Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi Başkanlığına
29.4.2005 İYUK madde 27/4 Çerçevesinde Savunma Süresinin Kısaltılması ve Memur Eliyle Tebligat Yapılarak Yürütmenin Durdurulması İstemi İçerir İptal Davası
Davacı : Petrol İş Sendikası Vekili : Avukat Gökhan Candoğan Bülten sok.4/9 Kavaklıdere, Ankara Davalı : Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Ziya Gökalp cad.No:80, Kurtuluş, Ankara D.Konusu : Kamu şirketi olan TÜPRAŞ’da mevcut %51 oranındaki kamu payının satış yöntemiyle blok olarak satılmasına dair 29.4.2005 tarihli gazetelerde yer alan ilanın ve satışa ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) kararının iptali ve dava sonuna kadar yürütmenin durdurulması istemi içerir dava dilekçesidir Öğrenme Tarihi: 29.4.2005 A. Açıklamalar
Vekili bulunduğum Petrol İş Sendikası( ek-1, vekaletname), petrol ve kimya sektöründe çalışan işçilerin üyesi bulunduğu, Türk-İş’e bağlı bir işçi sendikasıdır. Sendika, özelleştirme kapsam/programına alınan ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) karar/işlemleriyle özelleştirilme aşamasında olan bir çok kamu şirketinde (TÜPRAŞ, PETKİM, vd) toplu iş sözleşmesi imzalama hak ve yetkisine sahiptir.
Davacı Sendika’nın örgütlü bulunduğu şirketin ve işçilerin hak ve menfaatleri doğrultusunda, hukuka aykırı bulduğu işlemlere karşı dava açma hakkı bulunduğu yargı içtihatları ile ortaya konulmuştur. (Son olarak Tüpraş’da bulunan kamu payının blok olarak satılması işlemine karşı Sendika tarafından açılan dava sonucunda ihale ve işlem süreci iptal edilmiş, iptal kararı Danıştay tarafından da onanarak kesinleşmiştir-dosya numaraları dilekçemizde mevcuttur)
Bunun yanında, bugüne kadar özelleştirilen kamu şirketlerinde (POAŞ, ESGAZ, BURSAGAZ gibi) özelleştirmenin tamamlanmasının hemen sonrasında sendikalı işçiler işten çıkartılmış, işyerinde sendikal örgütlenme hakkı kullanılamaz hale getirilmiş, sendikanın toplu iş sözleşmesi imzalama hak ve yetkisi ortadan kalkmıştır. Bu nedenle, sendikaların hak ve menfaatlerini yakından/doğrudan ilgilendiren özelleştirme işlemlerine karşı hukuki girişimde bulunmak, sendikaların hak arama özgürlüğünün doğal bir sonucudur.
B. Dava Konusu İşlem
29.4.2005 tarihli gazetelerde yer alan “YATIRIMCILARA DAVET-TÜPRAŞ- TÜRKİYE PETROL RAFİNERİLERİ AŞ.NİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA İHALE İLANI” başlıklı ÖİB ilanında,
Bilgileri ile ihale ile ilgili diğer hususlar yer almaktadır. (ek-2, ihale ilanı) Dava ile iptali istenilen, davalı idarenin, TÜPRAŞ’daki %51 oranındaki kamu payının blok olarak satılmasına onay veren kararı ile bu karara dayanılarak 29.4.2005 tarihli gazetelerde detayı yer alan ihale ilanı işlemleridir.
C. TÜPRAŞ’daki Kamu Payının Özelleştirilmesine İlişkin Açılan Davalar ve Mahkeme Kararları
i. 2003 yılında Başlayan İlk İhale Süreci
1. Davalı idare, 7.6.2003 tarihli ilan ile, TÜPRAŞ’da (o dönemde) mevcut %65.76 kamu payının blok olarak satılmasına ilişkin süreci başlatmıştır. Davacı Sendika tarafından, bu ihale ilanı ve blok satış kararının iptali istemiyle Ankara 10.İdare Mahkemesinin 2004/1856 E. sayılı dosyasında dava açılmıştır.
Açılan dava sonucunda, Ankara 10.İdare Mahkemesi, 2005/294 K. Sayılı 7.3.2005 tarihli kararıyla, davalı idarenin blok satış kararı alma ve ilan verme yetkisinin olmaması nedeniyle dava konusu blok satış kararı ve ilanı iptal etmiştir. (ek-3, karar)
2. 7.6.2003 tarihli blok satış ilanı sonrası ihale yapılmış ve ihale komisyonunun 13.1.2004 tarihli kararı ile ihaleyi Efremov isimli şirketin kazandığı açıklanmıştır. Davacı Sendika, ihaleyi sonuçlandıran bu kararın iptali için Ankara 10.İdare Mahkemesinin 2004/293 E. sayılı dosyasında iptal davası açmıştır.
