İnşallah nefesimiz yeter
Gültekin Kara
Akşam /24.08.2005
Konumuz ERDEMİR. İhale yaklaştıkça yarışacak grupların kamuoyu oluşturma
çabaları da hızlandı. Hafta başında Mittal çıktı meydana, dün de Ereğli
Ortak Girişim Grubu (EOGG). Mittal ne kadar uluslararası ise EOGG de o
kadar yerli. (Benim dikkatimi logolarında kullandıkları nazar boncuğu
çekti)
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) koordinasyonunda bir araya
gelen 34 girişimci ERDEMİR'i istiyor. 34 rakamı ise şimdilik. Zira ihale
sürecine kadar yeni katılımcılar da birliğe katılabilir. Bu
girişimcilerin en büyük özelliği ise kendi bireysel işletmeleri için
ERDEMİR'e ihtiyaç duymaları. Aralarında bazılarının cirosu 1 milyar
doların üzerinde. Söylemlerine bakarsak, fiyat yükseltmek amaçlı şov
yapmıyorlar. Deyim yerindeyse 'Biz alıcıyız' diyorlar.
İnşallah istedikleri gibi gider
İnşallah kelimesi lütfen yanlış anlaşılmasın. İhaleye katılacak diğer
yerli gruplar arasında taraf tutmuyorum. Sadece ERDEMİR'in kalabilirse
yerli kalmasını istiyorum.
Mittal'in doğuşuna bakın, ERDEMİR'in şimdiki durumundan çok geride
bulunan, 1 milyar dolarlık bir şirketle başlayan serüven bugün dünya
devini yaratmış.
ERDEMİR bugün dünyanın 13. çelik şirketi. Hızlı büyüyen ve Türkiye'nin
ihracat lokomotifi olacak otomotiv sektörünün ana hammadesinin
üretiminde Avrupa'nın bir numarası. İnanılmaz bir potansiyeli var. Benim
gönlümden, bu potansiyelin kullanılarak, ERDEMİR'in satın alınan değil,
satın alan bir şirket haline gelmesi geçiyor.
Mittal'ciler 'Dünyada üç çelikçi kalacak' demiş
O zaman onlardan bir tanesi ERDEMİR olsun.
Yabancı sermaye karşıtlığı yapmıyorum. Ama, ortada bir gerçek var ki
TURKCELL dışında yaratılabilmiş bir dünya markamız maalesef yok.
TOBB Başkanı'nın söylemiyle potansiyeli olan diğer iki şirket ise
ERDEMİR ve TÜPRAŞ. Şimdi bu iki firmanın da yabancılara gitmesi demek
gurur duyacağımız markalar için uzun yıllar beklememiz gerektiği
anlamına geliyor.
Şirketlerin Türk yönetiminde kalması, isimlerinde Türk yazması,
üretimlerine Türkiye'de devam edecek olması beni yeterince tatmin
etmiyor. Çünkü çıkarların çatıştığı noktada merkezin dediği olacaktır.
Bunda yanlış bir şey yok. Bir yandan yabancı sermaye çekemediğimiz için
yakınmak, diğer yandan da gelenin önüne taş koymak çok tutarlı değil.
Gelen adam kara kaşımız gözümüz için değil para kazanmak için
gelecektir. Çıkarına uygun kararlar alacaktır. Bunu engelleyemezsiniz.
Bırakın engellemeyi 'Yapma, etme' bile diyemezsiniz. Yapılması gereken
milli sermayenin güçlenip, dünya ile rekabete girebilmesini sağlamak.
ERDEMİR yerli sermayede kalabilir mi? Türk Telekom kalamadı. Alanlara
lafımız yok. Geldiler parayı verdiler, ihaleyi kazandılar. Ama bu kez
ERDEMİR'de durum farklı olabilir. EOGG yola çıktığından bu yana katılım
sayısı giderek artıyor. Bir, üç, beş, 26 derken, 34'e ulaşıldı. Sadece
bu bile ciddiyeti ortaya koyuyor. EOGG dışındaki yerli gruplar da
ısrarcı olacaklarını açıklıyor.
Yurtdışından ise 'Fiyatta, rekabetçi ve cüretkar olacağız', 'bu ihaleyi
kazanmak istiyoruz' demeçleri geliyor.
Ama bu kez yarıştaki yerliler gerçekten de çok iddialı.
Bakalım bizimkilerin nefesi yetecek mi?
|