TÜPRAŞ VE PETKİM İŞÇİLERİ ÖFKELİ
01.06.2004
Ankara Bölge İdare Mahkemesinin verdiği “yürütmeyi durdurmanın iptali” kararını duyan Aliağa Rafinerisi ve Petkim işçileri bu sabah eylem yaptı.İşbaşı yapmak üzere gelen işçiler giriş kapısında servis araçlarından inerek toplandılar. Aynı anada yürüyüşe geçen Tüpraş İzmir Rafinerisi ve Petkim işçileri sloganlar atarak 102 Evler kavşağında buluştular . Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı yürüyüş, Hükümet Konağı yanında bulunan Petrol-İş Şube binası önünde sona erdi. alitup10.jpg Sayıları iki bin civarındaki topluluğa hitabeden Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Başkanı İbrahim DOĞANGUL, ekteki basın açıklaması metnini okudu.
Konuşması, işçilerin attığı sloganlarla sık sık kesilen Doğangül konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mücadeleye devam edeceğiz. Bu ülkenin Tüpraş, Petkim, TEKEL, TELEKOM, THY gibi kuruluşlarına sahip çıkacağız. Ancak bu ülkenin tek sahibi biz değiliz. Bu görev ülkesini seven, haktan adaletten yana herkesin görevidir diye düşünüyoruz.” Konuşmanın bitiminden sonra işçiler yine aynı güzergahtan, Hükümete ve özelleştirmecilere karşı sloganlar atıp, yürüyerek işyerlerine döndüler. Tüpraş işçileri bugün saat 13.00’e kadar çalışmayarak tepkilerini ortaya koydular.
BASINA VE KAMUOYUNA
TÜPRAŞ’ın satışına karşı, Sendikamızın Ankara 10. İdare Mahkemesinde açtığı “ihalenin iptali ve yürütmenin durdurulması istemli” dava henüz sonuçlanmamıştır. Ancak, yürütmenin durdurulması talebimiz mahkemece oy birliği ile yerinde bulunmuş ve bu yöndeki kararı 24.05.2004 tarihinde mahkemece açıklanmıştı. Ankara 10. İdare Mahkemesinin bu kararına ÖİB itiraz etmiş ve Ankara Bölge İdare Mahkemesi bu itirazı oy çokluğu ile kabul etmiştir.
Mahkeme kararları ile ilgili olarak herhangi bir değerlendirme yapmak istemiyoruz, çünkü henüz bu dava bitmemiştir. Davaya bakan asıl mahkemenin oybirliği ile verdiği kararın gerekçesinde belirttiği hususların önemine vurgu yapmakla yetiniyoruz.
Burada şunu açıkça belirtmek isteriz ki; bu satış toplumun, ülkemizin yararına değildir. Üstelik, (dava dilekçemizde ve mahkemeye sunduğumuz belgelerde de belirttiğimiz gibi) hukuken de pek çok eksiklik, usulsüzlük ve hatalı işlemle doludur. Bu nedenle, hem toplumun vicdanında hem de bağımsız yargı tarafından mahkum edilecektir. Buna olan inancımız hala değişmemiştir.
Bu vesile ile, hukuk tanımaz yöntemlerle kamuoyunu ve yargı kurumlarını etkilemek için her türlü yola başvuran, köşe yazarından sermayenin çanak yalayıcılarına, ellerinde bulundurdukları her türlü yetkiyi bu yönde kullanan tüm “kamu” görevlilerine hakettikleri cevabı, başta Tüpraş işçileri olmak üzere bu halk, yeri geldiğinde verecektir.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin’in geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama bu bakımdan ibret vericidir: “Telekom’u 10 yıl önce satmamak bir hata idi. O zaman yirmi milyar dolara satılabilirdi engel oldular, şimdi ise ancak iki milyar dolar eder.”
Bu açıklama, bir gerçeği bütün çıplaklığı ile göstermektedir: Kamu kuruluşları (yapılan işlemin hukuka uygunluğuna, toplumsal yarar sağlayıp sağlamadığına bile bakmadan) bir an önce satılmalıdır. Bu kanı toplumun her kesimine benimsetilmeye çalışılmış ve bunda da büyük ölçüde başarı sağlamışlardır. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğiz: Acaba, Bay Mustafa Bumin ve onun gibi, az çok okuma yazma ve hesap bilenler, bu düşüncelerinde içtenlikli midirler? Yani, yıllardır yapılan propagandanın etkisi altında kalan sıradan yurttaşla bir tutulabilirler mi? Ağızlarından çıkan her sözün – hem de özelleştirme uygulamalarının hukuka uygunluğunun bolca tartışıldığı bugünlerde- ne gibi etkilere yol açacağını bilmezler mi? Eğer öyleyse, bizim gibi cahilin biri çıkıp, “Ey beyim, on yıl önce satmalıydık dediğin Telekom’un geçen yıl ki net karı yaklaşık 2 (iki ) katrilyon TL, yani on yıl önce satsaydık ne kazancı olurdu acaba bu ülkenin? Son üç yılda yarattığı katma değer 13 (onüç) milyar ABD doları olan bu şirket neden bir an önce satılmalıydık? Yoksa bu propagandacılar seni de mi kandırdı”, demez mi? Tüpraş’ın satış hikayesinin de bundan farkı yoktur. Biz Tüpraş’ın verilerini yazmaktan bıktık, aklı başında herkes biliyor ki Türkiye’nin Tüpraş’a ihtiyacı var! Tüpraş, Petkim,Telekom, THY,Tekel gibi kuruluşların satılması, bir avuç çıkar çevrelerinin dışında bütün toplum kesimlerinin zararınadır! Hem her şeye rağmen satmaya çalışanlar, hem de almaya kalkanlar şunu bilsinler: Tupraş işçisi, Sendikası Petrol-İş’le bir bütün olarak bu mücadeleyi asla bırakmayacak! Davanın görülmekte olduğu Ankara 10. İdare Mahkemesinin, yürütmeyi durdurma yönünde –oybirliğiyle- verdiği karar gerekçeleri ortadayken, Asıl Mahkeme kararı çıkmadan yapılacak hiçbir işlem hukuki değildir; tarafımızca asla meşru sayılmayacaktır.
Bunu herkes böyle bilsin!
İbrahim DOĞANGÜL Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Bşk.
|