ANKARA TABİP ODASINA DESTEK29.11.2004
Şube Başkanımız Mustafa ÖZGEN 29 Kasım 2004 tarihinde Ankara Tabip Odası tarafından yapılan basın açıklamasına katılmış, burada açıklama yapan Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi (TTB) ll. Başkanı Dr. Metin BAKKALCI’ya Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrenci Komisyonu adıyla faaliyet yürüten genç arkadaşlarımızın; 28.05.2004 tarihinde H.Ü. Tıp Fakültesinin bulunduğu Merkez kampusteki Öğrenci Yemekhanesinde, Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Ankara Tabip Odası (ATO) tarafından mevzuata uygun olarak yayımlanan afişleri asmak, kimi mesleki bilimsel yayınları dağıtmaktan dolayı suçlanmalarının akılla ve mantıkla bağdaşmadığını, bunun ancak 12 Eylül Mantık ve hukukuna uygun bir anlayış olduğunu, Petrol-İş Sendikası Ankara Şubesi olarak mücadelelerine katkı koyacaklarını ifade etmiştir.
Şube Başkanımız, kendi meslek odasının SSK hastanelerinin sağlık Bakanlığına devrine karşı bir duruş sergilemek parasız ve eşit sağlık hakkını savunmak amacıyla ayrıca Emperyalizmin her geçen gün biraz daha azgınlaşarak mazlum ülkelere zulmetmesini konu alan savaş karşıtı afişleri asan, mesleki bilimsel yayınları dağıtan genç hekimlerin yargılanmasını Aziz Nesin’in hikayelerine konu olacak türden traji-komik bir Türkiye gerçeği olarak yorumladı.
NOT: Bahse konu afişler resimde basın açıklaması yapan sözcülerin arkasında görülmektedir.
BİLGİ: 30 Kasım 2004 tarihinde Ankara 9.Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada öğrenciler “BERAAT” ettiler. İlgililere duyurulur.
Petrol-İş Sendikası Ankara Şubesi
Ankara Tabip Odası Basın Açıklaması 29 Kasım 2004
HEKİMLERDEN, SAĞLIK ÇALIŞANLARINDAN SONRA; ŞİMDİ DE HALKIN SAĞLIK HAKKINI SAVUNAN TIP ÖĞRENCİLERİ YARGILANIYOR !
Yarın Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan 2004/1067 Esas sayılı ceza yargılaması; ülkemizde, insan hak ve özgürlüklerinin ve özelde “kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı”nın ne denli güvencede olduğu, öte yandan demokratik yaşamın temel unsurlarından olan meslek örgütlerinin faaliyetlerinin, siyasi iktidarlardan, resmi kişi ve kurumlardan kaynaklı hiç bir keyfi baskı ve yasağa maruz kalmaksızın gerçekleştirilebilmesi gerekliliği yolunda, haklı kaygılar doğurmaktadır.
Söz konusu davada, biri sonraki süreçte mezun olmuş olan toplam 6 tıp öğrencisi yargılanmaktadır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 06.09.2004 tarihli iddianamesi ile açılan bu davada genç arkadaşlarımız aleyhinde “izinsiz afiş asmak” suçlaması yöneltilmekte, Türk Ceza Yasası’nın 537/2-4 maddesi uyarınca her biri için 2 yıl hafif hapis ve para cezası, toplamda 12 yıl hapis cezası talep edilmektedir. Bu iddianın ve bütün olarak davanın yegane dayanağı ise Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 3 polis memuru tarafından düzenlenmiş olan 28.05.2004 tarihli kolluk tutanağıdır.
Söz konusu davada, Odamız bünyesinde “Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrenci Komisyonu” adıyla faaliyet yürüten bu genç arkadaşlarımız; 28.05.2004 tarihinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin bulunduğu merkez kampüste öğrenci yemekhanesinde, Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Ankara Tabip Odası (ATO) tarafından mevzuata uygun olarak yayımlanan afişleri asmak, kimi mesleki bilimsel yayınları dağıtmakla suçlanmaktadır. Söz konusu afiş ve yayınlar özetle, halkın Anayasal güvenceye sahip “sağlık hakkı”nın ve sağlık alanında çalışanların ekonomik-sosyal kazanımlarının savunusunu konu edinmektedir.
TTB ve ona bağlı yerel Tabip Odası olan ATO; 6023 Sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu ile kurulmuş olan, kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütüdür. Davaya konu olayın gerçekleştiği belirtilen yer, bir tıp fakültesinin ve ona bağlı bir hastanenin de bulunduğu, sağlık hizmeti sunumunun ve bu kapsamdaki bilimsel eğitim ve araştırma faaliyetlerinin yapıldığı bir mekandır. 6023 Sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu ile, sağlık alanında bir çok kamusal yetki, görev ve sorumluluk ile donatılmış olan Odamızın, kendi yayınlarını üyelerine ulaştırması, tıp bilimi kapsamındaki faaliyetlerin gerçekleştirildiği tıp fakültesi, hastane, poliklinik gibi mekanlarda kamusal faaliyetlerde bulunması, hukuka uygunluğu bir yana, doğrudan hukukun ve kamu menfaatinin bir gereğidir. Üstelik bu kapsamdaki bütün faaliyetlerimiz, kendileri de Odamız üyesi olan tıp fakültesi ve bağlı hastane idarecilerinin bilgi ve onayı dahilinde olduğu gibi, özellikle davada bahsi geçen yayınların üyelerimize dağıtımı da kesinlikle atılı suç ya da başkaca bir suç kapsamına zaten girmemektedir.
