'İdare' edemeyeceksiniz!

Sami Evren

Birgün / 28.05.2004

 

"Bu ülkede hakimler de var" dedirtecek iki önemli karar alındı bu hafta içinde. Ankara İkinci ve Onuncu İdare Mahkemeleri aldıkları kararlarla hukuksuzluğa geçit verilmeyeceğini gösterdi. İlk karar gazetelerde ancak küçük bir yer açabildi kendisine ama ikinci karar gazete manşetlerini ve televizyonların haber saatlerini ilk haber olarak süsledi.

Ankara Onuncu İdare Mahkemesi "prosedüre uyulmaması ve birtakım usulsüzlükler" nedeniyle TÜPRAŞ AŞ'deki % 65.76 oranındaki kamu payının blok satışını iptal etti. Türkiye'nin devi olarak nam salmış TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesi mahkeme kararıyla durduruldu. Yani "Ankara'daki hakimler" özelleştirmeye geçit vermedi.

Petrol-İş Sendikası'nın TÜPRAŞ'ın satılmasına karşı nasıl bir direnç gösterdiğini, kamusal değerlere nasıl da sahip çıktığını, özelleştirmeyi işkolu sınırlarını aşarak nasıl da memleket sorunu haline getirdiğini en iyi bilenlerdenim. Belki de bu nedenle Petrol İş Sendikası'na ve özelleştirmenin kendileri için yıkım olacağı gerçeğini bilince çıkartarak büyük bir özveriyle ekmeklerine, işlerine, geleceklerine sahip çıkan petrol işçilerine şapka çıkartmak gerekiyor.

HÜKÜMETE DERS


Herkes bilmeli ki, Petrol-İş yönetici ve üyeleri yalnızca kendilerine değil ülkeye, kamusal değerlere sahip çıkmışlar, IMF direktifleriyle ulusal değerleri sermayeye peşkeş çekmeye "kararlı" piyasacı AKP hükümetine kararlılık dersi vermişlerdir.

Kendisine gazete sütunlarında bir solukluk yer açabilen bir başka karar ise Ankara İkinci İdare mahkemesi tarafından verildi. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu'ndan sürgüne gönderilen iki öğretmen görevlerine iade edildi.

İşbaşına geldiği günden bu yana eğitimde bir taraftan özelleştirmeci ve gerici politikalar izleyen ama bir taraftan da Cumhuriyet tarihinde görülmedik çapta büyük bir sürgün, kıyım operasyonu başlatan AKP hükümetine yargı geçit vermedi. AKP Talim Terbiye'den 167 eğitimciyi başka görevlere atadı. Yerlerini kimlerle doldurdu; söylemeye hacet var mı?

SEVİNDİRİCİ KARAR

Gazeteler yazdı; Talim Terbiye Kurulu çalışanları davullarla, halaylarla karşıladı, mahkeme kararıyla dönen arkadaşlarını. Bu kadar sevinmeyi hak ediyorlar. Ben öğretmenim; eğitim emekçilerinin adeta alınyazısı olan sürgünün ne demek olduğunu, eğitim emekçilerinin mücadele tarihinin sürgünlere, kıyımlara, baskılara direnme tarihi olduğunu bilirim.

Talim Terbiye'den ilk sürgünle birlikte, Eğitim Sen'in ve Kurul'daki Eğitim Sen üyelerinin nasıl bir hukuk savaşı verdiğini biliyorum. Şapka çıkartmaktan yorulacağız ama ne yapalım; Eğitim Sen de hak ediyor şapka çıkartılmayı.

İki kararın da demokratik ve hukuka saygılı toplum açısından gözden kaçmaması gereken bir önemi bulunuyor. Petrol İş ve Eğitim-Sen davalara tüzel kişilikleri ile katılıyor; dava açılıyor, takip ediliyor. Kararlarla sendikaların yetki ve sorumlulukları tescillenmiş oluyor.

Kararların politik sonuçları yok mu? Var elbette. Yargı AKP hükümetine aleni bir mesaj verdi: Özelleştirmeyle, hukuksuzlukla, kanunsuzlukla "idare" edemezsiniz! Bu ülkenin sahipleri var çünkü…