POAŞ'tan TÜPRAŞ'a
Deniz Som Cumhuriyet/04.03.04
Ankara 10. İdare Mahkemesi, Petrol-İş Sendikası'nın açtığı dava üzerine Petrol Ofisi'ndeki (POAŞ) borç ertelenmesinde yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Bu karar ne anlama geliyor? İktidarın, kamu kuruluşlarını "babalar gibi" satamayacağı anlamına geliyor. Petrol-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Mustafa Öztaşkın :
"Ankara 10. İdare Mahkemesi, sendikamızın bu davaya ilişkin ileri sürdüğü gerekçeler olan; POAŞ'ın yüzde 25.8 oranındaki kamu hissesinin, İş Doğan Petrol Yatırımları A.Ş.'ye satışında; satış bedelinin yeniden vadelendirilerek 2007 yılına kadar uzatılmasına ilişkin 03 Ağustos 2003 tarih ve 2003/50 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararından hareketle kurulun, idarenin hak, alacak ve borçları hakkında karar verme konusunda yetki ve görevinin mutlak sınırsız olmadığı, idarelerin tüm eylem ve işlemlerinde kamu yararı hizmet gereklerini gözeterek işlem tesis etmesi gerektiğinin tartışmasız olduğunu, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun POAŞ'daki hisse satış sözleşmesine göre, geriye kalan borcun yeniden vadelendirilerek ertelenmesinin herhangi bir gerekçe ve mücbir neden gösterilmeden işlem tesis ettiği ve kamu alacağının tahsilini haklı bir nedene dayandırmadan ertelemesine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, özelleştirme uygulamalarında Değer Tespiti ve İhale Yönetmeliği'nin 'teminat olarak kabul edilebilecek değerler' başlıklı 16. maddesinde belirtildiği üzere şirket hisseleri, teminat olarak kabul edilebilecek değerler arasında sayılmadığı halde POAŞ hisselerinin bu satışta teminat olarak gösterilmesinin, hukuka aykırı olduğunu kabul ederek yürütmenin durdurulmasına karar verdi.
Bu örnek dava; toplum yararına aykırı uygulama yapanlara, alıcıların, esasında kamu kuruluşlarının kaynağı olan hisselerini teminat göstererek kamuyu kendi kaynaklarıyla 'satın' almaya yönelik girişimlerinin er geç yargıdan dönebileceğine, TÜPRAŞ'ı da kendi hisselerini teminat göstererek 'satın' alabileceklerini hiç çekinmeden açıklayabilenlere önemli bir ders olmuştur." Bundan sonra ne olacak? Mustafa Öztaşkın:
"Sendikamız, emekçilere, çalışanlara ve halka saldırı olan özelleştirme uygulamalarına karşı kitlesel, direngen eylemler, kamuoyunu aydınlatma ve bilgilendirmeye yönelik bilimsel çalışmalar ve hukuksal hak aramalarının birlikte yürütüldüğü bütünsel bir mücadele vermektedir. Kamu yararının korunması ve güvencesi için her türlü mücadeleye devam edeceğiz. Siyasi iktidarlar, kamu kuruluşlarını hukuku ihlal ederek sınırsız bir sorumsuzlukla 'babalar gibi' satabilirler. Ancak, bu keyfi uygulamalara karşı mücadelemizi durduramazlar." |