DÜNYA KİMYA KONFERANSI'NDA KÜRESEL ŞİRKETLERE KARŞI MÜCADELENİN DE KÜRESEL OLMASI GEREKTİĞİ BİLDİRİLDİ
İmalat sektöründe bütün dünya işçileri birleşiyor
Uluslararası Kimya, Enerji, Maden ve Genel İşçileri Sendikaları Federasyonu'nun (ICEM) organize ettiği, sendikamızın da ev sahipliği yaptığı, 27-28 Ekim 2010 tarihlerinde İstanbul'da Ataköy Sheraton Otel'de gerçekleştirilen ve iki gün süren Uluslararası Dünya Kimya Konferansı'nda, küreselleşen kapitalizme ve çok uluslu şirketlere karşı dünya işçilerinin de ancak küresel düzeyde mücadele edebileceği, bunun için de dünya sendikalarının birleşmesi gerektiği bildirildi. ICEM'in 2007 yılında imalat sektöründe birleşmeleri gündemine alması ve o tarihten bu yana imalat sektöründe örgütlü olan Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu (IMF) ve Uluslararası Tekstil ve Deri İşçileri Federasyonu (ITGLWF) ile işbirliği sürecini geliştirmesi, dünyada tek küresel federasyon için atılan adımları daha da somutlaşırdı. İstanbul'da gerçekleştirilen Kimya Konferansı, imalat sektöründeki dünya işçi federasyonlarının birleşme sürecinin tartışıldığı bir platform oldu. Konferansa 43 ülkeden 250 delege katıldı.
ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda, konferansın ilk gününde yaptığı ve “ICEM'in Faaliyetleri ve Politikaları ile IMF ve ITGLWF ile olan İşbirliği Süreci Hakkındaki Rapor” başlıklı sunumunda, dünya sendikalarının dünya genelinde birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu, küresel krizle birlikte bütün dünyada yaşanan taşeronlaştırmaya, esnek çalışmaya, ücretlerin düşürülmesine ve işçilerin kazanımlarını geriye götüren saldırılara karşı ancak küresel düzeyde mücadele edilebileceğini, sendikal birleşmelerin önemini daha da arttırdığını söyledi. Küreselleşen dünyada çokuluslu şirketlere karşı küresel çerçeve sözleşmelerin yapılması ve bunun dünya genelinde yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Warda, birleşmeler konusunda gelinen süreç hakkında bilgi verdi.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen'in de açılışına katılarak ev sahipliği yapmaktan dolayı mutlu olduklarını söylediği konferansın açılışında, Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, ICEM Genel Başkanı Senzeni Zokwana ve ICEM Kimya İşkolu Bölüm Başkanı Tomas Nieber de birer konuşma yaptılar. Konferansa Sendikamız Genel Sekreteri Mustafa Çavdar, Genel Mali Sekreteri İbrahim Doğangül, Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Nimetullah Sözen, Petrol-İş'in Şube Başkanları ve uzmanları da katıldı.
ICEM Başkanı Senzeni Zokwana da konferansın açılışında yaptığı konuşmada, dünya genelinde sendikalara yönelik baskıların arttığını, kadınlar ve gençler arasındaki örgütlülük oranının düşük olduğunu belirterek, bu kesimlerin sendikalara katılımını sağlamak için çaba sarfedilmesi gerektiğini bildirdi. Zokwana, Meksika'da sendikal hakların yok sayıldığını, Colombiya'da sendikacıların öldürüldüğünü, Irak'ta Saddam Hüseyin dönemindeki sendikal yasaların hala devam ettiğini ve aynı politikaların sürdürüldüğünü belirterek bunlara karşı küresel düzeyde mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti. Küresel saldırılara karşı koyabilmek için ICEM'in güçlü olmasının zorunlu olduğunu belirten Zokwana, ileriye dönük olarak da dünya emekçilerinin bilik ve dayanışmalarını güçlendirmeleri gerektiğini vurguladı.