Açılan dava sonucunda Ankara 10.İdare Mahkemesi, 2004/1192 K. Sayılı 2.6.2004 tarihli kararı ile ihale sürecindeki hukuka aykırılıklar nedeniyle ihale komisyonu kararının iptaline karar vermiştir. İptal kararı, Danıştay 10.Dairesinin 2004/8257 E. 2004/7618 K. Sayılı 26.11.2004 tarihli kararı ile onanmıştır. (ek-4, karar)
3. İhale komisyonunun ihaleyi sonuçlandıran kararı sonrasında, Rekabet Kurulu’ndan satışa onay istenilmiştir. Rekabet Kurulu satışa onay vermiştir. Rekabet Kurulu’nun onay kararına karşı Danıştay 10.Dairesinin 2004/2195 E. sayılı dosyasında dava açılmıştır.
Açılan dava sonucunda, Danıştay 10.Dairesi, ihale komisyonu kararının iptal edilmiş olması karşısında rekabet kurulu kararının dayanaktan yoksun hale gelmiş olması nedeniyle yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir. (ek-5, karar)
4. İhaleye/satışa Rekabet Kurulu tarafından onay verilmesi sonrasında, TÜPRAŞ’daki kamu payının blok olarak Efremov isimli şirkete satılmasına ilişkin 6.2.2004 tarih ve 2004/10 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararı alınmıştır. Sendika, bu kararın iptali istemiyle Ankara 10.İdare Mahkemesinin 2004/1700 E. sayılı dosyasında dava açmıştır.
Açılan dava sonucunda, Ankara 10.İdare Mahkemesi, 2004/2370 K. Sayılı 29.12.2004 tarihli kararıyla, ihale süreci hukuka aykırı olduğundan ÖYK kararının iptaline karar vermiştir. (ek-6, karar)
ii. 2005 Yılında Yapılan %14.76 Oranındaki Payın Borsada Satışı Süreci
2003 yılında başlayan ihale sürecinin yukarıda belirtilen davalar neticesinde iptal ile sonuçlanması sonrasında, davalı idare, dayanak bir ÖYK kararı olmaksızın, 2.3.2005 tarihli İMKB’ye yapılan bir bildirim ile TÜPRAŞ’da mevcut %65.76 oranındaki kamu payından %14,76 oranındaki kısmın İMKB Toptan Satışlar Pazarında, önceden belirlenmiş alıcılara satılacağını duyurmuştur.
4046 sayılı yasaya bütünüyle aykırı bu işlemin iptali istemiyle Sendika tarafından Ankara 12.İdare Mahkemesinin 2005/465 E. sayılı dosyasında iptal davası açılmış olup, halen yürütmenin durdurulması hususunda bir karar verilmesi beklenilmektedir.
D. Sendika Tarafından Hazırlanan TÜPRAŞ 2005 Raporu
Petrol İş Sendikası, kamu ve ülke yararına faaliyette bulunma bilinci ile, örgütlü olduğu işyerleri ile ilgili olarak düzenli raporlar yayımlamaktadır. Bu raporlar ile ilgili tesis/işletmenin Türkiye için önemi, ekonomik ve teknik analizleri hakkında kamuoyuna detaylı bilgiler sunulmaktadır.
Dilekçemiz ekinde, dava konusu ihale kararı ve ilanı ile satılmak istenilen TÜPRAŞ ile ilgili son verilerden yola çıkılarak hazırlanmış TÜPRAŞ 2005 Raporu sunulmaktadır. (ek-7, rapor)
Dava konusu işlem ile satılmak istenilen TÜPRAŞ, ihale ilanında yer aldığı gibi, Türkiye’nin petrol rafinaj sektörünün en büyük temsilcisi değil, TEK TEMSİLCİSİDİR. Bu alanda faaliyet yürüten ve %14’lük Pazar payına sahip özel şirket rafinerisi olan ATAŞ, 2004 yılı sonu itibariyle rafineri faaliyetlerine son vererek sadece depolama hizmeti vermeye başlamıştır. Dolayısıyla TÜPRAŞ, bugün itibariyle Türkiye petrol rafinaj sektörünün tek temsilcisi konumundadır.
