İhale Hükümetin İtibarıdır

 

 Tarhan Erdem

 15.01.2004

 

Ülkemizin cirosu en yüksek sanayi kuruluşu Tüpraş'a verilen teklif 1.3 milyar dolar. Güngör Uras, "Tüpraş'ın akarı yok, kokarı yok. Zarar etmiyor. Kâr ediyor. Tüpraş'ı haraç mezat satmak acaba ne kadar doğru?" diye soruyor ve görüşünü özetliyor: "Benim, sizin paranızla yapılan Tüpraş'ın çoğunluk hissesinin, blok olarak haraç mezat satışını içime sindiremiyorum." (Milliyet, 14 Ocak).
Petrol-İş Sendikası Başkanı Mustafa Öztaşkın, ilk halka arzda 3.9 milyar
değer biçilen Tüpraş'a son ihalede verilen teklifin 2.5 yıllık kârına eşit olduğunu, ihalenin iptali için dava açacaklarını söyledi. (Radikal, 14 Ocak)


Ben Tüpraş'ın bilançosunu, ihale dosyasının ayrıntılarını bilmiyorum, olayı uzaktan izleyenlerdenim. Tüpraş'ın satılması, gençliğini devletçi ekonomi anlayışıyla yaşamış biri olarak benim de içime sinmiyor. Benimki ağıt yakmak gibi, duygusal bir şey! Ancak, 'devlet işi' olan 'ihale'nin ciddiyet içinde yürütülmesi gerektiğine inanıyorum.


Aylar önce Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), yarım sayfalık gazete ilanlarıyla, Tüpraş'ın satılacağını duyurdu. İhale dosyası ilgilenenlerce alınabiliyordu.
Bir ihale ilanı ve dosyası ÖİB'nin, sonuçta hükümetin tek taraflı hazırladığı bir sözleşmedir. O sözleşmeye uygun tekliflerin, dosyada öngörülmeyen unsurlarla reddedilmesi ne kadar doğrudur?


Bana göre bugün, ihale dosyaları açılıp, sonuç ilan edildikten sonra,
Tüpraş'ın 'satılması'nın tartışılması, geç kalmış bir 'muhabbet'tir.


Tüpraş, beş rafineri ile Ditaş Denizcilik'in yüzde 80 hissesine sahiptir. ÖİB bunları ayrı şirketler haline dönüştürmeden satışa geçmiş; satış koşullarını da kuruluşun büyüklüğüne göre belirlemiş olmalıdır. İhaleden sonra, 'Az sayıda teklif geldi' demek doğru değildir. Bizim belirlediğimiz bu dosyaya, tanıdığımız piyasadan bu kadar teklif gelmiştir.


Eğer ihale dosyası içeriği yeterli görülmüyorsa, şimdiye kadar bunlar yazılmalı, tartışılmalıydı. Konu o zaman ele alınsaydı, eksik ve yanlışlar görülür, teklifler kabul edilmeden dosyalar geri çekilir, dosya düzeltilir, işe devam edilir ya da edilmez; kimsenin bir diyeceği olmazdı!
İhale Komisyonu'nun kararının, öznel (sübjektif) nedenlerle kabul edilmemesini istemek, hükümetin hazırladığı bir sözleşmeye, hükümetin uymamasını önermektir. Bundan önce, Tekel'in tütün işletmeleri ihalesinde de, aynı yaklaşım sergilenmişti. İhale dosyası, fiyat verenler için geçerli, hazırlayanlar için geçersiz sayılabilir mi?


Fiyatın ucuz olup olmadığını değerlendirmek için bilançosunu, kâr-zarar hesaplarını bilmek gerekir. Kurumun çalışma koşulları, alacak ve borçları, personel sözleşmeleri gibi birçok bilgi elde bulunmadan, büyük bir kuruma fiyat biçmek kolay değildir.


İhale dosyasında, fiyatın nesnel unsurlarla az görülmesi, ihalenin iptal edilme yolu açık tutulmuşsa, ihale komisyonu fiyatı değerlendirip karar vermeliydi. Komisyon görevini bitirip, konuyu Rekabet Kuruluna ilettiğine göre, ya yetkisi olmadığından fiyatı değerlendirmemiş, ya da teklifi uygun görmüştür.


Teklif sahipleri ihale dosyası içeriğine uymuşlarsa, hükümet de, dosyada neyi vaat etmişse onu yapmalıdır. Aksine davranılırsa itibar azalır, bundan sonraki ihalelere macera sevenler girer.