Tüpraş ihalesini kazanan talipli çeyrek asırlık büyümeyi garantiler

 

Kerem ALKİN

Referans / 11.09.2005

 

Avrupa Birliği ve ekonomik reform süreci ile birlikte yaşam standartının artması Türkiye'deki enerji talebini katlanarak büyütecek. Orta Avrupa'daki rakiplerine göre avantajlı olan Tüpraş'ı satın alacak olan 25 yıl boyunca büyüme ve karlılık potansiyeli sağlayacak.

 

Haftanın öncelikli gündem maddesi, Tüpraş. Tüpraş’ın özelleştirme ihalesinde son dönemeç de yarın geçilecek. Yetkililerin açıklamalarında son dakika değişikliği olmaz ise, ihaleye girebilmek için ön yeterlilik almayı başarmış ve ikinci aşamaya katılmalarına da kesin gözüyle bakılan 9 firma, yarın saat 16’da ilk önce kapalı zarfla tekliflerini iletecek. Ardından elemeli tura geçilecek. Elemeli turda, teklifler önceden belirlenen fiyat aralığı kadar artırılacak. Yetkililer, elemeli turu takip edecek açık artırma kısmına 9 firmadan 4’ünün veya 5’inin katılacağını tahmin ediyor. Beklenti, Türk Telekom ihalesindekine benzer bir sürpriz fiyatın gündeme gelebileceği üzerinde yoğunlaşıyor. Yani, 5 ile 6 milyar dolar arasında kıyasıya çekişme yaşanacağı umut edilmekte.

 

İlk fiyat 2-2.5 milyar dolar arası
Tekliflerin alınmasının ardından firmalardan gelen açıklamalar, ihalenin başlangıcındaki ilk fiyat düzeyinin 2 ile 2,5 milyar dolar civarında olduğunu gösteriyor. İtalyan ENI, teklifini 2.1 ila 2.4 milyar dolar arasında tutabileceği belirtilirken, Zorlu Grubu’ndan fiyatın geçen yılki düzeyi olan 1.3 milyar dolardan daha yüksek olacağı yönünde açıklama geldi. Aynı zamanda Erdemir ihalesine de hazırlanan Oyak, önceliklerinin Tüpraş olduğunu açıklamış durumda.


Macar Mol de son derece iddialı bir teklifle geldiklerini duyurdu. Bu durumda, açık arttırmaya 4 veya 5 firmanın katılması halinde, blok satılmasına karar verilen yüzde 51’lik hisseye açık arttırmada 2,5 milyar doların üzerinde fiyat teklif edilmesi, şirketin değerini 5 milyar doların üzerine taşıyacak. Bu nedenle, ihale komisyonu eleme hakkını kullanmak yerine, çok sayıda firmanın açık arttırmaya girmesine karar verirse, hem kıran kırana bir pazarlık olacak, hem de fiyat yükselecek gibi gözüküyor.

 

Yatırımın hedefi ‘geleceğin’ Türkiye’si
Tüpraş ihalesini kazanacak olan şirket kim olursa olsun, bugünden 25 yıl sonraya, Avrupa Birliği üyesi olmuş ve yaşam standardı, kişi başına GSYİH olarak 10 bin dolarları aşacak ve giderek yükselecek bir Türkiye’ye yatırım yapıyor. Bunun anlamı, Türkiye’nin henüz akaryakıt tüketiminde, sadece gelişmiş ekonomiler değil, önde gelen gelişmekte olan ülkeler içerisinde de gerilerde olması. Yani, Tüpraş’ın önümüzdeki 25 yıl için olağanüstü bir büyüme ve karlılık potansiyelinden söz ediyoruz.


Aşağıdaki grafik, 1000 kişi başına otomobil sahibi sayısı ve kişi başına GSYİH seviyesi olarak, Türkiye’nin halen gerilerde olduğunu ve AB sürecine bağlı olarak ve ekonomik reform süreci ile, Türkiye’nin yaşam standardı değiştikçe enerji talebinin nasıl katlanarak artacağını gösteriyor. Dolayısı ile, Tüpraş ihalesini kazanan taraf ‘altın yumurtlayan tavuk’un da kontrolünü elde etmiş olacak. Türkiye, değerler açısından, 1 Mayıs 2004’de AB üyeliğine kabul edilmiş Polonya, Macaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti veya Portekiz seviyelerine geldiğinde, Tüpraş 10 yıl sonra karını katlıyor olacak.

