TÜPRAŞ'ı Satma İnadı Niye?

 

 

 Özlem Yüzak

Cumhuriyet/ 04.05.2005

 

TÜPRAŞ illa blok olarak satılacak. Türkiye'nin en büyük sanayi şirketi, Avrupa'nın 5. büyük rafineri şirketi. Forbes dergisinin yayımladığı ''Dünyanın en mükemmel büyük şirketleri'' listesinde yer alıyor. Kısacası, Türkiye'nin itibarını yükselten bir marka.

 

Ve AKP hükümeti illa bu değerli markayı satacak. Gerekçesi ise özelleştirme gelirleri ile açık kapatmak.

 

Yaklaşık 1 yıl kadar önce açılan ihale sonucunda TÜPRAŞ'ın yüzde 65.76 kamu payı, Zorlu Grubu ile Tataristan'ın petrol şirketi Tatneft'in pazarlama şirketi Efremov Kautschuk GmbH'nin oluşturduğu konsorsiyuma 1.3 milyar dolar değer üzerinden satıldığında ortalık ayağa kalkmıştı.

Petrol-İş Sendikası'nın peş peşe açtığı davalar sonucu satış kararı iptal edildi.

 

Şimdi oyun yine başlıyor. Üstelik geçen zaman zarfında kamu payı yüzde 51'e düştü.

 

Nasıl mı?

 

ÖİB, TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76'lık kamu hissesini İMKB Toptan Satışlar Pazarı'nda, arkalarında kimlerin olduğu bilinmeyen yurtdışında yerleşik 6 yabancı fona blok olarak devretti. TÜPRAŞ'ın yönetim yapısını değiştiren bu satışla birlikte toplam sermayesinin yüzde 30.16'sı (daha önce bu oran yüzde 15.4'tü) yabancıların eline geçmiş oldu. Böylece TÜPRAŞ'taki kamu payı yüzde 51'e düşmüş oldu. Üstelik bu satış işlemi, ÖİB'ye özel yetki veren bir ÖYK kararı bulunmamasına karşın gerçekleştirildi.

 

Petrol-İş Sendikası, TÜPRAŞ'ın blok olarak halka arzını engellemek için bugüne kadar gerek yargı gerekse kamuoyunu bilgilendirme konusunda son derece azimli ve ciddi çalışmalar yapan bir sendika. Son araştırmasında, diğer ülkelerde petrol şirketlerinin mülkiyet yapılarını da ele alıyor. Petrol-İş'in verdiği örneklere bakalım:

  • Meksika'nın Pemex şirketi dünyadaki en büyük 3. ham petrol ve ürün üreticisi. Aynı zamanda Güney Amerika'nın en büyük petrokimyasal madde üreticisi. Meksika hükümeti 1995'te şirketin sadece petrokimya kompleksinin yüzde 49'unu özel kesime devretti.

  • İtalyanların enerji şirketi ENI, ülkedeki 17 rafinerinin 5'ine sahip, 1995'te özelleştirme programına alındı, önce sermayesinin yüzde 15'ini piyasaya açtı, daha sonra kamu payı yüzde 36'ya düşürüldü.

  • Yunanistan'da petrol ürünleri sektöründeki tüm üretimin yüzde 56'sını gerçekleştiren Hellenic Petrolium şirketi özelleştirme sonucunda kamu payını yüzde 35.5'e düşürdü. Hükümet geriye kalan kamu payının hiçbir şekilde özel kesime devredilmeyeceğini belirtti.

  • Dünya toplam rafineri kapasitesinin yüzde 2.3 oranına sahip olan Brezilya'nın rafineri kapasitesinin tamamına yakınını bir devlet şirketi olan Petrobras kontrol ediyor. Petrobras'ın ise yüzde 55.7 hissesi devlete ait.

  • Dünyanın pek çok bölgesinde faaliyet gösteren Norveç petrol şirketi Statoil'de kamunun payı yüzde 70.9.

Petrol uluslararası camiada önümüzdeki yılların en sıcak gündem maddesi. Dünyadaki petrol şirketleri arama, ham petrol üretimi, boru hattı ile taşıma, petrokimya ve enerjiyi içeren dikey entegre yapıdalar. Ayrıca kamu mülkiyetinde olan konumlarını koruyarak sürdürüyorlar.

 

Türkiye, Avrupa'nın en hızlı büyüyen petrol ürünleri pazarı konumunda. 2004 yılındaki yurtiçi pazar payı yüzde 68.9, Yani yüzde 31.1 oranında pazar açığı var. Dolayısıyla TÜPRAŞ'ın satışına odaklanmak yerine hem yerli hem de yabancı şirketler yeni rafineri yatırımı pekâlâ yapabilirler.

 

Bırakın TÜPRAŞ ekonominin kurallarına uygun olarak faaliyetlerini sürdürsün, büyüsün, gelişsin. Bölgesel bir güç olsun. Özel tekeller yaratmanın bu ülkeye hiç mi hiç faydası yok.