YABANCI SERMAYE NE ZAMAN GELİR VE HANGİ DERDE DEVADIR?

 

Ahmet Çakmak

Birgün/09.06.2004

 

Perihan Mağden ekonomiyi yakından izlediğini söylemişti ama iktisadi bir konuda bildiğim kadarıyla ilk defa yazı yazdı. Bu yazısında Tüpraş işçilerinin şirketin özelleştirmesine karşı çıkmakla çocuklarının iş imkanlarını zora soktuklarını söylüyor.

 

Aslında benzer görüşleri ifade eden bir sürü meslekten yazar var ama onlara cevap yetiştirmeyi sevmiyorum. Mağden farklı. O bence 'bizden' biri ve düşüncesinden çok emin olmalı ki iktisat yazısı yazdı. Ben de yanıldığını anlatmak istedim.

 

Mağden işsizliğin giderilmesi konusunda iç yatırımlara güvenemeyeceğimizi , o yüzden çarenin dış yatırımlar olduğunu söylüyor. Kendi hallerine bırakılırlarsa içerdekilere bel bağlanamayacağı doğru, son dönemde bizim gibi ülkelerde işsizliğin ancak dış yatırımlarla azaltılabildiği de doğru. Ama dış yatırımların artması için özelleştirme yapmak veya neoliberal programları uygulamak şart değil. Yabancılar görece karlı buldukları ve kendilerini güvende hissettikleri zaman geliyorlar.

 

Bizim gibi ülkelerin önemli bir sorunu dış yatırımların düşük katma değer yaratması. Gelişmekte olduğu söylenen ülkelerin dünya ihracatındaki payları hızla artmakta olduğu halde dünya gelirinden aldıkları payın azalmakta oluşunun nedeni bu. Mevcut dünya iş bölümünde bizim coğrafyamıza yüksek katma değerli ürünler düşmüyor. Bence bu durum değişebilir, bunun yolu var. Burada söylemek istediğim mevcut hali ile dış yatırımların işsizliği azaltabileceği, ama bunun hatırı sayılır reel gelir artışları yaratmayacağı ve özelleştirmelerin sürmesini gerektirmediği. Yapılması gereken körlemesine neoliberal politikalar uygulamak değil. Bize gereken katma değeri görece yüksek, ileri ve geri üretim bağlantılarının istihdam katkısı görece yüksek ve Türkiye'nin teknolojik gelişmesine katkısı görece yüksek dış yatırımlardır. Bunun için de ulusal bir stratejinin oluşturulması, bu stratejinin işaret ettiği dış yatırım alanlarının belirlenmesi ve o alanlara gelmesini arzu ettiğimiz yabancı sermayeye özel teşviklerin sağlanması. O zaman göreceğiz ki Tüpraşın özelleştirilmemiş olması hiçte dertleri değil.

 

Bu işin Tüpraş işçileri ile ilgili kısmı. Çocuklarını ise çok daha zor bir dünya bekliyor. Türkiye dahil çok sayıda ülkenin nüfusunun büyük bir kısmı gençlerden ve çocuklardan oluşuyor. Bu demektir ki yüzmilyonlarca insan iş ve aş isteyerek geliyor. Bu korkunç bir sorun. Kapitalizmin tarihsel performansına ve mevcut dinamiklerine baktığımızda ondan bu konuda çare ummak için tek bir nedenimiz bile yok. Aslında insanlığın ulaştığı bilgi düzeyi gezegenimizde herkes için, tüm canlılar için iyi bir hayatı sağlamaya yetecek düzeyde. Ama bunun gerçekleşmesini sağlayabilecek üretim ilişkilerine sahip değiliz. Tüpraş işçilerinin çocukları konusuna gelince fazla büyük laflar etmeye başladım belki ama sanki üstümüze yürüyen yüzmilyonlarca çocuğun sorununu kapitalizm çerçevesinde çözebileceğimize hiç inanmıyorum. Deniz yavaş yavaş bitiyor.