Ev sahipliği yapmaktan mutluyuz
Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın konferansta yaptığı açış konuşmada, “Yaşam izleri neolitik çağa kadar uzanan İstanbul binlerce yıl çeşitli kültürlere ve medeniyetlere evsahipliği yapmıştır. 1600 yılda çeşitli imparatorlukların başkenti olmuştur. İki kıtayı birbirinden ayıran boğazıyla, tarihiyle, kültürüyle, doğasıyla, hoşgörülü ve sıcakkanlı insanlarıyla dünyanın önemli ve güzel şehirlerinden birisi olan İstanbul'da sizleri ağırlamaktan ve bu toplantıya evsahipliği yapmaktan çok mutluyum” diyerek bu toplantının İstanbul'da yapılmasının kararını alan ICEM’in başkanına, genel sekreterine ve Prezidyum üyelerine teşekkür etti.
En önemli sorun işsizlik 72 milyonluk nüfusu, 617 milyar dolarlık milli geliri ile dünyanın ilk 20 ülkesi içinde yer alan Türkiye’nin en önemli sorununun işsizlik olduğunu söyleyen Öztaşkın, resmi işsizlik oranının % 10.6, resmi işsiz sayısının ise yaklaşık 3 milyon olduğunu blirterek, “Ülkemizde gerçek işsizlik oranı % 21, gerçek işsiz sayısı ise 6 milyondur. Mevcut istihdamın ise % 44 ü kayıtdışı olarak çalışmaktadır” dedi.
Sendikalaşma oranının % 6 olduğu Türkiye'de yıllardır sendikaların güçsüzleştirilmesi ve etkisizleştirilmesi yönünde politikalar izlendiğini, sendikal hak ve özgürlükleri güvence altına alan uluslararası sözleşmelere riayet edilmediğini, sendikal alanı düzenleyen yasaların, özgürlüklerden uzak baskıcı ve yasakçı özünü koruduğunu belirten Öztaşkın şöyle devam etti:
Referandum yeni bir hak getirmedi “Geçtiğimiz günlerde referandumla kabul edilen anayasa değişiklikleri de sendikal alana ilişkin yeni bir şey getirmediği gibi, bazı hakların daha da geriye gitmesine neden olmuştur. Türkiye kriz dönemleri hariç her yıl % 6-7 oranında büyürken kimya sektörü % 15-17 arasında büyümektedir. Türkiye kimya sanayinde dünyanın ilk 10 ülkesi içinde yer almaktadır. Türkiye'de yılda 10 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 30 milyar dolar ithalat yapılmaktadır. Kimya sektörünün toplam imalat sanayii içindeki payı % 30'dur. İstihdamın ise %'7 si bu sektörde çalışmaktadır. Özellikle hammadde açısından dışa bağımlı olan sektörün % 90'ı orta ölçekli firmalardan oluşmaktadır. Rekabet gücü düşük olan bu sektörde kayıtdışılık ve sendikasızlık oldukça yaygındır. Sektörde yoğun özelleştirmeler yaşanmış, ve özelleştirme sonucunda bazı işyerleri kapanmış, özelleşen işyerlerinde istihdam % 60-70 oranında daralmıştır. Dünya ekonomik krizi sonucunda Türkiye’de 2009 yılında bir önceki yıla göre kimyasal madde ürünleri imalatı % 5,7, kauçuk imalat ürünleri üretimi % 15.3 oranında azalmış, kapasite kullanım oranları ise kimyasal madde ürünlerinde % 76'dan % 72'ye, kauçuk plastik alt sektöründe ise % 83'ten % 64 e gerilemiştir. Kriz sürecinde istihdamda % 7 oranında azalma olmuş, binlerce işçi işten çıkarılmıştır. Türkiye’de 2007 yılından beri kimya sektöründe çevre düzenlemeleri ile ilgili olarak REACH regülasyonu uygulanmaktadır. Ancak REACH uygulamaları için yeterli altyapı henüz oluşturulamamıştır. Sendikalar olarak kimya sektöründe sosyal standartlara uyum, sosyal sorumluluk, atık yönetimi, iş sağlığı ve iş güvenliği, uygun hammadde ve temiz teknolojiler için etkin politikalar izlemeliyiz. Kimyasalların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine karşı toplumu uyarmalıyız. Dünyamızın kimyasal maddelerle kirletilmesine müsaade etmemeliyiz.”
