O
kafa ile bu kafa...
Bekir Coşkun
13.07.2005/Hürriyet
ÖZELLEŞTİRMELERLE birlikte ‘O kafa’ yazıları çoğaldı.
‘O kafa’, yani özelleştirmelere, kimi yatırımlara, serbest
piyasa ekonomisinin fantezilerine karşı çıkanlar...
‘O kafa’nın
karşıtı ‘bu kafa’dır.
‘Bu kafa’, ‘o kafaya’ kızıyor.
Evet, ‘o kafa’ elli yıldır birçok yapılana ya da
yapılmak istenene karşı çıktı-çıkıyor.
Ama hepiniz biliyorsunuz ki ‘o kafa’ başarılı
olamıyor. Telekom’da olduğu gibi eninde sonunda
‘o kafa’
kaybediyor, ‘bu kafa’nın dediği oluyor.
Elli yıldır ‘bu kafa’nın ilkeleri geçerli.
O zaman dönüp bakın ülkeye, ‘bu kafa’nın başarısını
görebilirsiniz.
Yoksulluk sınırının altında 14 milyon insan...
Açlık sınırının altında 2 milyon...
Sokaklar, ağlaşarak kapı kapı dolanan umutsuz ve çaresiz
üniversite mezunlarıyla dolu.
Dört kişiden birisi işsiz..
Ulusal borç 240 milyar dolar...
Kişi başına düşen yıllık milli gelir, Afrika
ülkelerindeki gibi 4172 dolar...
‘Bu kafa’nın savunduğu, bayıldığı, zil takıp oynadığı
bankacılık furyası ile milletin çalınmış 80 milyar
doları...
‘Bu kafanın’ hayran olup da eteğinden tuttuğu
politikacılar soygundan-vurgundan Yüce Divan’da
müfreze müfreze, bölük bölük, alay alay yargılanıyorlar.
Vurgunun tüm boyutunun 200 milyar dolar olduğu
söyleniyor.
‘O kafa’nın azarlanıp susturulduğu, ‘bu kafa’nın
başarılı olduğu elli yılın sonunda böyle oldu.
Hırsızlık-rüşvet-soygun göklere çıktı...
‘Bu kafanın’ desteklediği siyasi partiler ve görüşler
bu yüzden yok olup gitti.
Dinciler iktidar oldu...
Türkiye’nin dışarıdaki adı artık ‘ılımlı İslam’dır...
Ve ilkesizlik, kirlilik, yağma, hukuksuzluk, ilkellik
yüzünden Türkiye’nin AB yolu kapandı.
‘Bu kafa’nın başarısıdır tüm bunlar.
‘O kafa’yı azarlayıp kenara iterek, her istediğini
yaptırtarak, engel olmak isteyenleri ‘o kafa’ diye
suçlayarak...
Ve sonunda başararak...
Böyle yaptı ‘bu kafa’...
|