Batman’dan Budapeşte’ye, TÜPRAŞ!
Deniz Gökçe
Akşam / 09.09.2005
Dün, geçen hafta Garanti Bankası Anadolu Toplantıları çerçevesinde
yaptığımız Mardin ve yöresi seyahatinden bahsetmiştim. Tabii
Diyarbakır’dan Mardin’e gezerek giderken Batman’a da uğradık. Batman
konusunda hiçbir şey bilmeyenler, burada kötü ve küçük, yerel bir
kasaba benzeri cılız bir yerleşim merkezi bekliyorlar. Üstelik şu
anda göçle nüfusu 600 bin civarına gelen Batman, DPT sosyal ve
ekonomik gelişmişlik endeksinde 81 vilayet arasında 70’inci sırada.
Ama kente ilk girdiğinizde geniş caddeleri, temiz sokakları,
ağaçları, binaları ile gerçekten Güney ve Doğu Anadolu
standartlarına göre oldukça gelişmiş bir yer izlenimi sizi fena
halde çarpıyor. Bu çelişki tabii Batman’daki TÜPRAŞ rafinerisinin ve
ilişkili ticari faaliyetin önemli bir rolü ile ortaya çıkıyor.
Birkaç bin rafineri çalışanı ve bir o kadar da ilişkili ekonomik
faaliyet, istihdamı ve geliri artırmış ve polis, asker ve devletin
yatırımlarının da eklenmesi görüntüyü değiştirmiş. Ancak Batman’daki
petrol ve rafineri faaliyeti biraz yakından incelenince ortaya
kentin güzel görüntüsünden farklı, çelişkili bir tablo da çıkıyor.
Özelleştirme sürecindeki TÜPRAŞ dört rafineriye sahip. Yani
Türkiye’deki rafineri kapasitesinin yüzde yüzüne. İki büyük rafineri
var. İzmit 11.5 milyon ton ve İzmir 10 milyon ton yıllık kapasiteye
sahip. Kırıkkale 5 milyon ton üretim yapabiliyor. Kırıkkale’nin
üretim kapasitesi yüzde 60-70 değerleri arasında, yani kötü! Gariban
Batman ise 1.1 milyon ton yıllık kapasitede. Batman 2001 yılına
kadar yüzde 65 civarında kapasite ile çalışmış, 2002-2004 yılları
arasında yüzde 80 üzerinde kapasite ile çalışabilmiş. TÜPRAŞ
genelinde kapasite kullanımı yüzde 88 civarında.
İzmit rafinerisi teknik ölçüt olan Nelson endeksinde, yatırımlar
yapılırsa 6.2 değerinden 7.9 değerine çıkacak. İzmir planlanan
yatırımla 6.4 değerinden 7.7 değerine çıkacak. Kırıkkale ise
yatırımla 5.4 değerinden 6.7 değerine. Gariban Batman ise Nelson
endeksinde 1.9 değerine sahip. Üstelik Batman bütün rafinerilerin
ana damarı olan pipeline projelerinden, deniz trafiğinden ve
limanlardan uzak, Ceyhan’dan aktarma ile besleniyor... Batman’da
çalışan kuyular var, ama bugünkü kapasitede Batman sadece sosyal bir
yatırım, ekonomik değil. Bu tür sosyal yatırımların ülkemize
maliyetini yarın aktaracağım.
Özelleştirme İdaresi, TÜPRAŞ özelleştirmesi sonrasında satılacak
olan yüzde 51 hisseyi alacak stratejik ortağın Batman’ı en az üç yıl
kapatmaması ilkesini koymuş. Yapılması gereken ve 10 yıl için
planlanan yatırım bir milyar dolara kadar gidebilir. İhaleye
girenler hafifçe homurdanıyor. Tabii devletin de bu yatırıma parası
yok.
Net satışları 8.5 milyar dolar civarında olan TÜPRAŞ (Ditaş
Taşımacılık operasyonları dahil) 2004 yılında 491 milyon dolar kâr
etmiş ve 2000 yılında 754 milyon dolar olan borcunu 2005 Ağustos ayı
itibarıyla 218 milyon dolara indirmiş. 1991 yılından beri önce
İstanbul ve sonra da Londra’da borsaya kote TÜPRAŞ uluslararası
bankaların değerlendirmesine göre şu andaki piyasa değeri olarak
3.7-4.2 milyar dolar civarında bir değer diye düşünülüyor.
Ancak bu seferki özelleştirme girişiminde TÜPRAŞ bu değerden çok
daha fazla edecek, 5 milyar doları bile aşabilir. Üstelik de fazlayı
verecek olanlar muhtemelen Türk yatırımcılar olacak. Çünkü petrolde
toptan rafine kapasitesi ile perakendeyi birleştirmek (evlendirmek
mi desek?) daha büyük monopol gücü yaratacak. Tabii bu monopol
gücünün karşısına da ithalat ve regülasyon dikilmek zorunda. Devlet
düzenleyici olmak zorunda. Nasıl yapılacak bilmem!
Bunlara yarın değineceğiz de, başlıktaki Batman ile Budapeşte’nin
alakası ne?
Batman ile Budapeşte’nin alakası “pek yakında bu sinemada”, hatta
hemen yarın! Budapeşte’den öğreneceğimiz şeyler var!
|