Bu nedenle bir anlamda kolluğun ve savcılık makamının olayla ilgili suçlamaları, maddi gerçeklikten ve hukukilikten uzaktır.
Yine görülmektedir ki dava konusu olayda, yargılanan tıp öğrencilerinden daha çok bizzat kolluğun hukuki durumu tartışılmaya muhtaçtır. 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 20 nci maddesine göre kolluğun üniversite ve eklentilerine girmesi ve faaliyette bulunması sınırlandırılmış ve kimi kurallara bağlanmıştır. Bu maddeye göre kolluk güçleri ancak; “kurumun imkanlarıyla önlenmesi mümkün görülmeyen olayların çıkması ihtimali karşısında üniversite rektörü, acele hallerde ise dekan veya bağlı kuruluş yetkililerinin kolluktan yardım talep etmesi durumunda” ya da “bir adli kovuşturmada suç ve suçluların kovuşturulması amacıyla” üniversite ve eklentilerine girebilirler, ancak bu koşullarda buralarda faaliyette bulunabilirler. Ancak olayımızda, ne kolluğa yapılmış bir davet, ne de bir adli kovuşturma söz konusudur. Bu durumda somut olayda kolluk, hukuka aykırı biçimde davranmış, bizzat kendisi hukuku ihlal etmiştir ve dolayısıyla anılan hukuka aykırı faaliyetin ürünü olan 28.05.2004 tarihli kolluk tutanağına da, iddia ve yargılama açısından hiçbir koşulda hukuki bir değer taşıyamaz.
Son olarak şu hususu da önemle belirtmek isteriz;
Bilindiği üzere içinde bulunduğumuz süreçte sağlık çalışanları ve onların meşru mesleki, sendikal örgütleri; halkın sağlık hakkının korunması adına özverili bir mücadele yürütmekte, AKP iktidarının IMF ve Dünya Bankası direktifleri doğrultusunda yerli ve yabancı sermayenin çıkarları adına gerçekleştirdiği neo-liberal uygulamalar karşısında saf tutmaktadır.
Bu kapsamda demokratik tepkilerini dile getiren bir çok kurum yöneticimiz, üyelerimiz, meslektaşlarımız; ne yazık keyfi idari baskılara maruz kalmakta, hatta haksız suçlamalarla yargılanarak mağdur edilmektedir. Bu davada görüldüğü üzere, söz konusu mağduriyetin şimdilerde tıp fakültesi öğrencilerine değin yaygınlaşmış oluşu, AKP iktidarının demokratik eleştiriler karşısındaki tahammülsüzlüğünün ve susturulmak istenen bu eleştirilerin ne denli haklı olduğunun açık bir göstergesidir.
Peki sormak gerekir; hukuk ve adalet bu işin neresindedir ?
Kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Tıp Fakültesi Öğrencileri Yargılanıyor! Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi’nde (Ankara Adliyesi Ceza Mahkemeleri Bloğu 2. Kat Sıhhıye) 30 Kasım 2004 Salı günü saat: 09:10’da görülecek olan halkın sağlık hakkının savunusunu yapan Tıp Öğrencilerinin yargılandığı davaya katılımızı bekleriz.
Saygılarımızla.
Ankara Tabip Odası Yönetim Yönetim Kurulu
SAĞLIK HAKKINI SAVUNDUKLARI İÇİN YARGILANAN TIP ÖĞRENCİLERİ İLK DURUŞMADA BERAAT ETTİ!
01.12.2004
Bu gün Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Ankara Tabip Odası (ATO) tarafından yayımlanmış olan, özünde halkın sağlık hakkının ve sağlık çalışanlarının mesleki kazanımlarının savunusunu konu edinen afişleri izinsiz astıkları, kimi mesleki yayınları izinsiz dağıttıkları gerekçesiyle yayınlanan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri, ilk duruşmada beraat etti.
Mahkeme beraat kararının gerekçesinde; yalnızca kolluk tarafından tutulmuş bir tutanağa dayanan bu davada, tıp öğrencilerini suçlamaya mahkum etmeye yeterli kanıt bulunmadığı belirtilerek, bir anlamda kolluk makamlarının davranışının hukuka uygunsuzluğunu tespit etti.
Mahkeme ayrıca Yeni Türk Ceza Yasası'nda benzeri demokratik davranışların suç olmaktan çıkarılmış olduğuna da dikkat çekti. Öğrenciler hakkında davanın daha ilk duruşmasında verilen bu beraat kararı, bir anlamda sağlık çalışanlarının ve TTB, ATO gibi onların mesleki örgütlerinin talep ve etkinliklerinin meşruluğunun ve hukukiliğinin yargı tarafından da kabul anlamına gelmektedir.
Yargının, hala sağlık çalışanları aleyhinde sürmekte olan benzer davalarda da, hak ve özgürlükler lehine adil hükümler tesis etmesini dileriz. Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunarız.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu
|