E. Hukuka Aykırılıklar
1. Blok Satış Kararı Alma Yetkisinin ÖYK’da Olması, ÖİB’nin Yetkisizliği ve Bir Önceki İhale Karar/İlanını İptal Eden Ankara 10.İdare Mahkemesi Kararı
İşlemlerin dayanağı 4046 sayılı yasanın ‘Özelleştirme Yüksek Kurulu ve Görevleri’ başlıklı 3.maddesinin (c) ve (d) fıkralarında,
c) kuruluşların satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar ile devredilmelerine ilişkin özelleştirme yöntemlerinden HANGİSİ İLE özelleştirileceğini belirlemek
d) özelleştirme programına alınan kuruluşların satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflarla gerçek ve/veya özel hukuk kişilerine devredilmesi yöntemleriyle Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen nihai devir işlemlerini onaylamak..
hükümleri mevcuttur. Bu hükümlerden ve yasanın genel lafzıyla/gerekçesinden çıkan ortak sonuç, 4046 sayılı yasada KARAR ORGANININ ÖYK, UYGULAMA ORGANININ İSE ÖİB OLDUĞUDUR. Bu çerçevede, kamu payının, yasada sayılan özelleştirme yöntemlerinden HANGİSİ İLE özelleştirileceğine ÖYK KARAR VERECEK, ÖYK kararının uygulaması çerçevesinde ihale sürecini ÖİB gerçekleştirecek ve nihai satış kararına onayı da ÖYK verecektir.
Oysa, dava konusu işlemde, TÜPRAŞ’daki %51 oranındaki kamu payının blok olarak satılmak suretiyle özelleştirilmesine ÖİB karar vermiştir. ÖİB, yasada sayılı yöntemlerden birisini KENDİSİ SEÇMİŞTİR.
Nitekim, davalı idarenin bu kararı alma yetkisinin olmadığı, 2003 yılında alınan karar ve ilanı iptal eden Ankara 10.İdare Mahkemesinin 2004/1856 E. 2005/294 K. Sayılı 7.3.2005 tarihli kararında açık bir şekilde hüküm altına alınmıştır. Anılan kararda mahkeme, 4046 sayılı yasa hükümlerini değerlendirdikten sonra şu sonuca ulaşmıştır;
... dolayısıyla özelleştirme yöntemini ve işin gereğine göre bunlardan hangisinin uygulanacağını belirlemek konusunda Özelleştirme Yüksek Kurulu yetkili olup, Özelleştirme Yüksek Kuruluna verilen bu yetkinin, 4046 sayılı yasanın 3.maddesinin (d) ve (g) fıkralarında yazılı haller dışında Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devrine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklaması yer alan yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, özelleştirme yöntemi satış olarak belirlenmiş TÜPRAŞ’nde mevcut %65.76 oranındaki kamu payı satışının da hangi şekilde (halka arz, gerçek veya tüzel kişilere blok satış, çalışanlara satış, borsada satış) yapılacağına karar vermek konusunda Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun yetkili olduğu ve bu yetkinin de 4046 sayılı yasanın 3.maddesinin (d) ve (g) fıkralarında yazılı haller dışında Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devredileceğine ilişkin açık ve sınırları yasa ile belirlenmiş bir düzenleme de bulunmadığı görülmektedir.
... Bu durumda, TÜPRAŞ’nde mevcut %65.76 oranındaki kamu payının ‘blok satış’ yoluyla özelleştirilmesine karar vermek konusunda Özelleştirme Yüksek Kurulu yetkili olduğundan ve bu konudaki yetkinin davalı idareye devredilebilmesine izin veren açık ve sınırları yasa ile belirlenmiş bir düzenleme de bulunmadığından, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 12.10.1999 gün ve 99/68 sayılı yetki devrine yönelik kararına dayalı olarak TÜPRAŞ’daki %65.76 oranındaki kamu payının ‘blok satış’ yoluyla özelleştirilmesine karar veren 29.5.2003 gün ve 514 sayılı davalı idare işleminin de yetki yönünden hukuka aykırı olduğu ve bu karara dayalı olarak yapılan 7.6.2003 tarihli ihale ilanını da sakatladığı anlaşılmaktadır...
Ankara 10.İdare Mahkemesinin bu iptal kararına rağmen, davalı idare, ÖYK karara olmaksızın, aynı usul ve esaslar çerçevesinde yeniden blok satış ve ilan kararı almıştır. Bu karar, İdare Mahkemesinin İPTAL KARARI GEREKLERİNİN YERİNE GETİRİLMEMESİ ANLAMINA DA GELMEKTEDİR.
