Petkim ile Kim, Niçin İlgileniyor? 17.05.2007
Petkim, Türkiye’nin tek petrokimya üreticisi.
Barajı, enerji santralı, üçüncü şahıslara da hizmet verebilen dev limanı; yenilenen teknolojisi ile kapasite artırımlarını tamamladığı 12 fabrika, sekiz yardımcı tesiste, katma değeri yüksek ürünler üreterek ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor.
Deneyimli ve kalifiye işgücünden oluşan çalışanları açısından da son derece verimli durumda. Personeli ve ailesinin oluşturduğu dört bin nüfusu barındıran binin üzerinde konut, stadyum, kültür merkezi, plaj vb dinlenme tesisleri, modern bir camii ve üç tane okulu ile de koskoca bir sosyo-ekonomik kompleks!
Petkim’in her şeyi var.
Tek eksiği rahat bırakılmaması. Yirmi yıldır özelleştirme programında.
Nasılsa satılacak diye, yerleri bile belirlendiği halde vazgeçilen ikinci, hatta üçüncü petrokimya komplekslerini kurmasına izin verilmediğinden, bugün ancak iç talebin dörtte birini karşılayabiliyor. Bu yüzden de rakipleri ile baş edememe yolunda hızla ilerliyor.
Acilen yeni Petkimlere ihtiyacı var ülkemizin.
2003 yılında çıkılan iki ihalede de başarılı olamayan bu hükümet, daha düne kadar “Petkim’e nasıl yatırımcı çekebiliriz, çeşitli ortaklıklar vb yollarla Aliağa’yı petrokimya havzasına nasıl dönüştürebiliriz”in planlarını yaparken, ani bir kararla, alelacele,”seçimlere yetişsin de, IMF bize kızmasın” diye bu dev kuruluşu satmak istiyor.
Kurtulmak için mi satıyorsunuz onu ?
Bir yük mü sırtınızda? Verimsiz mi, ülke ekonomisine katkısı mı yok?
Çalışanlarının ücretlerini siz mi ödüyorsunuz? Sadece son beş yıl içinde tamamlayıp devreye aldığı yaklaşık beş yüz milyon dolarlık kapasite artırım yatırımı için beş kuruş para mı çıktı hazineden?
Hayır, hayır, hayır!
Sebep bu değil.
Tıpkı TÜPRAŞ’I, TELEKOM’U, ERDEMİR’İ, PETROL OFİSİNİ, LİMANLARI ve diğerlerini satarken sebebin bunlar olmadığı gibi.
Nedenini biz artık biliyoruz, onun için “niye satıyorsunuz” diye sormuyoruz. Bizim sorumuz şu:
Petkim’i kim, neden almak isteyecektir?
Bu soru hükümeti ilgilendirmiyor. En yüksek teklifi kim verirse, ona veririz diyorlar!
Çünkü hükümetin başka bir kaygısı yok!
Peki kim kaygılanmalı bu satıştan? Sadece orada çalışanlar, ya da ekonomik olarak ilişkide olduğu Aliağa Halkı mı? Petkim satılırsa ne olur?
Hemen söyleyelim, birkaç yıl içinde Türkiye, petrokimya üretiminden çekilmiş olur; yılda 5-6 milyar dolarlık yüksek katma değer yaratılan bu alanı yabancı tekellere bırakır. Petkim’in (bu haliyle bile) hem fiyat, hem de kalite açısından piyasayı denetleme işlevi de sona ereceğinden, irili ufaklı yerli üreticiler de tamamen bu tekellerin insafına terk edilmiş olur.
Yani olan hepimize olur!
Bu nedenle, burayı almayı düşünen yerli ya da yabancı, büyük ya da küçük hiçbir firmanın uzun vadeli bir üretim yapma planı olamaz. Kimsenin de böyle bir şey beklememesi gerekir, çünkü ister yerli, ister yabancı bütün sermayecilerin tek derdi kar etmektir. Ülke sanayinin gelişmesi, yatırım, istihdam, yüksek katma değer yaratma, bu sayede ekonomik bağımsızlık vs. geçin bunları… Burayı alacak bir şirketten bunları beklemek ham hayaldir.
Bütün bunları ancak ülkeyi yönetenlerden bekleyebilirsiniz doğal olarak. Ama o da imkansız, çünkü bu hükümetin yüzü kendi halkına değil, çok uzaklarda bulunan “efendilerine” dönük.
Bunu çok iyi bildiğimizden, bizim böyle bir beklentimiz yok. Ama yine de görevimizi yapıp uyaralım istiyoruz bu ülkede yaşayanları. Çünkü biz sendikayız, sadece üyelerimizin değil, ait olduğumuz toplumun çıkarlarını savunmak durumundayız. Böyle bir misyonumuz var.
Bunların niyeti üretim-yatırım filan olamaz! Şirket ana sözleşmesine konulan bir madde de hiçbir şeyi garanti edemez. Bundan önce yapılan hangi satışta bu garantiler sağlandı ki?
Bu tüccarların, ithalatçıların asıl niyeti, yılda % 15 ile, dünyanın en hızlı büyüyen beşinci petrokimya pazarını ele geçirmektir.
Biz buna izin vermeyeceğiz!
Siz Petkim ile ilgilenmeye devam edin!
Biz de sizinle yakından ilgileniyoruz!
Hem ihale, hem de seçim sürecinde!
İbrahim Doğangül Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Yönetim Kurulu adına Başkan
|