Danıştay 13.Dairesi

Başkanlığına

 

24.3.2006

Tüpraş'ın %51 Payının Devrine Dair İdare İşleminin

İYUK 27/4 Hükümleri Doğrultusunda

Yürütmesinin Durdurulması ve İptali İstemi

 

 

Davacı             : Petrol İş Sendikası

Vekili                          : Avukat Gökhan Candoğan

                                     Bülten sok.4/9 Kavaklıdere, Ankara

Davalı                         : Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Kurtuluş, Ankara

Dilekçe  Konusu         : Tüpraş'da mevcut %51 oranındaki kamu payının blok satış yoluyla özelleştirilmesine dair süreci tamamlayan, hisse devir sözleşmesi imzalayarak devir yapılmasına dair davalı idare karar/işleminin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2005/864 ve 2005/862 sayılı yürütmenin durdurulması kararları doğrultusunda iptali ile öncelikle dava sonuna kadar yürütmesinin durdurulması istemini içerir dava dilekçesidir

Öğrenme Tarihi          : 26.1.2006 ( Devir tarihi)

A. Müvekkil Sendika

Ekte sunulu vekaletname ile vekili bulunduğum Petrol İş Sendikası, TÜPRAŞ'da örgütlü ve toplu iş sözleşmesi imzalama hak ve yetkisine sahip, Türk-İş Konfederasyonu'na bağlı bir işçi sendikasıdır.

Üyelerinin hak ve çıkarlarının korunması ile toplumun çıkarları arasında yakın bir ilişki olduğunun farkında olarak, özelleştirme işlemleri aracılığıyla toplumsal denge ve sosyal devlet esaslarının bozulması girişimlerini önlemeye gayret eden Sendika, sektöründe yapılmak istenilen özelleştirme işlemlerine karşı meşru bir hukuk mücadelesi vermektedir.

B. TÜPRAŞ'da Mevcut %51 Payın Özelleştirilmesi Süreci

TÜPRAŞ'da mevcut %51 oranındaki kamu payının, blok olarak satış yoluyla özelleştirilmesine dair ihale ilanı 29 Nisan 2005 tarihinde yayımlanmış ve süreç başlatılmıştır.

l        İhale, açılan davalar ile öğrenilebilen 6.4.2005 tarih ve 2005/37 sayılı ÖYK kararına dayandırılmış olup, ihale koşulları ise, kamuoyuna açıklanmayan 29 Nisan 2005 tarihli “ihale şartnamesi” ile ortaya konulmuştur.

l        Nihayetinde, 12.09.2005 tarihli açık arttırma görüşmeleriyle ihale sonuçlandırılmış ve 4.140.000.000. ABD Doları bedelle en yüksek teklifi veren Koç-Shell Ortak Girişim Grubunun ihaleyi kazandığı açıklanmıştır.

l        21.10.2005 tarihinde Rekabet Kurumu ihaleye onay verdiğini açıklamış ve 7.11.2005 tarih ve 2005/128 sayılı ÖYK kararı ile ihale sonucu onaylanmıştır.

l        ÖYK kararının hemen akabinde ÖİB en yüksek teklifi veren alıcıya 45 gün içinde yükümlülüklerini yerine getirip hisse satış sözleşmesi’ni imzalaması bildiriminde bulunmuştur

l        45 günlük sürenin sonunda (22.12.2005) alıcı grubun başvurusu üzerine ÖİB, süreyi 45 gün (3 Şubat 2006 tarihine kadar) daha uzatmış ve 26 Ocak 2006 Perşembe günü gece geç saatlerde alıcı şirket (Enerji Yatırımları AŞ.) ile Hisse Devir Sözleşmesi imzalayarak şirkete devri gerçekleştirmiştir.

26 Ocak 2006 tarihinde devir yapıldığı bilgisi, 27.1.2006 tarihinde İMKB bülteninde yer alan açıklamalardan öğrenilmiştir.

