Hukuk Devleti(!)  

 

ŞÜKRAN SONER

 Cumhuriyet/05.06.2004

 

Dün sabah hükümet adına açıklama yapan ilgili bakanlar, ''hukuk devletinin gereklerinin yerine getirileceğinden'' söz ediyorlardı. Bir gün önce aynı bakanlar, TÜPRAŞ' ın özelleştirilmesinde geri adım atılmayacağına ilişkin demeçler veriyorlardı.

 

Elbete bu bir günün içinde, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin ihaleyi iptal eden kararı geldi. İptal kararından sonra hükümetin TÜPRAŞ'ı devretmeye kalkışması, eylemde sorumluluğu olan herkesin cezalandırılmalarını gerekli kılan bir suçu oluşturur. Yani bu saatten sonra hükümet adına ''hukuka saygılı olunacağına'' ilişkin açıklamaların bir değeri yok. Hükümet ve özelleştirme yönetimi gerçekten hukuka saygılı olsalardı, iptal kararından önce TÜPRAŞ'ı devretme oyununa kalkışmazlardı.

 

Yargı kararları ile kafanızı şişirmeden olabildiğince yalın durumu açıklamaya çalışacağım: ''TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesi eyleminde, hükümet ve özelleştirme yönetimi bir dizi anayasal ve yasal hukuk ilkesini çiğnediler. Kamu yararının gözetilmesi, kâr eden bir işletmenin akıl almaz ucuza, yağma fiyatına kapkaranlık bir yabancı şirket ortaklığına devredilmesi gibi olmazsa olmaz ilkelerin gözetilmemesinden söz etmiyorum. Doğrudan özelleştirme yasası hükümlerine, ihale koşullarına uyulmaması bir dizi yasa hükmüne aykırı satışın yapılmaya kalkışılması ile ilişkili olarak 10. İdare Mahkemesi'nin oybirliği ile alınmış karar gerekçesinde tek tek sayılan açık yasa hükmü ihlallerini kastediyorum sadece.

 

Hükümet, Başbakan ve sorumlu bakanlar, özelleştirme idaresi sorumluları, özelleştirmeci büyük medya-sermaye-siyasetin kutsal ittifakının üyeleri bunları en başından biliyorlardı. Türkiye'de bu oyun ilk kez oynanmıyor. Bu işler böyle şaibeli, kirli, hukuk tanımaz biçimlerde hep yapılıyor. Kimileri yanlarına kâr kalıyor. Pek çok haksız, hukuk dışı, kirli çıkar ilişkileri içinde gerçekleştirilen özelleştirmeler, arşivlerde özelleştirmelerin tozlanmış suç dosyaları olarak yığılıyor.

 

Tabii pek çok özelleştirme için, hukukun açıkça çiğnenmiş olması halleri bağlantılı yargıdan iptal kararları söz konusu. Ama pratikte siyasi irade, hükümetler hukuksuzluğu bile bile, suç ortaklığı yapa yapa haksız özelleştirmeleri gerçekleştirmeyi yeğliyorlar. Oldu-bitti ile işin içinden çıkmaya bakıyorlar. Yargıdan haksız, hukuksuz özelleştirmenin iptal kararı geldiğinde, 'İşletme sahip değiştirdi, parası ödendi, geri dönüşü yok' a sığınılıyor, yargı kararına uyulmuyor.

 

İşte Erdoğan Hükümeti'nin TÜPRAŞ'ta yapmaya çalıştığı da buydu. Hukuk devleti ilkesi yok sayılarak, özelleştirme yasasının hükümleri bile bile çiğnenerek, yağma fiyatına TÜPRAŞ'ın kimliği belirsiz yabancı ortaklıklı sahiplere devri gerçekleştirilmeye çalışılıyordu. İlgili bakanların, yargının iptal kararından bir gün önceki açıklamalarının anlamı hukuk dışılığı geçerli kılmak, özelleştirmeyi, devri oldubitti ile gerçekleştirmek. Hızlı yargı iradesi oyunu bozdu.''

Özelleştirmeciler çetesi, siyasetçisi, işverenleri, borsa yupileri, medya yıldızları teksesli koro halinde, öfke içinde hayıflanıyorlar. Kamu yararı, hukuku gözetenler suçlanıyorlar. Hak arayanlara kızılıyor.. Hükümetin derdi ne pahasına olursa olsun özelleştirme ile bozuk ekonomik çarkları döndürmek üzere taze para bulmak. Medya ortaklıklı sermayenin derdi; elbette kamu mallarını olabildiğince kelepir fiyatına yağmalamak. Medya yıldızları, gazetecilikleri ile hak etmedikleri özel ücretlerin karşılığını vermek, borsa yupileri günlük para piyasalarında taze para girişine katkıda bulunmakla kendi varoluş nedenlerini kollamak...

 

Hukuk devletinde, yasama, yürütme, yargı, parlamento, parlamento dışı demokrasi güçleri.. hepsinin varlık nedenleri ve işlevleri bellidir. Demokrasilerde, örneğin yakın günlerde Almanya'da özelleştirmeler vurgununa ilişkin sayısız, çelişkili yargı kararı da gündeme geldi. Haksız vurgun sayılan özelleştirmelerde yargılanan siyasiler, sermaye sahipleri, ugulamacılar oldu. Ama kimsenin aklına, ''özelleştirmenin önünde duran karanlık güçler'' suçlaması ile haksız özelleştirmelere karşı duranları suçlamak gelmedi.

 

Ülkemiz, Erdoğan Hükümeti için çarpıcı bir başka boyut, bile bile yasa hükümlerinin çiğnenmesi, bile bile hukuk dışılığa ilişkin yargı süreci devam ederken özelleştirme eylemi, devir işleminin yapılmaya çalışılması... Hukuka aykırı özelleştirme eyleminin gerçekleştirilmesinden de daha vahim boyut, ortada yargılama varken, yargı süreci işlerken devir eyleminin gerçekleştirilmeye çalışılması. Başbakan Erdoğan , sorumlu bakanlar, hukuksuzlukları bile bile, yargılama süreci devam ederken TÜPRAŞ özelleştirmesinde devir işlemini oldubitti ile bitirmeye çalışırlarken hukuk devleti ilkelerine saygılı olmak yükümlülüklerini ayaklar altına almaya çalıştılar. Umarız yargı kararı ile bozulan oyunlarından ders almış olsunlar..