PETKİM İŞÇİLERİ AKP İL ÖRGÜTÜ ÖNÜNDE EYLEM YAPTI


 

Özelleştirmeye karşı mücadele eden Petkim işçileri dün (14.06.2007) günü saat 18.00 de İzmir AKP İl Başkanlığı önünde basın açıklaması yaparak özelleştirme uygulamalarında ısrar den hükümeti protesto etti.

İş çıkışı evlerine gitmeyip servis otobüsleri ile İzmir-Bayraklı’da bulunan İl binası önüne gelen işçiler polis tarafından alınan yoğun güvenlik önlemleri ile karşılaştı.

 

Burada işçilere hitaben bir konuşma yapan Aliağa Şube Başkanı İbrahim Doğangül;
 

“Türkiye’nin tek petrokimya üreticisi ve kamuda kalan son sanayi kalesi Petkim, AKP hükümeti tarafından alelacele satılmak isteniyor.

 

Ülkemizde yaşanan yoğun gündem nedeniyle bu konu tartışılamıyor bile. Oysa konu ülkemiz açısından son derece önemlidir, ‘Petkim satılırsa neler olur’ düşünmek gerekir.

 

ÖİB tarafından 16 Mart 2007 tarihinde ilana çıkılarak başlatılan satış sürecinde son aşamaya doğru hızla geliniyor. ‘Yeterlilik’ aşamasını geçen firmaların, teklif verme süreleri 25 Haziran 2007 tarihinde doluyor.

Edinilen bilgilere göre Petkim ile ilgilenen on sekiz firma var. Bunların bir kısmı petrokimya ile ilgisi olmayan, daha çok kendi reklamı için ortaya çıkan şirketler. Bazıları ise dünyanın önde gelen petrol ve petrokimya devi yabancı şirketler.

 

Bunların amacı ne olabilir?

 

Petkim’in en acil ihtiyacı yatırım. Satın almak için sıraya giren bu dev tekeller, Petkim’in yaşaması için gereken en az 3-4 milyar dolarlık yatırımı yapar mı?

 

Ülkemizin sanayileşmesi ve kalkınması, teknolojik gelişimi açısından son derece önemli olan bu sektörde üretici olarak varlığını sürdürmesi gibi bir kaygıyı taşır mı bu yerli-yabancı tekeller?

 

Elbette hayır!

 

Böyle bir zorunluluğu, yasal yükümlülüğü var mıdır?

 

Hayır! Ne ihale şartnamesinde, ne de diğer hukuki düzenlemelerde böyle bir zorunluluk yok.

 

Doğal olarak her şirket gibi onlar da, ülke çıkarını değil, kendi kârlarını düşüneceklerdir.

 

Bu şirketlerin asıl amacı, Petkim’in mevcut olanaklarından yararlanarak ülkemizin hızla büyüyen petrokimya pazarını tamamen ele geçirmektir.

 

Bu gerçekleri toplumun bütün kesimleri bilmeli ve tartışmalıdır.

 

Ülkemizde yıllardır hükümetler değişiyor, uygulanan ekonomi politikaları değişmiyor. Bunların sonuçlarını yaşayarak gördük; özelleştirmeler çare değildir; yapılması gereken şey satmak değil, yenisini yapmaktır.

 

Petkim bu konuda en iyi örneklerden biridir. Petkim’i rahat bıraksınlar yeter. Bugüne kadar olduğu gibi, bütün yatırımlarını yine kendi imkanlarıyla yapabilir. Güvenilirliği sayesinde rahatça bulacağı krediler için hazine garantisi bile istemez üstelik.

 

Oysa AKP iktidarı yangından mal kaçırırcasına, Petkim’i bir an önce satmaya çalışıyor.

 

Enerji, bankacılık vb bütün alanlardaki özelleştirmeleri (seçim kaygısı ile) erteleyen AKP hükümeti, Petkim’i satmak için neden bu kadar ısrar ediyor? Acaba bu işin arkasında bizim bilmediğimiz başka bir oyun mu var?

 

Hükümet bu tavrıyla siyaseten etik davranmıyor.