C. Sendika'nın Davaları ve Yargı Süreci

Bu süreç ile ilgili Sendika tarafından açılan davaların bir kısmı aşağıda belirtilmektedir;

l        İhale Şartnamesi'nin iptali istemiyle Danıştay 13.Dairesinin 2005/8007 E. sayılı dosyasında açılan dava,

l        2005/37 sayılı ÖYK kararının (%51 hissenin blok satışına dayanak karar) iptali istemiyle Danıştay 13.Dairesinin 2005/9060 E. sayılı dosyasında açılan dava,

l        İhaleyi sonuçlandıran 12.09.2005 tarihli Komisyon kararının iptali istemiyle Danıştay 13.Dairesinin 2005/8980 E. sayılı dosyasında açılan dava.

Bu davalar ile ilgili yürütmenin durdurulması istemlerimiz, Daire'nin 7.12.2005 tarihli kararlarıyla reddedilmiştir.

Tarafımızca 15.12.2005 tarihinde tebliğ alınan bu kararlara, aynı gün, 15.12.2005 tarihli dilekçeler ile itiraz edilmiş ve dosyalar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu önüne gitmiştir.

Nihayetinde DİDDK, 2.2.2006 tarihli kararlarıyla,

l        ihale şartnamesini ve buna dayalı olarak yapılan ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu kararını hukuka aykırı bularak, itirazımızın kabulü ile yürütmenin durdurulmasına (DİDDK 2005/864 ve 2005/862 YD.İtiraz No'lu dosyalar)

l        blok satışı düzenleyen 2005/37 sayılı ÖYK kararı ile ilgili itirazımızın ise reddine,

karar vermiştir. Bu kararlar 2.2.2006 Perşembe günü kamuoyuna duyurulmuş ve akabinde de taraflara tebliğ edilmiştir.

D. Daniştay İDDK Kararları ile Sözleşme İmzalanması ve Devrin Gerçekleştirilmesine Dair İdare İşlemlerinin Yasal Dayanağını Kaybetmesi

Özelleştirme işlemleri, bir dizi zincirleme işlemin birarada gerçekleştirilmesinden oluşmakta olup, her bir yeni işlemin yasal dayanağını bir önceki idari işlem oluşturmaktadır.

Bu noktada, zincirleme işlemlerden bir tanesinin hukuka aykırılığının ortaya çıkması halinde, takip eden bütün işlemlerin hukuki dayanağını yitireceği ve böylelikle hukuka aykırı hale geleceği doğaldır.

Nitekim, Danıştay İDDK, ihale şartnamesini hukuka aykırı bularak yürütmenin durdurulması kararı verdikten sonra, bu şartnameye dayalı olarak yapılan ihaleyi sonuçlandıran Komisyon kararının da,

... ihaleyi sonuçlandıran 12.09.2005 tarihli ihale komisyonunun kararının dayanağını oluşturan ihale şartnamesinin yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiğinden, dayanaksız kalan dava konusu Komisyon kararının da bu nedenle yürütülmesinin durdurulması gerekmektedir...

gerekçesiyle (Dosya No: 2005/862) yürütülmesinin durdurulmasına karar vermiştir.

Dolayısıyla, ihalenin onaylanmasını takiben, şirketin sözleşmeye davet edilmesi sonrası, alıcı şirketin gerekli hazırlıkları tamamlanması ile İdareye başvuru yapılmış ve Sözleşme imzalanarak devrin gerçekleştirilmesi isteminde bulunulmuştur.

Davalı idare, şirketin başvurusu üzerine, son bir idari işlemle, alıcı şirketle sözleşme (hisse devir sözleşmesi) imzalanarak devrin yapılmasına karar vermiş ve 26 Ocak 2006 tarihinde de Sözleşme imzalanarak devir yapılmıştır.