Kimya sektörü örgütsüz Türkiye'de kimya sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin büyük bir çoğunluğunda sendika olmadığını ve bu şirketlerin önemli bir kısmının da küresel şirketler olduğunu belirten Öztaşkın, örgütlenmek isteyen işçilerin büyük baskılarla karşılaştıklarını, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldıklarını vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye'de kimya sektöründe faaliyet gösteren şirketler diğer ülkelerdeki gibi ucuz, güvencesiz, örgütsüz ve esnek işgücü politikaları uygulamaktadır. Küresel şirketlerin küresel düzeyde uyguladığı sendikasız, güvencesiz, ucuz ve esnek işgücü politikalarına karşı biz de örgütlü, güvenceli, kurallı ve insanca yaşayabileceği ücreti alan işçiler için ortak mücadele etmeliyiz. Ortak politika ve stratejiler izlemeliyiz. İşçilerin dayanışma ve işbirliğini güçlendirmeliyiz.
ICEM’in gerçekleştirdiği küresel çerçeve sözleşmeleri, küresel şirket ağları ve bölgesel ağlar işbirliğinin, dayanışmanın ve ortak mücadelemizin önemli araçlarıdır. Bu araçlar sendikacılığı işyeri ve ulusal düzeyden küresel düzeye taşıyan araçlardır. Günümüzde küresel dayanışma ile desteklenmeyen işyeri ve ülke düzeyindeki sendikal mücadelenin başarı şansı oldukça azdır. ICEM'in bu konuda izlediği politikaları çok başarılı buluyoruz ve destekliyoruz. ICEM''in metal ve tekstil federasyonları ile birleşme çalışmalarını da destekliyoruz. Bu birleşmenin mücadelemizi daha da ortaklaştıracağına, gücümüze güç katacağına, işçi sınıfının küresel düzeyde dayanışma ve işbirliğini geliştireceğine inanmaktayız.
Bu düşüncelerle bu toplantının verimli geçmesini diliyor, sizleri birlik olmaya, dayanışmaya ve ortak mücadeleye davet ediyorum. “
Warda: 2012'de tek küresel federasyon olacak
ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda, ICEM'in 2007 yılında Tayland'ın başkenti Bankok'ta yapılan 4. Kongresinde imalat sektörlerinde örgütlü küresel işçi federasyonları ile işbirliği ve dayanışma sürecinin gündeme getirildiğini, tartışılıp değerlendirildiğini belirterek süreç ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Bu süreçte IMF ve ITGLWF ile de işbirliği süreci başlatılmış ve çeşitli alanlarda faaliyetler yürütülmüş ve bu işbirliği ve dayanışma daha da güçlenmişti. 2008 yılından başlayarak dünya genelinde yaşanan küresel kriz bu işbirliği ve dayanışmayı daha da zorunlu hale getirdi. Kriz döneminde, uluslararası şirketler dünya genelinde çalışanların ücretlerini düşürmeye çalıştı ve çalışanların gelirleri azaldı. Kriz bütün çalışanların hayatını zora soktu. Bütün İCEM üyesi işçiler çok acı çekti. Fabrikalar kapandı, sosyal yardımlar kesildi. Taşeronlaşma ve esnek çalışma sistemleri dünya genelinde yaygınlaştı. Sektörler arasındaki farklılıklar azaldı ve dünyada üretimin değişen yapısı iş alanlarını birbirine daha da yaklaştırdı. Tüm dünyada işçiler aynı sorunlarla karşılaşıyorlar. Dünyanın birçok yerinde ILO'nun sözleşmelerine aykırı koşullarda çalışılıyor. Yaşanan zor koşullar imalat sektöründeki dünya sendikalarını ortak bir federasyonda birleşmeye zorladı. Bu dönemde IMF ve ITGLWF ile birleşme süreci daha da hız kazandı. Tahmin ediyoruz ki 2012 yılı başlarında bu birleşme süreci tamamlanmış olacak. 2011 yılı bu birleşmelerin tamamlanacağı yıl olacak ve 2012'de dünya imalat sektörlerinde örgütlü üç işçi federasyonu tek küresel federasyonu kurmuş olacak.”