Bu nedenle, blok satışa ilişkin ÖİB kararı ve bu karara dayalı olarak yapılan ilan işleminde YETKİ YÖNÜNDEN HUKUKA UYARLIK BULUNMAMAKTADIR.
2. 1995 ve 1999 Tarihli ÖYK Kararlarının 4046 sayılı Yasada Belirlenen Süre Unsurunu İçermemesi Nedeniyle Geçersizliği
TÜPRAŞ’ın özelleştirilmesine ilişkin iki adet ÖYK kararı bulunmaktadır. Dilekçemiz ekinde sunulan 1995 ve 1999 tarihli bu ÖYK kararları, davalı idare tarafından bir önceki ihale sürecinde dayanak olarak sunulduğu ve 2004 ve 2005 yılında bu konuda YENİ BİR ÖYK KARARI DA ALINMADIĞINDAN, açıklama ve iddialarımız bu iki ÖYK kararı üzerinden yapılacaktır. (ek-8, ÖYK kararları)
4046 sayılı yasanın ÖYK’nın yetkilerini düzenleyen 3.maddesinin (a) bendinin son cümlesinde, ... özelleştirme programına alınmasına karar vermek ve özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların özelleştirme işlemlerinin tamamlanması için süre tesbit etmek,
Hükmü varken, ‘Özelleştirme Uygulamalarına İlişkin Hükümler’ başlıklı 17.maddesinin A/d bendinin sonunda da,
... kuruluşların özelleştirme kapsamına alınmasına ilişkin Kurul kararında, ... ve özelleştirmenin hangi yöntemle ve hangi süre içinde gerçekleştirileceği belirtilir.
Hükmü mevcuttur. Bu iki hükümden özelleştirme kapsamına almaya ilişkin ÖYK kararlarında özelleştirmenin hangi sürede tamamlanacağına ilişkin hüküm bulunmasının zorunlu yasal unsur olduğu görülecektir.
İdari işlemlerin süre yönünden yetki’ye tabi olduğu bilinen bir husustur. 4046 sayılı yasa ile de özelleştirme işlemlerinde ÖYK’ya tanınan yetkinin belirli bir süre ile sınırlandırılması, yani, belirli bir süre içinde kullanılabilmesi şartı/yasal unsuru getirilmiştir.
Nitekim, pek çok ÖYK kararında, özelleştirme işleminin belirli bir sürede (bir yıl gibi) ve/veya belirli bir tarihe kadar (31.12.2004 tarihine kadar, gibi) tamamlanması unsuru ÖYK kararlarında yer almaktadır.
Oysa, TÜPRAŞ’ın özelleştirilmesine ilişkin 1995 ve 1999 tarihli ÖYK kararlarında SÜRE KAYDI YOKTUR. Yani bu özelleştirmenin hangi sürede tamamlanacağına ilişkin yasal unsur kararda yoktur. Yasal unsuru içermeyen bir idari kararın geçerlilik kazanamayacağı da açık olduğundan, bu iki ÖYK kararı hukuki dayanaktan yoksundur ve geçersizdir.
Süre şartının eksikliği o kadar önemlidir ki, özelleştirme işlemlerinde yapılan hatalar nedeniyle 4046 sayılı Özelleştirme Yasasının değiştirilmesine ilişkin yasa tasarısında, süre şartı yasadan çıkarılmak istenilmektedir. Ekte örneği sunulu tasarının 12.maddesi ile, yukarıda belirtilen, 4046 sayılı yasa 17/a bendinin son cümlesindeki ‘.. ve hangi süre içinde’ ibaresi yasa metninden çıkarılmak istenilmektedir. (ek-9, 4046 değişiklik tasarısı ilgili bölümler)
İdari işlemin yasal unsurlarından birisi olan süre şartına uyamayan idare, çözümü şartın kaldırılmasında bulmaktadır.
Bu değişiklik tasarı da süre şartının önemini ortaya koymakta ve davamız açısından, süre şartının içermeyen 1995 ve 1999 tarihli ÖYK kararlarının geçersizliğini açık bir şekilde ifade etmektedir.
3. Dava Konusu Blok Satış Kararının Amaç Yönünden 4046 Sayılı Yasaya ve Kamu Yararına Aykırılığı
4046 sayılı yasada, özelleştirme yapılmasının amaç unsuru, ‘ekonomide verimlilik artışı sağlamak ve kamu giderlerini azaltmak’ olarak özel olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, 4046 sayılı yasa çerçevesinde özelleştirme yapılabilmesi bu iki amaca hizmet eden bir durumun varlığı halinde mümkündür.
