İndirin
perdeleri! Komedi bitti!
Necati Doğru
Vatan 26.09.2005
Oyun eski bir oyundu. Senaryo bildikti. Sahne tanıdıktı. Seyirci de
aynıydı. Sadece aktörler yeniydi, dekora türban geçirilmişti, kostüm
tesettüre girmişti.
Oyunun adı satmaktı!
Ticaret!
Mallar devletindi.
Devlet tu kakaydı!
Miskin ve tembeldi.
İyi işletemiyordu.
İyi işletememesi için de zaten "devletin malının içine ahlâksız
siyasetçi-ahlâksız bürokrat-ahlâksız iş adamı eli" sokulmuştu. Daha
sonraki yıllarda da özel sektöre satılmayan devlet malları, yeni
yatırım imkânları kesilerek ve finansman kaynakları kurutularak
"ölüme" terk edilmişti. Yeni aktörler, yeni kostümleriyle işte bu
aşamada sahne aldılar
Yorumları yeniydi.
Soyluluk yandaşı, değişim yandaşı, halk yandaşı olduklarını
söylüyor; "Hortumları keseceğiz... Yolsuzlukları durduracağız. Fakir
fukaranın, garip gurebanın malını (yani devletin mallarını) kimseye
yedirmeyeceğiz" sözleri veriyorlardı.
Yamandı yeni oyuncular!
Şaşırtmaca veriyorlardı.
Hem halk yandaşıydılar.
Hem sermaye!
Hem yerliciydiler!
Hem Ofer'ci!
Hem tutucuydular.
Hem değişimci.
Hem halktan biriydiler ve hem de seçkinci burjuva... Halka karşı
namuslu, dürüst, devlet malını gözetir rolü oynuyor, "kim
hortumculuğa yeltenirse kemiklerini kırar, damarlarını kesip atarız"
diyorlardı. Fakat
gece
yarıları Ankara'da yamaç otellerinde ve gündüz yarıları da
İsviçre'de dağ otellerinde yabancı alıcılarla buluşuyor, sabahleyin
"buluşmadık" diye inkâra sapıyor, geceleyin ise "Buluştuk...
Görüştük... Biz mal satıcıyız..." diye çevir kazı yanmasın
yapıyorlardı.
Gerçekten yamandılar!
Eski komediyi, 40 yıllık eski şöhretli siyaset aktörlerine taş
çıkartırcasına farklı oynuyorlardı. Devlet malı satılırken ya da 49
yıllığına "yap-işlet-devret"le kiraya verilirken; alım şartları,
ödeme şartları, devretme şartları hepsi belirliydi, onların otel
odalarında alıcılarla buluşmasına, görüşmesine hiç gerek yoktu.
Görüşmeyle...
Konuşmayla...
Koklaşmayla....
Devlet malını daha iyi şartlarda satabilecek bir ilave avantaj
sağlamıyor; aksine,
gece
yarıları Meclis'ten rüzgâr hızıyla yasa çıkartma sözü vererek ve
çıkartarak alıcıya "ilave kârlılık avantajları" yaratıyorlardı.
Yamandılar, eski oyuncular gibi "çapaçul-kapkaç-mafya bağlantılı
sermayeyi" bulmuyor, gerçekten işinin ehli "küresel bağlantılı
kapitalistleri" bulup, görece yüksek fiyat da alıyorlardı. Ama
yüksek fiyat veren alıcıya da çok ince avantajlar sağlıyor, malı
alınabilir yapıyorlardı.
Satışı biliyorlardı.
Simit satmışlardı.
Simit satarak siyasete girmişler, şimdi "İstanbul Limanı"nı
satıyorlardı ya da TÜPRAŞ hissesini... Halka da "Herkes tilkilik
peşinde... Eski hortumcuların yerine yeni hortumcular türedi...
Garip gurebanın, fakir fukaranın hakkını yedirmeyeceğiz... Ofer ile
karda - kışta, buzda tipide otelin avlusunda mı görüşeydim... Tabii
ki odada görüştüm..." nutukları atıyorlardı. Yeni aktörler eski
komediyi böyle oynuyordu.
Komedi bitti!
İndirin perdeleri!
|