Özelleştirme sürecini sonuçlandıran bu son idari işlem/kararın geçerli olabilmesi, dayanak zincirleme işlemlerin hukuka uygun olmasına bağlıdır. Bu noktada, Danıştay İDDK'nun 2.2.2006 tarihli yürütmenin durdurulması kararlarıyla, Sözleşme imzalanarak devrin yapılması kararına dayanak oluşturan ihale şartnamesi ve ihale komisyonu kararı hukuka aykırı bulunduğundan, takip eden bütün idari işlemler (rekabet kurulu onayı, ÖYK kararı, süre uzatım kararı gibi) yasal dayanaktan yoksun ve dolayısıyla geçersiz hale gelmiştir.

Bu nedenle, 26 Ocak 2006 tarihli, sözleşme imzalanarak devrin yapılmasına dair idare işleminin hukuka aykırılığı sebebiyle iptali gerekmektedir.

E. 13.Dairenin Akçansa Kararı

Benzer bir yargı süreci çok yakın bir tarihte gerçekleşmiştir. Ladik Çimento isimli şirketin satışına dair ihaleye katılan ve ilk sırada ihaleyi kazanan ancak Rekabet Kurulu'nun olumsuz görüşü nedeniyle şirketi alamayan Akçansa Çimento AŞ., rekabet kurulu kararının iptali istemiyle Danıştay 13.Dairesinde iptal davası açmıştır.

Danıştay 13.Dairesi, 7.3.2006 tarihli kararıyla işlemi hukuka aykırı bularak yürütmenin durdurulması kararı vermiştir. Bu karar sonrası, Akçansa Çimento AŞ. 14.3.2006 tarihinde, bu kez, Ladik Çimento'nun ihalede ikinci sırada yer alan Türkerler İnşaat AŞ. şirketine DEVRİNE dair idari işlemin iptali istemiyle Danıştay 13.Dairesinde yeni bir dava açmıştır.

Davanın açılmasından üç gün sonra, 17.3.2006 tarihinde İMKB'ye yapılan bildirimden öğrenildiği kadarıyla, Danıştay 13.Dairesi, istemi yerinde bularak, DEVİR İŞLEMİNİN YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA karar vermiştir.

F. Davanın, Davalı İdarenin Yargı Kararını Uygulamama Kararlılığı Karşısında, Önemi

Danıştay İDDK'nun 2.2.2006 tarihli yürütmenin durdurulması kararlarına rağmen, davalı idare, yargı kararı gereklerinin yerine getirilmesini teminen, bugüne kadar, HERHANGİ BİR GİRİŞİMDE BULUNMADIĞI GİBİ, aksine, KARARIN UYGULANMAMASI YÖNÜNDE bir dizi işlem tesis etmiştir. Kamuoyuna sunulan bilgilerden, yargı kararının açıklandığı 2.2.2006 tarihinden sonra,

l        devir ile birlikte 4046 sayılı yasanın 22.maddesi hükümleri çerçevesinde nakle tabi personel listesinin Devlet Personel Başkanlığına, gereğinin yapılması istemiyle ÖİB tarafından iletildiği,

l        TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesi işlemi çerçevesinde alıcıdan alınan paranın bir kısmının başka işler için kullanıldığı/harcandığı,

l        Alıcı firmanın, şirketin kullandığı resmi araçların plakasının değiştirilmesi dahil bir dizi değişikliğe gittiği,

öğrenilmiştir. Kararın açıklanmasından sonra yapılan bu işlemler, yargı kararının gerek idare (ÖİB), gerekse de alıcı şirket tarafından yok sayıldığının açık ifadesidir.

DİDDK'nun yürütmenin durdurulması kararlarıyla, TÜPRAŞ ihale şartnamesi ve bu şartnameye dayalı olarak yapılan ihaleyi sonuçlandıran komisyon kararının, idari işlemin temel özellikleri olan, yasallık ve icrailik niteliğini kaybettikleri açıktır.

