TÜPRAŞ’ı satmak akıl işi
değil
Röportaj: SELAMİ ÇALIŞKAN
26.07.2005 / Milli
Gazete
Türkiye’de özelleştirilmek istenilen
TÜPRAŞ’a ait, 4 tane rafineri olduğunu biliyoruz.
Bu Rafinerilerin bulunduğu tesisler kaç
metrekarelik alan üzerinde kurulu?TÜPRAŞ’ın
4 rafinerisi, bir petro-kimya şirketi, bir de DİTAŞ
isimli deniz taşımacılık şirketi var. Bunların kaç
dönüm arazi üzerine kurumlu olduğunu şu anda
bilemiyorum. Şu anda tahmini bir rakam söylersem,
sizi yanıltmış olurum.
Bu
rafinerilerde şu anda işçi, memur ve yönetici
toplam kaç kişi çalışıyor? Yani TÜPRAŞ kaç kişiye
istihdam sağlıyor?Rafinerilerde şu
anda toplam 5300 kişi çalışıyor. Bunlar kapsam içi
diye tanımladığımız personel. Bir de kapsam dışı
personel diye tanımladığımız güvenlikçi ve geçici
kadroyla yılda 11 -12 ay çalışan işçiler var ki,
bunların toplamı 5 bin 300 kişi.
Petrol-İş’e kayıtlı 26 bin üyemiz var
TÜPRAŞ’ta çalışan işçiler, sendikanıza üye mi?TÜPRAŞ’ta
çalışan işçilerin yüzde 80’i sendikamıza kayıtlı
üyedir. Sendikamıza üye olmayanlar sadece “kapsam
dışı” diye tanımladığımız personeldir. Bunlar
mühendis konumunda olanlardır. Bunların da kapsam
dışında kalmalarının nedeni, toplu iş sözleşmesinde
bir grup çalışan yönetici pozisyonunda göründüğü
için kapsam dışı diye tanımlanıyor. Bu çerçevede
bunlar kapsam dışı kalmışlardır ama yüzde 80’i
sendikamızın üyesidir.
Üyelerinizden sendikanıza ayda ne kadar aidat
kesiliyor?- Her ay üyelerimiz, bir
günlük çıplak ücretinin yüzde 75’ini bize verirler.
Dolayısıyla herkesin ödediği aidat, farklıdır. Yani
aldığı ücrete göre bu rakam da değişir. TÜPRAŞ’ta
çalışan arkadaşlarımız en düşük, 750-850 YTL
alıyor. Buna göre en düşük maaş alandan 18 YTL
aidat alıyoruz.
Petrol-İş Sendikası’na kayıtlı ne kadar üyeniz var?-
Türkiye genelinde aidatını ödeyen üye sayımız 25
bin.
Petrol
iş kolu çalışanların sağlığı açısından riskli bir
iş kolu değil mi?- Tabii ki bizim
faaliyet gösterdiğimiz alan, iş kolları tüzüğünde
petrol, kimya ve lastik diye tanımlanıyor.
Dolayısıyla biz petrol işkollarının tamamına hitap
ediyoruz. Kimyanın tamamına hitap ediyoruz. Plastik
ve lastik iş kolunun da tamamına hitap ediyoruz. Bu
iş kollarının hepsi kimya ile ilgilidir. Kimya ise
doğru üretim teknikleri ile üretilirse ve doğru bir
şekilde kullanılırsa, insanların hayatlarını
kolaylaştırır. Mesela temizlikte olduğu gibi. Ancak
doğru üretim teknikleriyle üretilmez, doğru bir
şekilde de kullanılmazsa, insanın hayatını
zorlaştırır, hatta kanser gibi ölümcül hastalıklara
neden olabilir. Kuşaklar boyunca devam edecek
kalıtımsal etkilerini insanlar üzerinde
gösterebilir. Tarım ve böcek ilaçları ile gübre
sanayinde bu riskler mevcuttur.
İktidar,
mirasyedi gibi davranıyor
Bu
sektörde çalışanlara sosyal güvenlik açısından,
emeklilikte ekstra haklar sağlanıyor mu?-
Bize bu emeklilikte çok fayda sağlamıyor. İtibari
hizmet diye tanımlanan bir yasa var. O yasada işler
tariflenmiş, çerçeveler çizilmiş. O çerçeveye göre
çok az insan bundan yararlanıyor. Mesela bizim
gübre fabrikalarımızda çalışanlar bundan
yararlanıyor. O gübre fabrikalarının da azot ve
amonyak bölümünde çalışan arkadaşlarımız bundan
yararlanıyor. Oniki ay çalışırsanız, 15 ay
çalışmışsınız gibi değerlendiriliyor. Yılda 3 aylık
bir avantajınız oluyor.
