Türk
sovyetinde özelleştirme olmaz
Metin Münir
Vatan/04.06.2004
Mahkemenin ikinci iptalinden sonra TÜPRAŞ özelleştirmesinin
artık yattığını kabul etmemiz gerekir. Özelleştirme idaresi
mahkemenin kararını değiştirmek için Danıştay'a
başvuracaktır. Danıştay'ın kararının Özelleştirme
İdaresi'nin lehinde olacağını varsaysak bile, hukuk
otoritelerine göre, hüküm üç yıldan önce zor kesinleşir.
Nedeni şu: Alt mahkeme belli ki her halü kârda
özelleştirmeyi iptal etme konusunda ısrarlı olacaktır. Demek
ki, Danıştay'dan Özelleştirme İdaresi lehinde hüküm çıksa
bile alt mahkeme kararında direnecek, dava bu defa Danıştay
daireleri kuruluna gitmek durumunda olacaktır. Deneyimli
avukat Ahmet Pekin bu durumda iki buçuk üç yıllık bir
beklemeye hazır olmamız gerektiğini söylüyor.
Bu süre içerisinde hem fiyat hem de faizler değişeceği için
Tatneft ile Zorlu grubu ortaklığının TÜPRAŞ için yaptığı 1,3
milyar dolarlık teklif geçerliliğini kaybedecek. Aynı
şekilde alışı finanse etmek için hazırlanan kredi
anlaşmaları da kadük olacak.
Deutsche Bank ve M Cap'ın Tatneft-Zorlu için hazırladığı
finansmanda Türk şirketini temsil eden Pekin'e göre "bu
koşullar altında, tatbikatta özelleştirmenin yattığını kabul
etmek lazım."
TÜPRAŞ özelleştirmesinin başarısızlığı özelleştirme programı
için bir felâkettir. TÜPRAŞ, AKP hükümeti döneminde
yapılamayan üçüncü büyük özelleştirme oluyor. Petkim ve
Tekel ihaleleri de, birincisinde alıcı ikincisinde fiyat
beğenilmediği için, iptal edilmişlerdi. Bundan sonra
yapılacak özelleştirmelerin de benzer şekilde iptal
edilmemesi için hiçbir neden olmadığına göre Türkiye'nin
özelleştirme programını artık hiçbir şirket fazla ciddiye
alamaz.
15 yıl önce özel sektörün ne olduğunu bilmeyen birçok eski
Soyvet bloku ülkesi özelleştirmelerini çoktan tamamlarken
Türkiye'de devletin ekonomideki payı bütün ağırlığı ile
sürüyor. Özelleştirmenin ne olduğu ve neden yapılması
gerektiğini anlayan hâlâ çok az insan var. Kamuoyu, yargı ve
bürokrasi özelleştirmeyi kamu şirketlerinin peşkeş çekilmesi
olarak algılıyor.
Özelleştirmemenin kamu ekonomisinin ırzına geçilmesi
anlamına geldiğini kavrayan çok az insan var. Dün konuştuğum
bir yatırım bankacısının deyimiyle "Bu koşullarda herhangi
bir şirketin özelleştirilmesi bir mucizedir."
Türkiye Avrupa'daki son sovyettir. Askerlerin 1982'de
yazdığı anayasanın hep özgürlüklerle ilgili bölümlerine
bakılıyor. Halbuki bu anayasanın ekonomik felsefesi
devletçidir, liberal değildir. Bu anayasa karma bir ekonomi
sistemi öngörüyor. Karma ekonomide özelleştirmeye yer
yoktur. |