Tüpraş'a nereden bakmalı?

 

Güntay Şimşek

 

Sabah 10.09.2005

 

Pazartesi günü Ankara için unutulmayacak bir gün olacak. Tüpraş ihalesiyle Aliağa, Kırıkkale, Kocaeli ve Batman'da kurulu 4 rafinerisinin yeni sahibi belli olacak. Gündemde iki konu var; rakam ne olacak, yerli mi yoksa yabancı mı alacak? Asıl sorgulanması gereken husus ise Tüpraş'ı alan müteşebbisin ne kadar yatırım yapacağı... Ama bu konu, nedense pek gündeme getirilmedi? İhale şartnamesinde böyle bir ayrıntı yok. Düşünülen şu; yüksek rakamı veren, muhakkak kazanmak için para harcayacaktır.


Fakat iyi paran verenlerin, sürekli yeniliği talep eden rafineler için yatırım yapacak gücü kalmamışsa ya da böyle bir yatırım gerek duymazlarsa, sonuç ne olacak? En fazla hali hazırdaki durumla 5-10 yıl idare eder, sonrasında ise vahim bir tablo ortaya çıkabilir. Mersin ATAŞ Rafinerisi'nin teknolojisi eskiyince, yüksek meblağlar gerektiren yeni yatırımlar yapılmayarak, kapatılması örneğinde olduğu gibi. ATAŞ, 42 yıllık bir serüvenden sonra geçen yıl, BP Avrupa Lojistik Başkan Yardımcısı Clive Christison'un katılımıyla kapıya kilidi asmıştı. Dünya devi, yani yatırım gücü olan BP gibi bir şirket geçen yıl ATAŞ'ı rafineriden terminale dönüştürdü. Çünkü, BP milyon dolarlar harcayarak, Türkiye'de bir rafineriyi yenilemek yerine, başka rafinelerinden işlenmiş ürün getirmeyi tercih etti.


Özelleştirilecek kamu kurumlarının, özellikle Tüpraş ve Erdemir gibilerinin yukarıdaki detaylar nedeniyle, iyi bir özelleştirme planına ihtiyacı var. Yada İtalyan Eni veya İspanyol Repsol gibi devletin kontrolünde, ama özerk bir yapıda yönetilmesi gerekir. Türkiye gibi bir ülkede, devletin kontrolünde bu iş kesinlikle olmayacağına göre, iyi bir stratejiyle, yerli özel sektöre devredilmesinde daha fazla hayır var. Ancak, kamu kurumlarının elden çıkarılmasında, bu tür hassasiyetlere ben henüz rastlamadım. Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci, 'Telekom'da Danıştay düğümü' başlıklı, 5 Eylül tarihli yazıma gönderdiği cevaptan anlıyorum ki, öncelik rakamın yüksek olmasında. Aslında Kilci'de haklı. Her kafadan bir ses çıktığı ortamda, ne yapsa eleştirilecek, ama makul olanlara bakmasında fayda olduğunu düşünüyorum.