Tüpraş'ın 4 rafinerisi var

 Güngör Uras

09.06.2005/ Milliyet

Günümüzde ham petrolün varili yaklaşık 50 dolar. Biz ham petrolün tonunu yaklaşık olarak 350 dolara ithal ediyoruz. Tüpraş'ın (Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ'nin) rafinerilerinde ham petrolü işliyoruz. Tonuna yaklaşık 100 dolar katma değer ekliyoruz. Tonu yaklaşık 450 dolarlık akaryakıt elde ediyoruz.


Petkim (Petkim Petrokimya Holding AŞ) Tüpraş'ın rafinerilerinden çıkan ürünü alıyor, işliyor. Üzerine yaklaşık 1.000 dolarlık katma değer ekliyor. Tonu yaklaşık 1.500 dolarlık petrokimya ürünü ortaya çıkıyor.


Rafineri ile petrokimya tesisleri birbirine bağımlı tesisler.


Biz de bu nedenle rafinerileri ve petrokimya tesislerini birlikte kurduk.


Bizde Batman'da kurulmuş küçük kapasiteli rafineri vardı ama, ilk ciddi rafineri 1961 yılında İzmit'te yapıldı. TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) ile Amerikan Caltex petrol şirketi ortaklaşa 1 milyon ton kapasiteli İpraş rafinerisi için 10 yıl süreli ortaklık kurdu. Ortaklık süresi 1982 yılında sona erince TPAO, yabancı ortağın hissesini aldı. İpraş'ın unvanı Tüpraş olarak değiştirildi. İzmit rafinerisinin kapasitesi zamanla 11.5 milyon tona yükseltildi. Diğer rafineriler de Tüpraş'a bağlandı.

4 rafinerimiz var
Diğer rafineriler hangileri? İzmir'de Aliağa'da 1972 yılında işletmeye alınan 10 milyon ton kapasiteli. Bu rafinerinin özelliği, 300 bin ton kapasiteli ülkenin tek makine yağı üretim tesisine sahip olması.
Kırıkkale'de 1986 yılında işletmeye alınan 5 milyon ton kapasiteli bir başka rafinerimiz daha var. Bu rafinerinin ham petrolü Ceyhan'dan 447 km'lik boru hattı ile getiriliyor.
Sayın okuyucularım, dikkatinizi çekerim. Bütün bu rafineri ve petrokimya yatırımları "planlı ekonomi dönemi"nin ürünleri, 1960-1986 yılları arasında yapılmış tesisler. Yirmi yıldır bunlara bir ekleme yapamamışız.


Bizim gibi petrolü olmayan çok sayıda ülkede ithal petrol ile çalışan rafineri ve petrokimya tesisleri var. Bu konuda Hindistan ve Kore gibi ülkeler son yıllarda büyük gelişme gösterdi. Bizim son yıllarda yakaladığımız bir avantaj var. Petrol boru hatlarının ucu bizim ülkede sona eriyor.

Yenisini yapamıyoruz
Bugün Petkim tesislerinin yeniden yapılanma bedeli 3 milyar dolar, Tüpraş tesislerininki ise

7 milyar dolar olarak hesaplanıyor ama, bu gibi tesisler sadece para ile yapılamıyor. Proje hazırlanması, yatırımı, işletmeye alınması yıllar gerektiriyor.


Bizim rafineriler, yurtiçi talebin yüzde 70'ini karşılıyor. Ama her şeyin ötesinde bizim rafineriler Petkim'i besliyor. Şimdi Tüpraş'ta yönetime hâkim olacak hissenin satışı ile Petkim ve Tüpraş arasındaki bağ kopuyor.


Ben bunları özelleştirme düşmanı olduğum için, yabancı sermayeye karşı olduğum için yazmıyorum. Bu tesislerin kurulmasına vergisiyle katkıda bulunan insanlara, yakında kamu mülkiyetinin (açık anlatımıyla kendi mülkiyetlerinden) çıkacak Tüpraş'ın ne olduğunu anlatmaya, bilgi vermeye çalışıyorum.