Milletvekili Sayın Hakkı Ülkü’nün 24 Nisan tarihinde Petkim ile ilgili TBMM’de yaptığı konuşma metni;

 

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetin özelleştirme kararı aldığı PETKİM hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum, bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmet, 16 Martta verdiği bir ilanla, ülkemizin önde gelen sanayi kuruluşlarından PETKİM'i satışa çıkarmıştır.

 

Üstelik, TÜPRAŞ ihalesinde aranılan, sektörde uzmanlaşmış olmak koşulu, deneyim sahibi olma koşulu ve mali açıdan yeterince güçlü olma koşulu aranmaksızın satışa çıkarmıştır. Alıcılar ve ilgilenenler hariç, birçok vatandaşımız TÜPRAŞ-PETKİM ayırımını yapamamaktadırlar. O nedenle, kısaca değinmekte yarar var.

 

TÜPRAŞ, petrol arıtan bir tesistir. PETKİM, arıtılan petrolden elde edilen nafta isimli kimyasalın çeşitli ünitelerde plastik ve benzeri hammaddesine dönüşmesidir. Yani, TÜPRAŞ olmazsa PETKİM olmaz.

 

Türkiye'de, beş altı bin dolayında ve çeşitli büyüklüklerde plastik kauçuk firmaları bulunmaktadır. Bugün Anadolu'ya yayılmış olan çeşitli ölçeklerdeki KOBİ'lerin yüzde 95'i, hammaddesini, ucuz ve kolay bir biçimde PETKİM'den sağlamaktadır. Bunların yüzde 85 kadarı yurt içi tüketime yönelik üretim yapan küçük ve orta boy işletmelerdir.

 

Ayrıca, PETKİM, ürün kalitesini koruyarak üretimini ve yatırımını sürdürmektedir. PETKİM'in on dört adet ana üretim fabrikası, sekiz adet yardımcı ürün işletmesi vardır, yüksek tonajlı gemilerin yanaşabildiği limanı vardır. 3 500 civarında yetişmiş personeli ile 1,6 milyar dolar cirosu ile ülkenin en önemli kuruluşlarının başında gelir. 150 milyon metreküplük barajıyla hem Aliağa ilçesine hem de Büyükşehir Belediyesine içme suyu vermektedir. Şimdi bu kuruluş satılmak istenmektedir.

 

Küçük ve orta ölçekli sanayilere hammadde temin eden bu kuruluşun satılması bizleri alabildiğine üzmektedir. Türkiye'de tek olan böylesi bir kuruluşun satılması, buradan hammadde alan sanayiyi de ileride çok zor duruma düşüreceği şimdiden bellidir. Hele ön yeterlilik başvurusunda bulunacak alıcıların toplam öz sermayelerinin 150 milyon dolar, toplam mal varlıklarının 200 milyon dolar değerinde olmasının yeterli görülmesi içimizi acıtmaktadır. Hele hele Aliağalıların arazilerinin bedavaya yakın, düşük fiyatlarla bu araziyi sattıkları düşünüldüğünde insanın gerçekten içi parçalanıyor. Üstüne üstlük 2005 Nisanında yüzde 34'lük kamu payının halka arz edildiği iki yıl önce, bunun yüzde 24'lük bölümünün yabancı sermayeye satıldığını hatırladığımızda insanın isyan edeceği geliyor. Düşünebiliyor musunuz, ülkenin beş yüz adet büyük firması içerisinde yer alan, İzmir'in göz bebeği olan bir numaralı bu kuruluşun elden çıkması tarifsiz kederler içerisinde bırakıyor insanı.

 

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burası stratejik bir kuruluştur. Geniş bir altyapı olanağına sahiptir. Sermaye ve teknoloji bakımından yoğun yatırım gerektiren bir alandır, sürekli devletin elinde bulunması gereken bir öneme sahiptir. Diyelim ki bu anlamda dünya pazarında bir doygunluk söz konusu oldu. Burası üretimden vazgeçti, çalışanlar sokağa atıldı ki, çok büyük bir ihtimaldir. Ne olacağı şimdiden belli. Altyapı olanaklarından yararlanılacak, kimyasal maddelerin ticaretinin yapıldığı tank çiftliklerine dönüşecektir.

 

Kaldı ki, sizler, yani AKP İktidarı, PETKİM'i parça parça satarak, elde ettiği kaynakları kendi çıkarları ve programları doğrultusunda kullanıyor. Bakın, Nisan 2005 tarihinde, PETKİM'in yüzde 34'lik kamu payının halka arzından gelen 267 milyon dolar, yatırım ve faaliyetlerini sürdürmesi için PETKİM'e aktarılması gerekirken, hazineye aktarılmış ve gerek Maliye Bakanı gerekse Özelleştirme İdaresi Başkanı tarafından, bu kaynağın borç ödemesinde kullanıldığı kamuoyuna açıkça duyurulmuştur.

 

Şimdi, seçim sathı mailine ya da Türkçesiyle, seçim eğik düzeyine girdiğimiz şu günlerde, başta sosyal güvenlik reformu olmak üzere, enerji özelleştirmeleri, Halkbank, Tekel fabrikalarının satışı gibi uygulamaları ertelemek zorunda kalan sizler, AKP İktidarı, belli ki, buradan elde edilecek geliri hazineye aktarmayacak, seçimlerde kullanacağı bir kaynağa dönüştürecektir.

 

Değerli milletvekilleri, PETKİM, 2006 yılında, 1,6 milyar dolar ciro, 83 milyon dolar faaliyet kârı, 437 milyon dolar civarında yatırım gerçekleştirmiştir. Giderlerini kendi kaynaklarından sağlamaktadır. Devlete yük olmadan, borçsuz ve güçlü bir şekilde üretimini sürdürmektedir. Türkiye sanayisinin itici gücüdür.

 

PETKİM'in özelleştirilmesinde kamu yararı yoktur, hatta yeni PETKİM'lere ihtiyaç vardır. Çünkü, PETKİM kurulduğu zaman ülke nüfusu 50 milyon iken, şimdi 70 milyonu aşmıştır. Başta da söylediğim gibi, ambalaj sanayi, lastik sanayi, kauçuk sanayi, plastik, tekstil ve kimya sanayi gibi sanayiler için katma değer yaratmaktadır, istihdam yaratmaktadır ve bunların gelişmesinde lokomotif işlevi görmektedir. Bu durum, ülkemiz için yaşamsal bir önem taşımaktadır. Çünkü, ürettiği tüm malları sadece içte dahi tüketebilecek kendi pazarı vardır. Onun için içimiz parçalanıyor, onun için yüreğimiz sızlıyor, onun için çok ama çok üzülüyoruz. Çare yok mu? Çare var tabii. Çare, elbette, hukuk yolunu denemek. Biz de bu hukuk yolunu deneyeceğiz, hukuk yoluyla hakkımızı arayacağız diyor, hepinizi, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.