TÜPRAŞ’ı
zarar ettiği için mi satmak istiyorlar?TÜPRAŞ
zarar etmiyor. Aksine TÜPRAŞ, Türkiye’nin en büyük
ekonomik kuruluşu. Devletin sırtında herhangi bir
kambur değil. Bütün yatırımlarını devletten bir
kuruş almadan kendisi yapıyor. 1999-2006 arasında
planlanan 2.1 milyar dolarlık yatırım vardır. Bu
yatırımın şu anda TÜPRAŞ 1.3 milyar dolarlık
bölümünü tamamlamıştır. Geriye kalan 750 milyon
dolarlık bölümünü tamamlamak için de devletten bir
kuruş almadan yatırımlarına devam etmektedir. Aynı
TÜPRAŞ 2004 yılında devlete 8.2 milyar dolarlık
vergi ve fon ödemesi gerçekleştirmiştir. Bu 8.2
milyar dolarlık rakam devletin toplam vergi ve fon
gelirlerinin yüzde 20’sine eşittir. Bir yerde
TÜPRAŞ, Hazine’nin, yani Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin günlük ve aylık sıcak para ihtiyacını
karşılayan bir kuruluştur. Dolayısıyla TÜPRAŞ’ın
ekonomik gerekçelerle açıklanamaz. Sosyal
gerekçelerle de şu anda açıklanamıyor. Dolayısıyla
hükümetin bu satıştaki ısrarını akılla, mantıkla ve
bilimle de açıklayamadığını görüyoruz.
İktidar,
mirasyedi gibi
Yani
amiyane tabiriyle iktidar, altın yumurtlayan tavuğu
mu kesiyor?- Evet, aynen öyle.
İktidarın, TÜPRAŞ gibi bir kuruluşu özelleştirerek
altın yumurtlayan tavuğu kestiğini söyleyebiliriz.
Hatta biz görsel olarak kullandığımız ilan ve
afişlerde bir genç kız ve onun boynunda beş tane
beşibiryerde esprisini kullandık. Çünkü biliriz ki
Anadolu’da bir genç evlenirken ailesi gelin adayına
en değerli hediye olarak beşibiryerde verir. O genç
çok zorda kalmadıkça onu bozdurup, satmaz. Aile
mirası olarak saklar. Şimdi iktidar, özelleştirme
politikasıyla miras yedi gibi davranıyor.
Milli
Görüş’ün mirasını yedikleri gibi mi?-
Evet, bu kuruluşlar sonuçta toplumsal emeğimizin
birikimi olarak kurulmuş ve kuşaktan kuşağa
aktarılması gereken kuruluşlardır. Dolayısıyla
iktidar burada bu tavrıyla hovarda bir çocuk gibi
mirasyedi bir politika izlemektedir. Türkiye
ekonomisinin temel direği diyebileceğimiz bu
kuruluşları (TÜPRAŞ, PETKİM, ERDEMİR gibi) satmak
istemektedir.
Yenisi
için 8 milyar dolar lazım
Bu
rafinerileri yeniden kurmak istesek ne kadar paraya
ihtiyacımız olduğunu hesapladınız mı?-
Hesapladık Selami kardeşim. TÜPRAŞ’ın toplam
rafinaj kapasitesi yılda 27.6 milyon ton.
Dolayısıyla 27.6 milyon tonluk yıllık rafinaj
kapasitesine sahip bir rafineriyi bugünkü
değerlerle 7,5-8 milyar dolarlık bir yatırımla
kurabiliriz. Buna tesisin arsa bedeli dahil
değildir. Yani bu sadece kurulum ya da yapım
bedelidir. Kaldı ki Türkiye’nin beşinci rafineriye
ihtiyacı vardır. Bununla ilgili geçen yıl Devlet
Planlama Teşkilatı tarafından bir proje yapıldı ve
bunun hesaplamaları yapıldı. Buna göre İzmit’e şu
andaki rafinerinin yanına 10 milyon ton kapasiteli
bir rafineri tesisi kurulması istendi. On milyon
ton kapasiteli bir rafinerinin 2.4 milyar dolara
kurulabilir” diye DPT’nin raporu var. Dolayısıyla
27.6 milyon ton kapasiteli bir rafineri 7.5-8
milyar dolara mal olabilir.
TÜPRAŞ
özelleştirilirse, devletin kasasına ne kadar para
girecek?- TÜPRAŞ özelleştirilince
devletin kasasına ne kadar para gireceğini tabiî ki
bilemem. Tabi şimdi teklifler alınacak. Büyük
ihtimalle açık arttırma usulüyle ihale yapacaklar.
Orada fiyat nereye gelir? Bunu kestirmek zor ama
yine de tahminde bulunulabilir. Örneğin geçen yıl
TÜPRAŞ’ın yüzde 65.76’sını özelleştirmek için ihale
ettiler. TÜPRAŞ’ın yüzde 65.76’lık hissesine 1.302
milyar dolar fiyat verilmişti. Rus Eframov
firmasıyla Zorlu Holding konsorsiyumu ihaleyi
almıştı. Bu yıl yüzde 51’lik bölümü satılıyor.
Şimdi yüzde 65.76’sına 1.3 milyar dolar verildiğine
göre, yüzde 51’lik blok hisseye verilecek para 1
milyar dolar civarındadır. Yani “Bu dönem fiyatlar
daha iyi gidiyor. Türk Telekom’u iyi fiyata sattık”
diye övünüyorlar ya. Haydi 1,5 milyar dolar
diyelim.
Yarın: 20 yıllık özelleştirme
bilançosu; 80 milyar dolarlık fiyasko
|