TÜPRAŞ, sunulan Petrol İş raporundan da anlaşılacağı üzere, Türkiye’nin en büyük şirketidir. 2004 yılında 16,1 milyar dolar ciro yapan TÜPRAŞ, 1 milyar dolara yakın ihracat yaparak ülkeye döviz girdisi sağlamış, imalat sanayi içinde toplam %13,6 oranında katma değer üretmiş, Avrupa’nın 7.büyük rafinerisidir.
Özelleştirme işlemleri, özellikle son yıllarda, 4046 sayılı yasa ile amacından saparak, siyasi iktidarın her ne koşul/bedel ile olursa olsun sıcak para sağlama amacının aracısı olarak algılanmaya başlamıştır.
2005 yılı içerisinde Türkiye’nin gözbebekleri olan TÜPRAŞ, PETKİM, ERDEMİR ve TÜRK TELEKOM satılmak istenilmektedir ve bu şirketlerin tamamı YABANCILARIN eline geçecektir. Türkiye’de artı istihdam sağlamayan, artı katma değer üretmeyen, Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni yatırımlar ile gelmeyen, sadece hazır, alt yapısı kurulmuş ve Türkiye ekonomisinin can damarını oluşturan şirketlerini son derece düşük bedeller ile satın almaya gelen bir yabancı sermayenin NE YARARI OLACAKTIR?
Ötesinde, bir hukuk devletinde, siyasi iktidarın değil, yasanın neyi amaçladığı önemlidir. Yasa, kötü yönetilen ekonominin gediklerini kapatmak amacıyla özelleştirme yapılmasını amaçlamamış, bu çerçevede idareye yetki vermemiştir.
Türkiye’nin TÜPRAŞ’a, PETKİM’e, ERDEMİR’e ve TÜRK TELEKOM’a, sağlıklı bir ekonomik düzene kavuşabilmek için her zaman ihtiyacı vardır, Türkiye’nin, bu şirketlerin satılmasına değil, yeni bir TÜPRAŞ, yeni bir PETKİM, yeni bir ERDEMİR, yeni bir TÜRK TELEKOM kurulmasına ihtiyacı vardır.
Oysa idare, kamu kaynaklarını özelleştirme yapma iddiasıyla savurgan bir şekilde harcamaktan başka somut bir iş yapmamaktadır. Aşağıda, 39 trilyon 613 milyar lira kamu kaynağının davalı idare eliyle nerelere harcandığına ilişkin davalı idare verileri sunulmaktadır;
Bu rakamlara, ilgilenenlerin ÖİB web sayfasından öğrenebileceği ve böylelikle kamuya sıfır birime mal olacak bir duyuru için, idare tarafından SEÇİLEN basın/medya kuruluşlarına verilen ilanların bedeli dahil değildir. Tüm devlet birimleri tasarruf tedbirleri adı altında yaşamsal giderlerinde bile kısıtlamaya giderken, davalı idare, özelleştirme işlemlerini kamu kaynağını keyfi bir şekilde dağıtmanın aracı olarak kullanmaktadır. F. Yürütmenin Durdurulması İstemi Hakkında Yukarıda belirtilen nedenlerle açık bir şekilde hukuka aykırı olan bu blok satış kararı ile ilan yürürlükte kaldığı müddetçe, ilanda yazılı ihale süreci işleyecek ve bir çok başka idari işlemin tesisine dayanak olacaktır. 2003 yılında yapılan ihale ilanı ile başlayan süreç, baştan aşağı hukuka aykırı olan bir dizi idari işlem nedeniyle ihalenin gerçekleştirilmesine ve kamuya dönük tazminat iddialarının dillendirilmesiyle son bulmuştur. Bu nedenle, açıkça hukuka aykırı olan bu blok satış kararı ve ilan işleminin yürürlükte kalması kamuoyu ve Türkiye açısından telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracaktır. Bu husus gözönüne alınarak, İYUK.madde 27/4 hükmünde yazılı olduğu şekilde, davalı idareye kısaltılmış bir savunma süresi vererek ve tebligatları memur eliyle yaparak öncelikle savunmaya alınıncaya, arkasından dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep zorunluluğu doğmuştur. G. Sunulan Belgeler Dilekçemiz ekinde yer alan belgelerin listesi aşağıdadır;
H. Sonuç ve İstem Yukarıda belirtmeye çalıştığımız hususlar doğrultusunda,
Karar verilmesini saygıyla müvekkil adına dilerim. Davacı Vekili Avukat Gökhan Candoğan
|