Sadece ulusal çözümler yeterli değil Warda, yaptığı sunumda küresel krizin koordine sendikal çalışmaya ihtiyaç gösterdiğini belirterek, uluslararası şirketlerin kendi rollerini oynamaya hazır olduklarını, küresel işverenlerin hükümetlerle birlikte çalıştıklarını, dünya genelinde inisiyatif aldıklarını söyledi. Warda şöyle devam etti:
“Tüm bu sorunların çözümü için sadece ulusal çözümlerin yeterli olmadığını gördük. Diğer federasyonlar biraraya geldi. Krizden çkılıyor ama bu çıkış ve iyileşme geçicidir. Gelecekte de krizle karşılaşabiliriz. Çalışma koşulları henüz iyileşmedi. Milyonlar hükümetlerin kemer sıkma politikalarını bütün dünyada protesto ediyorlar. Finansal piyasalar yeni bir sistemle düzenlenmeli ve sosyal korumaya öncelik verilmelidir. Kriz döneminde çokuluslu şirketler ücretleri aşağı çekmeye ve iş güvencesini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Zenginler ile yoksulların gelirleri arasındaki uçurum artıyor. Tüm bu sorunlara karşı dünya genelinde güçlü sendikalar kurmak istiyoruz. Dünya çapında çokuluslu şirketlerle çerçeve sözleşmelerin kabul edilmesi gerekir. ICEM 2007 yılından beri metal, deri ve tekstil işçileri federasyonları ile ortak çalışmalar yapıyor. Yaptığımız ortak eylemlerde başarı sağlandı. Yine ortaklaşa kayıtdışı istihdam ile mücadele edeceğiz. Dünya genelinde imalat sektöründe birleşik bir küresel federasyon oluşturmayı amaçlıyoruz. Güçlü bir sendikal ağ oluşturma hedefimiz var. Yeni, ortak bir federasyona doğru gidiyoruz. İşkolu bazında işbölümü yapacağız, yeni örgüt içinde birçok sektör olacak. Sektörler arası ilişkileri geliştireceğiz. Yeni çatı örgütünde kadınlara daha çok fırsat yaratmalıyız. Bölgesel faaliyetler yine devam edecek. 2012 yılının başlarında üç federasyonun katılımı ile Kurucu Konferansı düzenleyeceğiz.”
Konferansta ICEM Kimya ve Lastik İşkolları Sorumlusu Kemal Özkan da “Küresel Kimya İşkolu” ile ilgili bir sunum yaptı. “Küresel Kriz, Yeniden Yapılanma ve Kimya İşkolunda Sendikaların Karşı Karşıya Kaldıklar Zorluklar” başlığı altında yapılan sunumda ise UI ZENSEN'den (Japonya) Okita Masanori, USW'den (ABD) Benjamin Davis, IG BCE'den (Almanya) Heiner Wilhem, CUT ABC QUIMICOS'tan (Brezilya) Paulo Lage, CEPPWAWU'dan (Güney Afrika) ülke deneyimlerni aktardılar ve yaşanan sorunlarla ilgili bilgi verdiler, çözüm önerilerini ile getirdiler.
|