Bu kadar önemli bir karar, ilgili çevrelerin fikri dahi alınmadan, siyasi ömrü dolmuş bir hükümet tarafından verilebilecek karar değildir!
 

Ülkesini seven bütün insanlarımıza sesleniyoruz:

Bizler Petrol-İş Sendikası olarak hukuki ve meşru her türlü yola başvurup, mücadele etmeye kararlıyız. Gelin siz de susmayın, Petkim’e sahip çıkın!

 

Özelleştirmelerin dayanağı olan IMF-DB programlarını yıllarca uygulayan hiç bir ülke (tıpkı bizim gibi) ekonomik olarak düze çıkamamıştır. Tam tersine, yaşadığımız krizlerin sebebi bu programlardır. Bugün dünyada IMF’nin, bırakınız reçetelerini, bizatihi kendi varlığı tartışılmaktadır.

 

Bizce, 22 Temmuz 2007 de yapılacak Milletvekili Genel Seçimleri, IMF programını uygulayanlara da, uygulayacağını beyan edenlere de cevap vermek için iyi bir fırsattır!
 

Artık yeter! IMF partilerine, memleketi parsel parsel satanlara oy yok!”
 

Konuşmasında Doğangül ayrıca şu anda devam eden kamu toplu iş sözleşmelerine de değindi:

“Türk-İş ile hükümet yetkilileri arasında görüşmeler devam ediyor, bizler de yakından takip ediyoruz. Bu görüşmeler anlaşmayla sonuçlansa bile Petkim işyerine özgü sorunlar çözülmeden bu sözleşme bitmez. Bunların başında düşük ücret sorunu geliyor. Yeni işe alınan işçilere mevcut ücret sistemini uygulamayan şirket yönetimi neredeyse asgari ücret ile işçi çalıştırmaya başladı.

 

Şirket yönetimi de Petkim’e teklif vermeyi düşünen şirketler de şunu çok iyi bilsinler ki; Petkim gibi bir işyerinde işçilerin düşük ücretle çalıştırılmasına ve bu durumun özelleştirme sürecinde teşvik unsuru olarak gösterilmesine de izin vermeyeceğiz.

 

Eğer sözleşme sürecinde taleplerimizi kabul etmezlerse her türlü mücadeleyi (grev dahil) ortaya koymaya hazırız. Grev yasağı kapsamında olmamız onları yanıltmasın. Çünkü bu yasak en temel hukuk kurallarına aykırıdır. Üstelik kendileri ‘Petkim artık stratejik değildir’ demiyorlar mı? Grev yasağı kapsamına alırlarken en büyük gerekçeleri ortadan kalkmıştır. Çalışma hayatını yeniden düzenleyip demokratikleştirecek yasaları üç yıldır raflarda tutan kendileridir. Aynı hükümet daha geçen hafta bazı sendikacılara ‘kıyak’ yaparak, seçilme engellerini kaldıran yasa değişikliğini beş dakikada TBMM’den geçirmedi mi? Elbette bundan yararlanan ‘sendika ağaları’ da hükümete karşı seslerini çıkaramıyorlar. Bizler böyle hükümet de, böyle sendikacılar da istemiyoruz”

 

Konuşması sık sık “Grev bizim hakkımız, biz istersek yaparız”, “Kahrolsun işçi düşmanları” “Yaşasın onurlu mücadelemiz” gibi sloganlarla kesilen Doğangül konuşmasını şöyle bitirdi:

 

“Dün Aliağa’da bugün İzmir’de, eğer yine de bizi duymazdan gelirlerse Ankara’ya, kulaklarının dibine kadar gidip sesimizi duyurmaya kararlıyız. Başta Yönetim Kurulu Başkanı Osman İlter olmak üzere tüm yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz; Petkim’i satmakla değil, yönetmek, yani sorunlarına çözüm bulmak için uğraşın. Sizin göreviniz sadece satmak ise, bırakın Petkim’i başkaları yönetsin!”

 

Konuşmaların ardından işçiler otobüslere binerek AKP İl Binasının önünden ayrıldılar.