TOBB: İşimiz muhalefet
değil...
Muharrem Sarıkaya
Sabah 11.09.2005
"Ekonomide Durum
Tespiti
ve
Beklenti
Raporu"nu açıklaması öncesi
Başkan Rıfat Hisarcıklıoğlu ile TOBB Üniversitesi'nde kahvaltıda
buluştuk.
Sohbet rapordan çok, üniversitenin
tanıtımı ve ileriye dönük yatırımları üzerine yoğunlaştı.
Tabi bir de son dönemde Ankara'da sıkça
sorulan şu soruya:
"Hisarcıklıoğlu siyasete
girecek mi?"
Bugüne kadar, "Kesinlikle
niyetim yok" yanıtını vermiş olsa da söylentinin önünü
kesememiş olmanın rahatsızlığını sergiledi.
Bu yönde bir soru gelmeden, Kayserili
hassasiyeti ile atak davrandı.
Sanki rapordan söz ediyormuş gibi konuya
girdi ve şöyle devam etti:
"Birileri TOBB'a
muhalefet görevi yüklemek istiyor..."
Bunu isteyenlerin kimler olduğuna ilişkin
veride bulunmadan sözlerine devam etti:
"TOBB bir siyasi
parti değil. Muhalefeti siyasi partiler
yapar. Yönetimimiz bugüne kadar üç
hükümetle çalıştı. Sadece üyelerinin
haklarını savunmak için çaba gösterdi.
Bu dönemde de aynı işlevini
yürütecek. Kimse bizden bu görevi
beklemesin. İşimiz muhalefet değil.
İyiyi övmek, kötü gidenler konusunda
da çözümünü de koyarak uyarmak..."
Tarihte kaldı
Arkadaşlarımızdan biri, muhalefet görevi
beklentisinin, "TOBB'un geçmiş tarihinden
kaynaklandığını" belirtti.
Muhalefet boşluğu doğunca, geçmişte olduğu
gibi, TOBB'dan bu görevi üstlenmesinin beklendiğini kayda geçirdi.
Hisarcıklıoğlu'nun yanıtı şöyle oldu:
"Söylediğin gibi o
tarihinde kaldı. Bizim işimiz siyaset
yapmak değil..."
TOBB Genel Merkezi'ne gidip 5 bin 176
işadamı ve sanayicinden gelen anket sonuçlarını açıklarken de
üniversitede koyduğu tavrı sürdürdü.
Hükümetin doğru yaptıklarını övdü, yanlış
giden konularda yumuşak bir üslup içinde uyarıda bulundu.
Bir taraftan, "Uygulanmakta olan
iktisat politikalarının omurgasından
rahatsızlığımız yok" deyip hükümete destek verdi.
Diğer yandan "ince ayarlar
gerekiyor, yapısal reformlarda duraklama
başladı, bunun sonucu kötüye gider"
uyarısında bulundu.
Özetle, "hükümetin doğru
işleri yavaş yapmaya başladığını" söyledi.
Raporun hükümete dönük bir muhtıra olup
olmadığı sorusuna verdiği yanıtta da bunu açıkça gösterdi:
"Ankete katılanların
yüzde 70'i kendisi için olumlu
gelişmelerin olacağına inanıyor. Buna
inanmayan oranı yüzde 30. Ama,
yapısal reformlar yapılmazsa olumlu
yöndeki beklenti büyük oranda düşer..."
Hükümetin, başta sosyal güvenlik ile
ithalat ihracat politikası olmak üzere bir çok alanda yapısal
reformları süratle hayata geçirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Ekonomiden sorumlu bakanların yaptıkları
açıklamalara dolaylı yoldan yanıt verdi.
Çin'den yapılan gıda ithalatının dahi 3.8
kat arttığını, ara malı ithalatının sanayiyi güçlendirmek yerine
şirketleri batırmaya başladığını vurguladı.
Merkez Bankası'na "Neden
faizleri indirmiyorsun, kuru yükseltmiyorsun"
diye kızmak yerine, bunun ortamını sağlayıcı önlemleri almak
gerektiğini söyledi.
Hükümete kadife eldivenle uyarılarda
bulunurken, asıl muhtırayı kendi üyeleri, sanayicilere gönderdi:
"Ölçek ekonomisine
geçemez, güçlerinizi birleştiremez ve
kurumlaşamazsanız batarsınız..."
Tüpraş iddiası
Raporla ilgili basın toplantısının
ardından makam odasında sohbet ederken, konu ağırlıklı olarak
özelleştirme üzerinde oldu.
Hisarcıklıoğlu, TÜPRAŞ'ın Oyak Bank
tarafından alınacağı konusunda iddiaya hazır olduğunu açıkladı.
Bunun yabacı sermayeye karşı çıkış
olmadığını belirtip ekledi:
"TÜPRAŞ ve Ereğli
kar eden, istihdam yaratan kuruluşlar.
Yabancı sermaye aldığında yeni ne
getirecek?"
Kendilerinin de Ereğli Demir Çelik'i alma
konusundaki kararlılığını belirtip, Cumhurbaşkanı'nın "manevi
desteğine" teşekkür etti.
Ardından söylediği şu cümle ise ilginçti:
"Ereğli'yi
alalım, bakın o zamanki yabancı
girdiyle ilgili sürprizimize..."
|