İZMİR ŞUBEMİZİN 13’ÜNCÜ GENEL KURULU YAPILDI

 

A. Gani Gündoğdu yeniden şube başkanı seçildi

 

İzmir Şubemiz 13. Genel Kurulu, 2 Eylül 2006 tarihinde yapıldı. Genel merkez yöneticilerimiz, sendika, konfederasyon, parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de katıldığı genel kurulda yapılan seçimler sonucunda Şube Başkanlığına A. Gani Gündoğdu, Şube İdari Sekreterliğine Osman Taş, Şube Mali Sekreterliğine Ergun Uygun seçildiler. Şube yönetim kurulu üyeleri de Mesut Onan, Hüseyin Kanığ, Cemil Akşit ve İbrahim Kurt’tan oluştu. Şube Denetim Kurulu üyeliklerine de Orhan Zengin, Yavuz Türk, İbrahim Aydın seçildiler. Şube Disiplin Kurulu ise şu isimlerden oluştu: Aydın Taymaz, Kemal Yılmazoğlu, Ali Özden.

 

Genel kurulda konuşan Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, işbaşındaki AKP hükümetinin 4’üncü yılını doldurmak üzere olduğunu, bu hükümetin yaptıklarının ortada olduğunu söyleyerek, “ Bu hükümet En’ler hükümetidir. En IMF’ci hükümet bu hükümet oldu. En fazla işsizlik, en fazla borç, en fazla cari açık, en adaletsiz vergi sistemi, en adaletsiz gelir dağılımı, en fazla yolsuzluklar, en fazla talan, en fazla yağma bu hükümet dönemindedir. En özelleştirmeci hükümet bu hükümettir. Bu hükümet Türkiye’ye daha fazla hasar vermeden bir an önce gitmelidir. İdeolojik ayrışımlara çok fazla takılmadan bu hükümete karşı ortak siyasi tavırlar geliştirilmelidir. Toplumsal muhalefet örgütlenmelidir. Önümüzdeki seçimlerde takınacağımız tavrı şimdiden belirleyelim” dedi.

 

Türkiye Lübnan’a asker göndermemeli

Türkiye’nin Ortadoğu’daki savaş ve çatışma ortamına girmek ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’ne (GOP) ortak olmak yerine, emperyalizme karşı direnen ülkelerin yanında yer alması gerektiğini belirten Öztaşkın, “ Türkiye Lübnan’a asker göndermemeli. 1 Mart tezkeresinde gösterilen onurlu tavır, 5 Eylül’de de gösterilmeli” diye konuştu. Öztaşkın şöyle devam etti:

 

“ABD tarafından hazırlanan ve asıl amacı Ortadoğu’nun enerji kaynaklarına el koymak olan GOP adım adım hayata geçiriliyor. Bu projeyi hayata geçirmek için Ortadoğu’da savaşlar, işgaller ve çatışmalar devam etmektedir. Savaş neredeyse Türkiye’nin bütün Güney komşularını kapsamak üzeredir. Ve Hükümet izlediği yanlış politikalarla ülkemizi hızla Ortadoğu’daki savaş ve çatışma ortamına sürüklemektedir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir. Türkiye’nin Ortadoğu’da izlemesi gereken politika savaş ve çatışmalarda taraf olmak değil, Ortadoğu’da kalıcı bir barışın ve istikrarın sağlanması yönünde olmalıdır. Çünkü GOP gereği yeniden şekillendirilen Ortadoğu’da kilit ülke, hatta esas hedef ülke Türkiye’dir.”

 

Mezhep ve ırk temelinde yeni ve küçük devletler kurulacak

 

ABD Dışişleri Bakanı’nın geçenlerde yaptığı, “Yeni bir Ortadoğu kurmanın zamanı gelmiştir” açıklamasını hatırlatan Öztaşkın, “ Bu açıklamanın hemen ardından yeni Ortadoğu’nun haritası ABD Silahlı Kuvvetler dergisinde yayınlandı. Bu açıklamalarla ve yayınlanan haritalarla yeni Ortadoğu’nun nasıl kurulacağı belli olmuştur. Mezhep ve ırk temelinde yeni ve küçük devletler kurulacak. Böylelikle ülkeler parçalanacak, hatta bazı ülkelerin topraklarının bir kısmı başka ülkelere verilecek ve Ortadoğu’nun sınırları yeniden çizilecektir” dedi. Öztaşkın konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

“Değerli Arkadaşlar! Ortadoğu’daki ülkelerin sınırları aynen korunmalıdır. Ortadoğu’nun sınırlarını yeniden çizmeye kalkanlar, Türkiye’nin de sınırlarını yeniden çizmeye kalkacaklardır. Türkiye’nin sınırlarını yeniden çizmeye kalkanlar ise tarihten ders almayanlardır. Ulusal kurtuluş savaşıyla bütün dünyaya tarih dersi veren bu toplum, gerekirse Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle emperyalizme karşı yeniden bir tarih dersi verecektir.

 

Değerli Arkadaşlarım! Türkiye’nin Ortadoğu’daki çıkarları emperyalist emellerini hayata geçirmek için politika izleyen ABD’nin yanında yer almak değil, tam aksine ülkesinin işgaline karşı direnen Ortadoğu halklarının yanında olmalıdır. Yani Irak’ın, Filistin’in ve işgal tehdidi altındaki ülkelerin yanında olmaktır. ABD’nin yanında yer alarak, ABD’nin dümen suyunda giderek ulusal çıkarlarımızı asla savunamayız. Ulusal çıkarlarımız ancak ve ancak ABD ve diğer emperyalist ülkelere karşı başı dik, bağımsız, barışçıl ve onurlu dış politika izlenerek sağlanmalıdır. Onun için iktidarı, ABD’nin dümen suyunda yürüyen politikalarını terk etmeye, kendi halkının sesine kulak vermeye davet ediyoruz. Ama bu Hükümet diğer konularda olduğu gibi yüzünü kendi halkına dönmemekte ısrar ediyor. Şimdi de Hükümet Lübnan’a asker gönderme kararı aldı. Öncelikle İsrail’in Lübnan’a saldırısı haksız bir saldırıdır. Ve binlerce masum insan hayatını kaybetmiştir. İkincisi BM’nin 1701 sayılı kararı tam olarak ateşkesi içermemekte hatta İsrail’in saldırısını kısmen meşrulaştırmaktadır. Üçüncüsü sorun Lübnan sorunu değildir. Dördüncüsü Lübnan’da çatışma riski büyüktür, ABD’nin ve İsrail’in çıkarları için Türk askeri orada çatışmaya giremez, tabutlara yeni tabutlar eklenemez. Ancak Türkiye Lübnan’a insani amaçlı yardımda bulunabilir. İnsani amaçlı yardımın kimler ve hangi araçlar tarafından yapılacağı bellidir.”

 

Türk ordusunun yıllardır Filistin halkına zulmeden İsrail’in çıkarlarına ve emperyalizmin Ortadoğu’daki çıkarlarına hizmet edemeyeceğini vurgulayan Öztaşkın, “Türkiye’nin yeri İsrail’in yanı değil, ABD’nin çıkarlarına hizmet etmek hiç değildir” dedi. Öztaşkın konuşmasını şu sözlerle bitirdi:

"Türkiye’nin yeri, Ortadoğu’da ezilen, sömürülen ve emperyalizme direnen halkların yanı olmalıdır. Onun için Türkiye Lübnan’a asker göndermemeli, TBMM halkın sesine kulak vermelidir. TBMM 1 Mart’ta gösterdiği onurlu tavrı, 5 Eylül’de de göstermelidir."