIZ DEĞİLDİR!
02 Ocak 2006 tarihinden itibaren kendilerini fabrikalarına kapatarak işyerlerine sahip çıkan, mücadelelerini mücadelemiz bilerek dayanışma içinde olduğumuz Tekel’in yiğit emekçilerine Ankara’dan selam olsun. 6 sigara fabrikası, 84 pazarlama birimi, 97 yaprak tütün işletmesi ve 1 ambalaj fabrikasına sahip olan Tekel’in kapatılması yalnızca burada çalışan 25.000 işçinin işsiz kalması değil, ülkemiz tütün üreticilerinin de aileleri ile birlikte açlığa ve sefalete mahkum edilmesi demektir.
Adana ve Malatya Tekel fabrikalarının kapatılmasına karşı mücadele eden sınıf kardeşlerimiz, aynı zamanda ülkemizin bağımsızlığı için uluslararası tekellere ve emperyalizme karşı da onurlu bir mücadeleyi yürütmektedirler. Çünkü, uluslararası sigara tekelleri, milyar dolarlara varan ülkemiz sigara piyasasını ele geçirmek istemektedirler.
Bu nedenle Tekel’de yürütülen mücadele yalnızca Adana ve Malatya Tekel’de çalışmakta olan işçilerin kavgası olarak ele alınamaz. Bu sorun Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerinin, üretici köylünün ve uluslararası tekellere karşı ülkesinin bağımsızlığını savunan bütün yurtseverlerin sorunudur. Tekel işçileri sermayenin hizmetindeki AKP iktidarına karşı, Seka ve Seydişehir’den sonra işine, ekmeğine, işyerine ve ülkesine sahip çıkan onurlu bir mücadelenin simgesidir. Bu nedenle Ankara Sendika Şubeleri Platformu olarak Tekel işçilerinin mücadelesini, tüm sınıf kardeşliği duygularımızla selamlar, dayanışma içinde olduğumuzu belirtiriz.
AKP İKTİDARI SADECE TELEKOM, TEKEL VE TÜPRAŞ’I DEĞİL;
EĞİTİMDEN SAĞLIĞA VE EMEKLİLİK HAKKIMIZA KADAR TÜM SOSYAL GÜVENLİĞİ ÖZELLEŞTİRİYOR!
Ormanlarımızdan madenlerimize, fabrikalarımızdan enerji santrallerine kadar bütün ulusal varlıklarımızı özelleştiren AKP iktidarı, şimdi de sağlık ve sosyal güvenlik sistemini sermaye için rant alanı haline getiriyor. Oysa hepimizin bildiği gibi sağlık haktır, ticari bir mal haline getirilemez. Ayrıca hükümetin yasalaştırmak istediği Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine ve Anayasaya aykırıdır. Anayasanın 60.maddesi “herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve gerekli teşkilatı kuracağı” biçimindedir.
GENEL SAĞLIK SİGORTASI ÖLÜMDÜR!
Genel Sağlık Sigortası ile hastaneler işletmeye, hastalar müşteriye dönüştürülürken sağlık emekçilerinin iş güvenliği de ortadan kaldırılmaktadır. Söz konusu tasarı ile en temel hak olan sağlıklı yaşama hakkımız, kamu açığı olarak ele alınmaktadır. Sağlık hakkı yurttaşların ekonomik ve siyasal gücü ile ilişkilendirilemez. Oysa; Genel Sağlık Sigortası prim ödeme gücüne dayanan bir sistemdir ve AKP hükümeti IMF’nin direktifleri ile sağlığımızla ve geleceğimizle oynamaktadır.
Sağlık, toplumsal bir hak olmaktan çıkarılarak, parası olanın yani, prim ödeyenin yararlanabileceği bir hizmet haline getirilecektir. Prim ödediği halde ister işçi ister memur olsun herkes sağlık hizmetlerinde % 50’ye varan katkı payı ödemek zorunda kalacaktır.
Tüm ayakta tedavilerde 2 YTL protez-ortez vb. iyileştirme cihazları için %10-20 oranında ödeme koşulu getiriliyor.
Vergi, prim ve katkı payı ödemelerine rağmen sağlığımıza kavuşmamız ya da onu korumamız için bize sunulacak sağlık hizmeti Genel Sağlık Sigortası tarafından karşılanmayacak, sağlık hizmetlerinin kurumca ödenecek bedeli, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma komisyonu tarafından belirlenecektir. Özel sigortacılıkta olduğu gibi, sağlık hizmetleri temel teminat paketleri ile sınırlanacak, paketteki hizmetlerin kapsamı her yıl bir komisyon tarafından belirlenerek daha fazlası için ek sigorta yaptırmak gerekecektir. Bu paketler dışında kalan hizmetler ücretli hale getirilecek, örneğin kalp, böbrek, kanser vb. masrafları yüksek olan hastalıklar sigorta kapsamı dışında tutulacaktır.
SOSYAL SİGORTALAR YASA TASARISI ÇALIŞARAK ÖLMEKTİR!
Emeklilik yaşı 68’e çıkarılmaktadır. Emeklilik için “çalışarak ölmek” anlamına gelen, 9000 iş günü prim ödeme zorunluluğu getirilmektedir. Kesintisiz 30 yıl çalışmak anlamına gelen bu durum esnek çalışmaya tabi tutulanlar, mevsimlik işçiler, sözleşmeli çalışanlar, kayıt dışı ve sigortasız çalışan yüz binlerce emekçi için, emekli olmadan, çalışarak ölmek değil de nedir?
Emekli aylığı bağlama oranları %75’lerden %35 lere çekilerek, emekli maaşları düşürülmektedir.
Sağlık ve emeklilik hakkımızı özel sigorta şirketlerinin insafına bırakacak olan ve parası olanın sağlık hizmeti alacağı Genel Sağlık Sigortası, emekli olabilmek için prim ödeme gün sayısını 7.000’den 9.000’e çıkararak emekli maaşlarını düşüren sosyal sigortalar yasa tasarısı, geri çekilmelidir.
İşçi sınıfı ve emekçilerin iki yüzyıllık mücadelesinin kazanımı olan sosyal güvenlik hakkımızdan vazgeçmeyeceğimizi ve Ankara Sendika Şubeleri Platformu olarak Emek Platformunun kararlarını hayata geçirmek üzere mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz.
Ayrıca; bütün sendika şubelerini platformumuz içinde saldırılara karşı birleşmeye davet ediyoruz. Emek Platformu ise; basın açıklamaları ve mitinglerle saldırıların püskürtülemeyeceğini görerek, milyonlarca emekçinin sağlığı ve geleceği ile oynayan bu yasalara karşı “GENEL GREV” ilan etmelidir. Saygılarımızla.
GSS SAĞLIĞA ZARARLIDIR! MEZARDA EMEKLİLİK İSTEMİYORUZ! HERKESE SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK HAKKI! AKP SAĞLIĞA ZARARLIDIR!
Ankara Sendika Şubeleri Platformu
|