PETROL-İŞ 25. MERKEZ GENEL KURULU'NA DOĞRU....


 

Merkez Genel Kurulumuzu daha güçlü Petrol-İş için değerlendirelim!


 

Sendikamızın 7- 8 - 9 Eylül tarihlerinde yapılacak 25. Dönem Merkez Genel Kuruluna, dünya ve Türkiye sendikal hareketinin ağır sorunlar yaşadığı, işçi sınıfının 200 yıllık mücadelelerle elde ettiği kazanımlarının birer birer elinden alınmaya çalışıldığı çok zorlu bir dönemde gidiyoruz. Sendikaların üye sayıları hızla düşüyor, sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engeller kaldırılmak bir tarafa, yeni dayatmalar, yeni kısıtlamalar getiriliyor.


 

Ancak sendikamızın kurulduğu 1950'li yılların koşullarını da unutmamalıyız. 6 Eylül 1950 tarihinde İstanbul, Beykoz'da “İstanbul Akaryakıt İşçileri Sendikası adıyla tek gözlü bir odada kurulduğunda, masası, dolapları ve sandalyeleri portakal sandıkları olan Petrol-İş, 57 yıllık tarihinde yalnızca sendikal hak ve özgürlüklerin gelişiminde değil, demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin gelişmesi ve güçlenmesinde de verdiği mücadelelerle tarih yazmıştır. Türkiye işçi sınıfının örgütlenme bilincinin yeni yeni geliştiği bir dönemde, çok zorlu koşullarda kurulan Petrol-İş, o günden bu zamana kadar aynı inanç, kararlılık ve özveriyle çalışarak, mücadele ederek bugünlere gelmiştir. 25. Olağan Genel Kurulumuz da bu bilinçle değerlendirilmelidir.


 

Sendikamızın onurlu geçmişinde en büyük etken olan Petrol-İş'in bilinçli, mücadeleci üyeleri geleceğimizin de en büyük teminatıdırlar. 25. Merkez Genel Kurulumuza giderken içinde bulunduğumuz dönem, bugün de üyesinden temsilcisine, yöneticisine kadar hepimize ağır görev ve sorumluluklar yüklemektedir.


 

Küresel sermayenin saldırıları hem dünya sendikal hareketini hem de Türkiye sendikal hareketini hedef alırken, ülkemiz de bir bütün olarak bu saldırılara hedef oluyor, toplumsal barış engelleniyor. Toplumsal emeğimizle kurulun iktisadi birikimlerimize taşeron iktidarlar vasıtasıyla uluslararası sermaye tarafından el konuyor, bu birikimlerimiz yağmalanıyor. Türkiye toplumu siyasi ve kültürel anlamda, kimlik, din, mezhep bağlamında ayrıştırılmaya çalışılıyor.


 

Fakat, ne yazık ki Türkiye sendikal hareketi ne kendi sorunlarını ne de çok geniş emekçi kitlelerini ilgilendiren sorunları çözebiliyor. Daha önce de birçok platformda değindiğimiz gibi Türkiye'de ciddi bir sendikal kriz yaşanıyor. Bu krizden ancak ve ancak değişim ve yenilenme stratejileri ile çıkabiliriz. Burada temel sorun değişen dünya ve üretim koşullarında sendikaların yeni politika ve stratejiler geliştirememeleridir. Öngörü sahibi olarak değişen dünya ve üretim koşullarına uygun yeni sendikal politikalar, yeni sendikal stratejiler geliştirmeliyiz. Bunu yapamadığınız sürece sendikalar küçülmeye devam edecek, küçülmenin de ötesinde etsizleşecekler, güven duyulmayan örgütler şekline dönüşecekler.


 

Petrol-İş Sendikası Türkiye sendikal hareketindeki değişim ve yenilenmeye de önderlik edebilecek bilgi birikimine ve tecrübeye sahiptir. Üyeleriyle, temsilcileriyle, yöneticileriyle bu önderliği yapabilecek niteliktedir. Sendikal hareketin geleceğine ilişkin de önemli düşüncelerimiz, öngörülerimiz ve politikalarımız var. İzlediğimiz politikalar da bir çok anlamda yeni sendikal politikaların ne olması gerektiğine ilişkin ipuçları vermektedir. Özelleştirmeler konusunda hiç de yadsınamayacak bir biçimde toplumun duyarlı bir hale gelmesi bizim izlediğimiz sendikal politikalarla doğrudan ilişkilidir. Önümüzdeki dönemde Konfederasyonumuz Türk-İş ve Emek Platformu'nun da bu politikaları özümsemesi konusunda tabandan gelen baskılar artacaktır.


 

Önümüze yeni ve büyük hedefler koymak durumundayız. Artık sendikacılığı asla ve asla işyeri ve ülke sınırları ile sınırlı görmemek gerekir. Uluslararası düzeyde işçi sınıfının işbirliği ve dayanışmasını gündeme getirmeliyiz. Artık işçi sınıfının başarısı, dünya işçi sınıfı ile küresel düzeyde işbirliği ve dayanışmaya bağlıdır. Nasıl ki sermaye küresel düzeyde hızlı ve birlikte hareket ediyorsa bunun karşılığında da işçi sınıfı küresel düzeyde hızlı hareket edip, küresel sermayeye karşı birlikte mücadele etmelidir. Sendikalar kurumsallaşmak, daha nitelikli olmak, sendikacılar kendilerini geliştirmek değiştirmek, vizyon sahibi olmak durumundalar.


 

Petrol-İş Sendikası bütün bu mücadelesinin yanında Türkiye sendikal hareketindeki değişim ve yenilenmeye de öncülük edecek ve Türkiye sendikal hareketinin içinde bulunduğu krizden çıkması için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirecektir. Genel Kurulumuzun örgütümüze, üyelerimize ve işçi sınıfına bu yolda da değerli katkılar sunacağına inanmaktayız.

 

MERKEZ YÖNETİM KURULU adına

Mustafa ÖZTAŞKIN
Genel Başkan