KİMİN MALINI KİME
SATIYORSUNUZ?
Aziz Konukman
Birgün/18.06.2004
Şimdi birileri kalkıyor sanki kendi mülküymüş gibi bu kurumu
satışa çıkarıyor. Ne hakla ne hukukla? Canım hakkın hukukun
ne önemi var, piyasa hazretleri ‘özelleştirme’ buyurduysa o
buyruk mutlaka yerine getirilecek. Sadece özelleştirme mi?
Ekonomiyle ilgili hangi konuya el atsak ondan icazet almıyor
muyuz? Onun ne düşündüğünü, ne algıladığını, nasıl tepki
verdiğini merak etmiyor muyuz? Merak ettirilmiyor muyuz?
Peki biz neredeyiz? Başta emekçiler olmak üzere halkın ezici
çoğunluğu nerede? Biz ‘kimin malını kime satıyorsunuz’ diye
itiraz etmediğimiz sürece, sahneyi piyasa aktörleri alacak
ve maalesef piyasa talepleri ekonomiyi giderek de toplumu
yönetmeye başlayacak. Başlayacak değil başladı bile; geçmiş
özelleştirme uygulamaları ve birçok ekonomik olayda
görüldüğü gibi süreç böyle işlemekte.
TÜPRAŞ’ın özelleştirmesine sessiz kalmak bizi sorumluluktan
kurtarmıyor, tam tersine işlenen suça sessiz kalarak ortak
olmuş oluyoruz; üstelik emanete ihanet ederek.
İŞTE HIYANET ETTİĞİMİZ EMANETİN KÜNYESİ
Emanetin ne olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. Bilmiyorsanız o
zaman öğrenmeye çaba sarfetmelisiniz. Geliniz emanetin ne
olduğunu emekçileri ve geniş halk yığınlarını bilgilendirmek
için büyük bir çaba sarfeden iki değerli kuruluşumuzun
(Kimya Mühendisleri Odası ve Petrol-İş Sendikası) web
sayfalarını ziyaret edelim. İşte size bu iki web sayfasından
TÜPRAŞ’la ilgili birkaç tespit:
-Türkiye’nin en büyük sanayii şirketi
-Avrupa’nın 7. büyük rafineri şirketi
- İştirakçileri ile birlikte toplam sigorta bedeli 4.4milyar
dolar
-Tek başına yıllık vergi gelirinin %20’sini karşılamakta
-Oluşan varlıklarıyla ülkemizin cirosu bakımından en büyük
şirketi
-2003 yılı brüt karı 460 milyon dolar
Öte yandan Başbakanlık Yüksek Denetleme
Kurulu’nun 2000 KİT raporundan öğreniyoruz ki, otomatik
fiyatlandırma modeline geçilmesiyle şirketin mali durumunun
düzelmesine rağmen özelleştirmeden vazgeçilmiyor.
Bütün bu tespitler gösteriyor ki, bir kamu kuruluşu zarar
ediyormuş, verimsizmiş bunların hepsi hikaye; piyasalar bir
kez kafaya koymaya görsün. Gerekçe üretmek zor değil, biri
olmazsa diğeri.
Görülüyor ki, bu sitelerde yok yok; TÜPRAŞ ile ilgili ne
merak ediyorsanız her türlü bilgi var orada; piyasada yok
ama orada var.
TÜPRAŞ ihalesinin iptal kararı bizi fazla sevindirmesin. Ne
yapıp yapacaklar gerekli hukuki düzeltmeyi yaptıktan sonra
yine ihaleye çıkacaklar. İşin o noktaya varmamasını
istiyorsak, hep beraber topyekün Petrol-İş’le omuz omuza
mücadeleye hazırlıklı olmalıyız. İşte o zaman bir değil bin
kez sevinmiş olacağız; piyasalar ise bir kez değil bin kez
üzülmüş olacak. Tabiiki medya bu durumda bizi değil
piyasaları haber yapmış olacak. Ama önemli olan habere konu
olmak değil tarihe mal olmaktır.