Koç’a tebrikler ama ya iddialar!
Murat Kelkitlioğlu
Star
Gazete 15.09.2005
Öncelikle merakla beklenen Tüpraş ihalesini kazanan Koç Grubu’nu
tebrik ediyorum. Bunun yanısıra, ihalenin yapılış şekli ile ilgili
olarak da yetkilileri tebrik etmek lazım. Canlı yayınla kamuoyunun
gözü önünde yapılan ihaleye kimsenin itirazı olamaz. Kimsenin
kafasında bu konuyla ilgili olarak hiçbir soru işareti yok. Gerek
ihale sonucunda ortaya çıkan rakam gerekse Tüpraş gibi önemli bir
kuruluşun bir Türk şirketine gitmesi herkesi sevindirdi. Kim ne
derse desin, kamuoyu Tüpraş veya benzer kuruluşların yabancılara
satılmasına pek olumlu bakmıyor. Tabi ki, burada duygusallık da
hakim.
Şimdi gözler Erdemir ihalesinde. Tüpraş ihalesinde nefes kesen bir
rekabete giren Zorlu, OYAK ve Koç grupları bu ihalede de karşı
karşıya gelecek. Bu ihalenin de çok zorlu geçmesi bekleniyor.
Biz tekrar Tüpraş ihalesine dönelim!
Başta vurguladığım gibi ihaleyle ilgili söylenecek tek bir laf yok.
Ancak, ihale öncesi süreçte yaşanan bazı gelişmeler mide
bulandırıcı! Bundan önce de Türk ekonomi tarihine ‘’Kara Cuma’’
olarak adını yazdıran skandalda da ismi geçen eski Başbakan Mesut
Yılmaz’ın kuzeni Mehmet Kutman’ın sahibi olduğu Global Menkul
Değerler’in imza attığı gelişme çok düşündürücü. Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı (ÖİB) Tüpraş’la ilgili olarak satış
yapılabilmesine imkan tanıyan yetkiyi kimseye duyurmadı. Yetki
konusundan sadece Kutman’ın sahibi olduğu Global Menkul Değerler’in
haberi oldu. Bunun üzerine 28 Şubat 2005’te Global, ÖİB’ye bir yazı
yazarak ‘’yabancı müşterilerim için bu hisseleri 15.40 YTL’den almak
istiyorum’’ dedi ve ÖİB de bunu kabul etti. Arkasında Ofer
Ailesi’nin bulunduğu 6 yabancı fon adına 446 milyon dolara satın
alınan hisselerin bugünkü borsa değeri 730 milyon dolar. Aynı
hisselerin, ihalede ortaya çıkan rakama göre değeri ise 1 milyar 201
milyon dolar. Bu rakam inanılmaz bir kazanç.
İşte bu mide bulandırıcı gelişme kesinlikle incelenmeli. Bundan önce
buna benzer yaşanan olaylarda olduğu gibi yetkililer ‘’üç maymunu’’
oynamamalı! Bu konuda Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa
Öztaşkın’ın itirazlarına katılmamak mümkün değil. Belki, ihalenin
iptalini gerektirecek bur durum olmayabilir, ancak yaşanan olayların
sorumlularının üstüne bizzat gidilmeli.
Konuyu açıklığa kavuşturmak için Özelleştirme İdaresi yetkililerini
aradım ancak kimseyle görüşemedim. Bu konuyla ilgili bir açıklama
yapmak istedikleri durumda, köşem her zaman açık.
Karacan’la ne görüşüldü?
Geçtiğimiz hafta Digiturk Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan
Karacan’ın, Erman Toroğlu ile ilgili görüşlerini ilk olarak bu
köşeden duyurduk. Karacan’ın, ‘Ben olduğum sürece Toroğlu buraya
giremez’ açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Ancak, hiç beklenmedik
bir gelişme yaşandı ve ‘sivil bir darbe’ yapılarak Maraton programı
geçtiğimiz hafta sonu Lig TV ekranından canlı olarak yayınlandı.
Bu konuyla ilgili olarak Karacan’la yaptığım görüşme sonrası çok
daha ilginç bilgilere ulaştım. Karacan, Erman Toroğlu’nun görevine
son verdikten sonra Çukurova Grubu’nun üst düzey iki yöneticisi Ali
İhsan Karacan’ı ziyaret etti. Taraflar arasında uzun süren bir
görüşme yapıldı. Çukurova yöneticileri Karacan’a, ‘Toroğlu gelsin,
sizden özür dilesin ve programa devam etsin’ derlerken, Karacan’ın
cevabı net oldu; ‘Toroğlu’nun benim şahsıma karşı bir kusuru yok. O
nedenle benden özür dilemesine de gerek yok. Burada önemli olan
kamuoyu. O yüzden olmaz...’ Çukurova yöneticilerinin ikinci teklifi
ise programın Show TV’de yayınlanması ancak bunun için Lig TV
stüdyosunun kullanılması oldu. Karacan bunu da reddetti. Üçüncü
talep ise uzun görüntülerin Show TV’de yayınlanacak Maraton
programına da verilmesi oldu. Karacan bu talebi de kesin bir dille
geri çevirdi.
İşte bütün bunlara rağmen yaşananlar ortada. Karacan hala Paris’te.
Dönünce yaşanacak gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz.
|