Sosyal Avrupa
Derya Sazak
Milliyet 07.10.2005
DİSK'in AB müzakere sürecine verdiği desteğe Süleyman Çelebi dün
çalışanlar açısından yeni bir boyut kazandırdı: Avrupa sosyal
modelinin hayata geçirilmesi.
3 Ekim gecesinden bu yana, iktidar ve muhalefet partileri arasındaki
'AB savaşı', çerçeve belgenin paragraflarına sıkışıp 'hazmetme
sorunları ve Kıbrıs başta, stratejik maddeleri' üzerinde
yoğunlaştığı için Türkiye'nin 'uyum sağlamakta' zorlanacağı çok
önemli bir alan henüz tartışma gündemine girmedi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi dün yaptığı açıklamayla, 'yeni
sorunlar kadar, çalışanlar açısından doğacak fırsatlar'a ve sosyal
alandaki potansiyel kazanımlara dikkat çekti.
Çelebi'nin altını çizdiği nokta, 'demokrasi, insan hakları ve
özgürlükler' alanındaki ilerlemelere AB sürecinin 'işçi hakları'
yönünden sağlayacağı olanaklara ilişkindir.
"Müzakere başlıkları içinde yer alan sosyal konular, özellikle
sosyal politika ve istihdam başlığı öncelikle ele alınmalıdır.
Türkiye'de ve Avrupa Birliği ülkelerinde bütün toplumları ortak
ilgilendiren sosyal konular ele alınıp, bu alandaki sorunlar
azaldıkça ön yargılar da kırılacaktır. Özellikle çalışma yaşamında
25 yıldır yürürlükte olan 2811-2822 sayılı yasalar olmak üzere 12
Eylül yasalarının acilen değiştirilip demokratikleştirilmesi çok
önemlidir.
Bu çerçevede Avrupa'da daha sosyal bir Avrupa için çaba
gösterenlerle daha liberal bir Avrupa için çaba gösterenler
arasındaki tartışmayı da izliyoruz. Bizim yerimiz elbette daha
sosyal bir Avrupa için mücadele edenlerin yanı olacaktır.
Müzakere sürecinde temsil ettiğimiz kesimlerin haklarının
geliştirilmesi kadar daha sosyal, daha demokratik, daha özgür bir
Türkiye için de çabalarımızı sürdüreceğiz."
Liberal ve sosyal Avrupa!
DİSK, Türkiye'nin AB sürecine destek olan Avrupa Sendikalar
Konfederasyonu (ETUC) gibi işçi örgütlerinin yanı sıra sosyal
demokrat, sosyalist ve yeşil partilerin rolünü alkışlarken,
'liberal-sosyal Avrupa' ayrımıyla, CHP gibi partilerin 'Kızılelma'
koalisyonuna sürüklenmesinin önüne 'ideolojik' bir set çekmeye
çalışıyor.
Türkiye solunun da, en azından geniş kitlelerin sosyal hakları
açısından 'AB projesi'ne destek olmaları gerekmez mi? Bu ülkede en
büyük sorun hâlâ işsizlik, yoksulluk, gelir adaletsizliği ve
bölgesel eşitsizlik. 3 Ekim'den itibaren AB ile müzakereler başlıyor
diye 'borsanın uçmasına' sevinen piyasa oyuncularına 'refah
toplumu'na giden yolun 'sosyal devlet'ten geçtiği de anlatılmalıdır.
CHP'ye düşen bu görevi DİSK yapıyor.
|