PENCERE

İLHAN SELÇUK

Cumhuriyet 30.10.2003

 

Petrol-İş Diyor ki...

 

Petrol-İş (uzun adı Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası) ''Başka Bir Dünya Mümkündür'' adıyla bir kitapçık yayımladı.

Bizim ''çamur içindeki medyamız'' uzun süreden beri 'sendika' sözcüğünü sansür etmiştir; sürekli olarak etnikçilik, hortumculuk, dincilik, savaşçılık üzerine şamata sürdüğünden 'alın teri'' ni vurgulayan emeği çoktan unuttuk...

Bugünkü yazımda Petrol-İş'in kitapçığından alıntılar yapmak istiyorum.

''Doğu Bloku'nun yıkılması, kurulması gibi insanlık tarihinde bir dönüm noktasıydı.''

''Türkiye'yi yönetenlere bakılırsa, ülkemizi çok parlak bir gelecek bekliyordu. Doğu Bloku'nun yıkılmasıyla dünya artık, demokrasinin, barışın, refahın ve huzurun egemenliğine girmişti. Küreselleşme dünyanın kurtuluşu, umuda giden tek çıkar yoldu.''

''11 Eylül günü yeni binyıl düşleri, ikiz kulelerle birlikte hızla yıkıldı. Dokunulmaz sanılana dokunulmuş, yeni binyılda gezegeni bekleyen tehlike çarpıcı biçimde özetlenmişti.

Bizler henüz 11 Eylül'ün şaşkınlığını atamamıştık ki, tarihimizin en büyük kriziyle yüz yüze geldik. Yıllarca bize söylenen yalanların üzerindeki örtü ansızın kalktı. Yaşadığımız şok çok büyüktü.''

''Henüz olup bitenlerin şokunu atlatamamıştık ki, bölgemizde savaş rüzgârları esmeye başladı. Türkiye hızla savaşın içine çekilmeye çalışılıyordu. Öte yandan ülkemizin kaderini savaşın sonuçları kadar derinden etkileyecek gelişmeler oluyor, başta Petkim ve Tüpraş olmak üzere ülkemizin en stratejik kuruluşları savaşın gölgesinde büyük bir acele içinde satılmak isteniyordu.''

Petrol-İş'e göre bu ortamda ülkemizin yaşamında 'hısım' olması gerekenler 'hasım' durumuna getirilmişti.

Batı'da ''İnsan insanın kurdudur'' diye bir özdeyiş vardı, bizde ''Her ağacın kurdu kendinden olur'' atasözü bunu tamamlıyordu. Türkiye'de emekçi halk hem ''atanmışlar'' ın, hem ''seçilmişler'' in maaşlarını ödüyordu; ama sonuç ortadaydı.

''Irak'ta savaşa hayır kampanyası Türkiye için önemli bir fırsat, bir dönemeçti.''

''...başarının kalıcı olması için ilk sırada satılmak istenen Petkim'in özelleştirilmesini de durdurmak gerekiyordu.''

Çamur içindeki medya neden savaşçılığı körüklemişti?.. Çünkü savaş, özelleştirmeyle petrol alışverişine dahil olan sermayenin çıkarınaydı.

Petrol-İş diyor ki:

''Siyaset yalnızca parası olanların ve bu parayla zamanı satın alabilenlerin yapabileceği bir işe dönüşmüştür; partilerin, delege profillerinin tümü de birbirinin aynıdır.

Unutmamalıyız ki, sendikacılık artık yalnızca ücret ve sosyal haklar mücadelesiyle sınırlı olamaz.

Bugün itiraf etmeliyiz ki, soluyla, sağıyla, ortasıyla, ucuyla Türkiye toplumu radikal bir özeleştiriye muhtaçtır.''

Petrol-İş ''Başka Bir Dünya Mümkündür'' kitapçığıyla birlikte iki adet ''Özelleştirme Suç Dosyası'' da yayımlamış, 18 yıllık özelleştirme serüveninden örnekleri özetlemiş...

Vah Türkiyemize..

Vah halkımıza..

Çamur içindeki medyamız bunları yazmıyor; ama hortumculuğun büyüğü özelleştirmelerde yaşanıyor...

Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre 1985'te ilk özelleştirme yapıldı, 1998'e değin 4 milyar 474 milyon dolar gelir elde edildi; aynı tarihler arasındaki özelleştirme gideri 4 milyar 572 milyon dolardı; gider gelirden fazlaydı, resmi rakam bu..

Ya özel rakam?..

Vurgun rakamı?..