Tüpraş
geleceğimizdir, satılamaz
Hüseyin
Öztürk
Vakit 14.06.2005
Türkiye'de kimileri
özelleştirmelere karşı çıkar, kimileri satmaya kalkar. Karşı
çıkanlar halkımızın bilgilendirilmesini ister ama, nedense
sesleri hep cılız çıkar.
Doğrusu halkımız da pek ilgilenmez. Kendi cebine girecek bir
şey varsa ilgilenir, yoksa "yırtılan Hacı Bekir'in yakası,
benimkisi sağlam nasıl olsa. Ne olursa olsun" diyerek
bildiğini yapar.
Tepkisiz bir toplum oluşumuzun ana temelinde sanıyorum bu
düşünce yatmaktadır. Fenerbahçe ya da Galatasaray takımına
futbolcu transferinin binde biri kadar bile ilgilenmeyiz
memlekette ne olup bittiğiyle.
Özellikle son yıllarda medyanın da sayesinde magazin milleti
olduğumuz için, haberlerde magazin varsa ilgimizi çeker,
eğer yoksa, "devlet ilgilensin, yetkililer çaresine baksın"
diye arkamızı döneriz.
Petrol-İş Sendikası'nın Tüpraş'la ilgili feryadının,
toplumun bütün kesimlerini çok yakından ilgilendirmesi
gerekir. Gerekliliğinden de öte, halkımızın Tüpraş hakkında
çok çok iyi bilgilendirilmesi lazımdır.
Ben üzerime düşen vazifemi yapmak üzere, Petrol-İş
Sendikası'nın Tüpraş'ın özelleştirilmesi konusunda bana
gönderdiği bilgileri inanarak ve destekleyerek aktarmak
istiyorum. Bu sözlere hükümetin söyleyeceği haklı sebepler
varsa, onlara da yer veririm.
"Tüpraş'ın yönetimi ve denetimi satılamaz" başlığı altında
verilen bilgiler şöyle:
Türkiye'nin işsizi, 2.7 milyon. Borcu, 203 milyar dolar.
Bütçe açığı; 21 milyar dolar.
Tüpraş 5 yıllık geliriyle; Türkiye'nin IMF borcunu kapatır.
Üstüne IMF'ye 20 milyar dolar borç verir. 24 derslik 55 bin
okul veya 110 yataklı 7857 hastane yapar. Hazineye 40 milyar
dolar kazandırır. 415 bin işsize istihdam sağlar. 2 Tüpraş,
3 Petkim daha kurar.
Bir gün, "biri düğmeye bassa", Tüpraş dursa; taşıtlar
yürüyemez, yollar asfaltlanamaz, enerji santralleri
çalışamaz, uçaklar kalkamaz, fabrikalar üretemez, hayat
kontrolden çıkar.
Tüpraş, bugüne öz kaynaklarıyla geldi. AB ile rekabet eden
teknolojiyi kurdu. İç pazarın büyük kısmına egemen.
Hazinenin yıllık gelirinin yüzde 20'sini karşılıyor.
Sektörde fiyat ayarlaması yapıyor. Ortadoğu, Balkanlar ve
Kafkaslar'da tek.
Çünkü dünyanın aptalı biz değiliz. Dünyada bu türden
şirketlere sahip olan ülkelerin büyük bir çoğunluğu, bu
kuruluşların yönetimini ve denetimini elden çıkartmıyor.
Örneğin Meksika'daki dünyanın üçüncü büyük petrol şirketi
PEMEX'in tamamı kamuda. Norveç petrol şirketi STATOIL'in
yüzde 71'i kamuda. İtalya'nın en büyük enerji şirketi
ENI'nin yüzde 36'sı kamuda. Yunanistan'ın petrol şirketi
HELLENIC'in yüzde 36'sı kamuda.
Tüpraş'ı satın almak isteyenler; borçlarımızın da
alacaklısı, elinde işlenecek petrolü olanlar, Tüpraş'ın
rakipleri, savaş sanayicileri, Anadolu'yu çıkış kapısı
yapmak isteyenler, bölgeyi denetlemek isteyenler,
özelleştirme harekatını yönetenler veya içerideki
işbirlikçiler.
SİZCE TÜPRAŞ'I SATMAKTA NEDEN ISRARLILAR?