Anayasa'nın 138.maddesi ile 2577 sayılı İYUK'un 28.maddesi hükümleri gereği, yürütmenin durdurulması kararının “AYNEN VE GECİKTİRİLMEKSİZİN” yerine getirilmek durumundadır.

Bu anayasal zorunluluğa karşın, davalı idare, pek çok yargı kararını uygulamayarak, hukuk devleti ilkesini ihlal etmiş, toplumda ve yurttaşlarda hukuk devletinin teminatı olarak görülen Yargı'nın etkililiğini tartışmaya açmıştır.

Son olarak,  Balıkesir Seka ile ilgili yargı kararının uygulanmaması nedeniyle İdare Başkanı Metin Kilci ile eski başkan İsmail Destan ve iki kamu görevlisi hakkında yapılan şikayet üzerine Maliye Bakanınca verilen “soruşturma izni verilmemesine dair” kararı itiraz sonrası kaldıran Danıştay 1.Dairesinin 2005/1026 E. 2005/1404 K. sayılı kararında da, idare yetkilileri, “...yargı kararlarının icaplarına göre otuz gün içinde işlem tesis edilmediği..” tespitine konu olmuşlardır.

Bu doğrultuda, davamız ile, idarenin, hukuka aykırılığı karar altına alınan bir sürecin sonucunda sözleşme imzalayarak devir yetkisinin bulunmadığının, hüküm altına alınmasının büyük önemi olduğu düşünülmektedir.

G. Yürütmenin Durdurulması İstemi Hakkında

Dava konusu işlemin yürürlükte kalması, yargı kararına rağmen ve şüpheli bir şekilde gerçekleştirilen devir işleminin tartışma yaratmaya devam etmesine, hukuk devleti inancının sarsılmasına, davalı idarenin, tüm toplumun gözü önünde bir kez daha yargıyı hiçe sayan bir tutumu rahatlıkla sergilemesine sebep olacaktır.

Bu tür bir tutumun Türkiye'ye bir şey kazandırmayacağı, aksine, yargının her kararının ayrı bir tartışma yaratacağı, idarede keyfi davranışın ödüllendirilmiş olacağı, yargı kararlarının uygulanabilir olup olmadığı konusunda gazete köşelerinde demokrasi ve hukuk devleti ile bağdaşmayan tartışmaların yürümesine sebep olacağı aşikardır.

Kanımızca, 13.Daire, Akçansa kararında, davanın açılmasından 3 gün sonra yürütmenin durdurulması kararı vererek, böylesi bir sürecin önüne geçmek istemiştir.

Bu çerçevede, konunun önemi ve idarenin anayasayı ihlal eder nitelikteki tutumu gözönüne alınarak, 2577 sayılı İYUK 27/4 hükümleri doğrultusunda, idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep zorunluluğu doğmuştur.

H. Sonuç ve İstem

Yukarıda belirtmeye çalıştığımız hususlar doğrultusunda,

  1. TÜPRAŞ'da mevcut %51 oranındaki kamu payının blok satış yoluyla özelleştirilmesi ihalesini sonuçlandıran, alıcı şirketle “sözleşme imzalanması ve devrin yapılması”na dair idare işlem/kararının, Danıştay İDDK'nun 2.2.2006 tarihli yürütmenin durdurulması kararları doğrultusunda, yasal dayanaktan yoksunluk nedeniyle, iptaline,

  2. Danıştay İDDK'nun yürütmenin durdurulmasına dair kararlarının uygulanmamasına yönelik idare tutumu ve anayasa ihlalini doğuran durum sebebiyle, 2577 sayılı yasanın 27/4 hükümleri doğrultusunda, öncelikle davalı idarenin savunması alınıncaya, akabinde de dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına,

  3. dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,

karar verilmesini saygıyla müvekkil Sendika adına dilerim.

  

Petrol İş Sendikası

Vekili

Avukat Gökhan Candoğan