Sermaye sınıfını rahatsız eden 1 MAYIS’ ın bir bayram olarak kutlanması değil 1 MAYIS’ın birlik dayanışma ve mücadele günü olarak kutlanması ve 1 MAYIS İşçi sınıfının dayanışma ruhunu canlı tutmasıdır.

Gerek dünya Sendikal hareketi gerekse Türkiye Sendikal hareketi şunu açıkça görmektedir. Birinci olarak hiçbir kazanım geri alınamaz değildir. İkincisi bu duruma tepki gösterilmezse sermayenin saldırısının nerede duracağı belli değildir. Gösterilmesi gereken tepki öncelikle dayanışmadır. Ve ortak mücadeledir. İşte bu tam 1 MAYIS ruhudur. 1 MAYIS’ın kendisidir. Türkiye işçi sınıfı ve Sendikal hareketi dayanışmayı birlik ve mücadeleyi yeniden ele almalı geliştirmeli ve güçlendirmelidir.

Tüm Ortadoğu'nun bundan sonra çok uzun müddet istikrar görmeyeceği bir döneme girdik. Komşumuz Irak’a ABD ‘nin açık işgali altında özgürlüğünü kazanmaya çalışıyor.Barış severler verdiği mücadele ülkemiz emekçi çocuklarının bu haksız savaşta hayatlarını kaybetmelerinin önüne geçti, Irak’ın işgaline ortak olmadık,insanlarımızın ve gelecek nesillerin komşusuna saldıran bir halk olarak utanç duymamalarını sağladık. ABD Ortadoğu'yu terk edene kadar devam edecektir. Çünkü işçi sınıfı biliyor ki  emekçilerin çıkarı halklar arası dostlukta yatar.

Komşularımız savaşırken, sendikalarımızda pek çok zorluklarla boğuşuyor bir yandan yerel yönetimlere daha fazla hak veriyoruz görüntüsü altında yeni bir işsizlik furyası başlatılıyor.

Türkiye’nin emekçi halkı ise yeni bir özelleştirme saldırısı ile karşı karşıya siyasi iktidar başta Tüpraş olmak üzere Petkim,Tekel,Hava Yolları, Telekom’u bir an önce satma telaşına girdi Hükümet, uygulamak istediği istikrar politikaları bahanesiyle özelleştirmelere hız vermiştir. Özelleştirmelerini hukuk dışlılığı, kamu yararının çiğnenmesi, işsizliğe yol açması,bir yağmaya dönüşmesi vergi kaybına neden olması gözlerden saklanamaz hale geldiği halde özelleştirme programlarına devam etmektedirler.

Eşitlik ve adalet getireceğini yolsuzluk ve yoksulluğu önleyeceğini vaad ederek iktidara gelenler kendisinin verdiği sözleri tutuyor gibi göstermenin yanı sıra halkı da  bu iyimser havaya sokmaya çalışılıyor. Ekonomi iyiye gidiyor,enflasyon düşüyor ama halkımızın parası yok,doların fiyatı iniyor,ama işsizlik sürekli artıyor, can yakıyor. İhracat patladı diyorlar halkın durumu iyi diyorlar kısacası ekonomide bahar havasının yaşandığını iddia ediyorlar ama halk bu iyileştirmeleri ne maaş artışında nede alım gücünde görebiliyorlar. İMF’nin direktifleri ile hareket eden AKP, halkın iradesini hiçe sayıyor, fakirliği ortadan kaldırmayı değil göz boyamayı marifet sayıyor.

Yıllardır IMF ve Dünya Bankası politikalarının bu ülkeyi ne hale getirdiğini gözlüyoruz.Küreselleşme diyorlar, çağdaşlık diyorlar, modern hayatın şartı diyorlar, süslü püslü sözler diyorlar, hepsinin altından da yoksulluk, sefalet, işsizlik, açlık çıkıyor, açlık sınırının asgari ücretin yaklaşık iki katı olduğu bu ülkede iktidar ne yapıyor, İşsize  iş, Yoksula aş, çalışana güvence verileceğine iktidar sahipleri patronların kasasına sermaye üstüne sermaye aktarmaya çalışıyor.

İşte yeni bir bayramı tüm sorunlarla birlikte kutluyoruz. İşçi sınıfının en büyük bayramı

1 MAYIS bütün bunlarla mücadele etmek için gücümüzü toparladığımız gün olacaktır. Hiç unutulmamalıdır ki komşumuzda işgale karşı savaş ve terörün her türlüsüne karşı,  Sendikasızlaştırmalara, işsizliğe, yoksulluğa,yolsuzluğa, insan hakları ihlallerine, özelleştirmelere, adaletsiz eğitim sistemine köylünün çiftçinin sefalete düşmesine, kamu emekçilerinin grevli sendikal hak elde edememesine karşı tüm çalışanlarla birlikte savaşacağımız  gün olacaktır.

         Yaşasın 1 MAYIS

         Bayramınız kutlu olsun