Neresinden tutsanız...

Taylan Erten

Dünya/07.06.2004

 

Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin TÜPRAŞ ihalesine ilişkin iptal kararı, ilgili taraflar için ders metni gibi. Kararın gerekçesi doğru okunduğunda anlaşılıyor: Özelleştirme İdaresi (ÖİB) öyle bir ihale gerçekleştirmiş ki, neresinden tutulsa elde kalıyor!

 

Mahkeme, ihale sürecini hassas bir incelemeden geçiriyor. Sonuçta, ÖİB ihale Komisyonu'nun özelleştirme usul ve esaslarını düzenleyen 4046 sayılı kanuna, bu kanuna dayanarak hazırladığı şartnameye, kanunun tanıdığı takdir yetkisine, hiçbir sebeple gözardı etmemesi gereken kamu yararı ölçütüne ve açıklık ilkesine aykırı bir satış işlemi gerçekleştirdiğine hükmediyor.

 

Gerekçeli kararda Zorlu Grubu'na ilişkin herhangi bir değinme yok. Mahkeme, Zorlu Grubu'nu ihalede "resmi taraf" olarak görmüyor. Çünkü, Efremov Kautschuk ihaleye "ortak girişim" olarak değil, kendi adına katılıyor. Dolayısıyle, mahkeme değerlendirmeyi bu olgu üzerinden yapıyor.

Şimdi, kararda vurgulanan aykırılıklara gelelim.

 

ÖİB'nin hazırladığı şartnamede, ihaleye verilecek tekliflerin hangi belge ve şartları taşıması gerektiği, tekliflerin "süre" ve "şart" içeremeyeceği; "ilan metni ve şartnamede belirtilen hususlara uygun olmayan tekliflerin değerlendirmeye alınmayacağı" açıkça belirtiliyor.

 

Buna rağmen, Efremov Kautschuk'un bir dizi şarta bağladığı teklif, ÖİB tarafından, uygun bulunuyor. Efremov, 1.302 milyon dolarlık "revize" teklifi karşılığında, bakın, hangi şartları koşuyor:

 

"(TÜPRAŞ) kârın ihale şartnamesinde öngörülen şekilde dağıtılmasından sonra, hisse satış sözeşmesinin tamamlanma tarihinde nakitsiz ve borçsuz olarak satın alınacak; Petrol Piyasası Kanunu tasarısı, Bakanlar Kurulu'nun TBMM'ye sunulduğu şekliyle yasalaşacak."

Firma, bunlara ilaveten, kısa listeye dahil edilmeleri halinde teklif ettiği ettiği fiyatı "iyileştirmek" için de şu şartları öne sürüyor:

 

"...idarenin de onaylayacağı bir konsorsiyum oluşturulması; çevre, lisans ve izin konularına ilişkin (kendisini) tatmin edecek ilave inceleme yapılması; TÜPRAŞ'a ilişkin çeşityi beyan ve tekeffüllerin (taahhüt) verildiği bir satış sözleşmesinin imzalanması; TÜPRAŞ ile (kurulacak) anonim şirketin, TÜPRAŞ'ın tüm azınlık hisselerinin alınması zorunluluğu olmadan birleşebileceğine dair, ilgili makamlardan güvence temini..."

 

ÖİB de, Efremov'un "bir dediğini ikiletmemiş" olmalı ki, mahkeme bu nitelikteki teklifin, "...ihale şartnamesine aykırı olduğu halde değerlendirmeye alındığı, pazarlık görüşmelerine geçildiği" ve ÖİB'nin "...baştan itibaren şartnameye aykırı olan teklif mektubuna hukuki geçerlilik kazandırmaya çalıştığı" sonucuna varıyor.

 

Kararda, TÜPRAŞ'ın 1.302 milyon dolarlık fiyatı da "dolaylı" dille eleştiriliyor. Mahkemeye göre, ihale Komisyonu pazarlık yönteminin yanı sıra "açık artırma" yöntemine de başvurma yetkisine sahipken, bunu, ihaleye 2 firmanın katıldığı gerekçesiyle" kullanmıyor. Mahkeme, bu tutumu kamu yararına aykırı bulurken, şunu söylüyor:

 

"İdarelerin özelleştirme ihalelerini, katılan şirketlerin belli bir fiyat aralığı için aldıkları yetki limitlerine göre değil, koşulları bizzat idare tarafından belirlenmiş ve kamu varlığının en yüksek bedelle satışını sağlamak amacıyla kamu yararını ve ülke çıkarlarını gözeterek gerçekleştirmesi gerekmektedir."

İptal kararı, bunların yanısıra, çok önemli bir "ihmale" de dikkati çekiyor: Efremov'un ortaklık yapısı, cirosu, kapasitesi, üretim ve mali yapısına ilişkin sağlam, taze ve güvenilir bilgi ve belge yok. İhaleye bu şirket katılıyor, ihale dosyasına TATNEFT'in bilgileri giriyor. ÖİB de bunu yeterli buluyor!

 

Ve ortaya, her yönüyle sapır sapır dökülen bir ihale örneği daha çıkıyor.

 

Bu "kapı gibi" tespitlerine karşı, yargıyı hukuk tanımazlıklarının önünde bir engel olarak görenlerin seslendirdiği tepkilerse, insanın içini sızlatıyor, kafasını bozuyor!