 

Orta Avrupa'daki rakiplerin önünde
Gün başına bin varillik üretim değeri üzerinden Avrupa’nın yedinci büyük ve Avrupa’nın gelişmekte olan ülkeleri içerisinde en büyük rafineri unvanını elinde bulunduran Tüpraş, tek özel sektör rafinerisi Ataş’ın da 2004 yılında faaliyetine son vermesinden sonra, 27.6 milyon tonluk üretim ile, Türkiye’nin rafinaj piyasasının tamamını kontrol eder konuma geldi. Gerek dünyanın ham petrol üretimi açısından en kritik iki bölgesi olan Orta Doğu ve Orta Asya’daki çeşitli ham petrol tedarikçilerine yakın olmasının getirdiği üstünlük, gerekse de farklı ham petrolleri edinebilme ve bütün türleri işleyebilme özelliği, Orta Avrupa’daki rakiplerine göre Tüpraş'a büyük avantajlar sağlamakta. Tüpraş, rafinerilerini modernize etmek, düşük değerli siyah ürün kapasitesini katma değeri yüksek beyaz ürüne dönüştürmek, ürün kalitesini iyileştirmek, AB çevre standartlarına uyum sağlamak ve maliyetleri aşağı çekmek için enerji tasarrufu sağlayacak şekilde, 1989-2007 dönemini kapsayan 2 milyarlık dolarlık yatırıma soyundu.


Bu noktada, Türkiye'nin petrol ürünleri talebinin 2010 yılında 35.2 milyon tona ulaşacağına dair beklentiye bağlı olarak, Tüpraş bu talebi karşılayabilmek yeni yatırımlara soyunacak. Yani, ihaleyi kazanan firmanın, karlılığı arttırmak ve artan talebi karşılamak adına yeni yatırımlar yapması gerekecek. Ayrıca, Tüpraş’ın, özellikle bugüne kadar hiç ilgilenmediği petrokimya alanına girmek ve ‘sıfır’ fuel oil üretimi sağlamak amacıyla 10 milyon ton/yıl kapasiteli yeni bir tesis kurabileceği sinyalini verdiği de biliniyor. Kısacası, özelleştirme sonrasındaki süreç ve yapılacak yatırımlar merakla bekleniyor ve bu yatırımlar şirketin değerine de katkıda bulunacak.

Fitch, Tüpraş’ın fiyatını artırdı
Gelelim, uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch’in Tüpraş raporuna. Tüpraş’ın uzun vadeli YTL cinsi kredi notunu ‘BB+'dan ‘BBB-'ye yükselten Fitch, aslında ihalede şekillenecek fiyatın yükselmesine katkıda bulunmuş gözüküyor. Fitch, Tüpraş’ın uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunu ‘BB-', uzun vadeli YTL cinsi ulusal notunu ise ‘AA+tur’ olarak teyit etmiş. Tüpraş’ın tüm notlarının görünümü ise ‘Durağan’ olarak açıklanmış. Fitch’in yorumu, Türkiye’de petrol piyasasının serbestleştirilmesinin ardından, Tüpraş’ın çalışma koşullarının iyileştiği. Önümüzdeki üç yıllık dönemde Tüpraş’ın karlılığının ve nakit yaratma gücünün daha da artmasının beklendiğini belirten Fitch, devam eden düşük sülfürlü benzin ve motorin üretimi yatırımlarının önemine dikkat çekmiş. Yüzde 65’i krediyle finanse edilen bu yatırımların borç oranının artmasına yol açacağını hatırlatan Fitch, buna rağmen Tüpraş’ın kredibilete notu için bunun bir sorun oluşturmayacağını vurgulamakta.


Sözün özü, 2030 yılına kadarki zaman dilimi için, Tüpraş ihalesini kazanan taraf açısından, bu yatırım olağanüstü bir karlılık anlamına geliyor. Bu nedenle, hisse senedi yatırımcıları, ikinci seansın bitimine yarım saat kala başlayacak, ancak akşam saatlerine sarkacağı anlaşılan ihaleyi nefeslerini tutarak izleyecekler. Hayli uzamış olsa da, Yapı Kredi konusunda da sona yaklaşılmış olması, ekstra bir doping etkisi anlamına geliyor. Dolayısı ile, 14 Eylül’deki AB Daimi Temsilciler Toplantısı’ndan da (Coreper) bir tatsızlık çıkmaz ise, Tüpraş ihalesinde şekillenecek nihai fiyat seviyesine bağlı olarak, İMKB 100 Endeksi, iyimser senaryo fiyat aralığının tepe noktası olan 32 bin 500’ü kırabilir. Bakalım, bu heyecanlı hafta nasıl sona erecek?