SENDİKANIN MEŞRU VE YASAL BİR ÖRGÜT OLDUĞUNU SÖYLEYEN ÖZTAŞKIN:
“Topluma, sendikalaşmaya yönelik açık çağrı yapıyoruz”
Petrol-İş'in, tüm çalışanları sendikalı olmaya çağıran ve ilk adımını Düzce'de attığı “Sendikalı Ol” kampanyasının Bursa ve Gebze'de eş zamanlı olarak başlatılmasıyla Bursa Osmangazi Metro İstasyonu önünde kurulan Petrol-İş standını açan Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, “Düzce'de yerel düzeyde uygulanan kampanyayı şimdi Gebze ve Bursa'da sürdürüyoruz. Önümüzdeki günlerde Türkiye'nin başka bölgelerinde, eğer gücümüz ve olanaklarımız yeterli olursa ulusal düzeyde de bu kampanyayı uygulamak istiyoruz” dedi.
Bursa Şube Başkanımız Nuri Han'ın açış konuşması yaparak başlattığı, Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreterimiz Nimetullah Sözen, Bursa Şube şube yöneticileri, işyeri temsilcileri ve Bursa şubemizde örgütlü üyelerimizin de yer aldığı stand açılışına Türk-İş 8. Bölge Temsilcisi Mehmet Kanca, Bursa'da Türk-İş'e bağlı sendika başkan ve yöneticileri, KESK Bursa Şubeler Platformu, DİSK'e bağlı sendika ve yöneticiler, Bursa'daki diğer sendika, siyasi parti, sivil toplum örgütleri, işçiler, emekçiler de katılarak kampanyaya destek verdiler. Kampanya oldukça coşkulu bir şekilde başladı.
Türkiye'de bir ilk
Öztaşkın standın açılışında yaptığı konuşmada, Petrol-İş'in Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiğini, açık alanlarda örgütlenme kampanyası yürüttüğünü belirterek “Bu tanıtım ve örgütlenme kampanyasında afiş, radyo spotları, televizyon reklamları, bildiri, çıkartma gibi modern iletişim ve propaganda tekniklerinin tamamını kullanmaya çalıştık” dedi.
Örgütlenmenin gizli saklı bir şey olmadığını ve tüm çalışanların yasal hakkı olduğunu vurgulayan Öztaşkın açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Dolayısıyla bu kampanya ile topluma, örgütlenmeye, sendikalaşmaya yönelik çağrı yapıyoruz. Toplumun genel anlamda olumsuz olan sendikalaşma ve örgüt algısını değiştirmeye yönelik strateji izliyoruz. Vatandaşlarımızı sendikalı olmaya davet eden ve Haziran ayında Düzce'de başlattığımız kampanyamızı şimdi de eş zamanlı olarak Bursa ve Gebze'de başlattık. Kampanyayı önümüzdeki günlerde Türkiye'nin diğer sanayi kentlerinde ve tüm ülkeye yayarak topluma, sendikanın yaşamlarını olumlu yönde değiştiren ve o şehrin genel anlamda yaşam standartlarını yükseltecek bir örgüt olduğunu anlatacağız.”
Kampanyanın sadece Petrol-İş Sendikası'na değil, diğer sendikalara da faydalı olacağını, sendikal örgütlenmenin ancak güvene dayalı insani ilişkiler içinde gerçekleşeceğini belirten Öztaşkın şöyle devam etti:
“Kampanya sendikaya olan güveni artıracak, sadece işçilere değil, aynı zamanda onların ailelerine, sosyal çevrelerine, yerel kamuoyuna da sendikal örgütlenmeye ilişkin olumlu mesajlar verecektir. Bu kampanyayı sendikamız kendi olanakları kendi kadrolarıyla ve profesyonel anlamda aldığımız iletişim destekleriyle sürdürüyor. Afişteki insanlar sendikamızın üyeleri. Yine bu kampanya da iki önemli sanatçımız Halil Ergül ve Meral Okay yer aldılar. Bu sanatçılar bir dayanışma çerçevesinde burada görev aldılar. İşçi sınıfı ile emekçilerle birlikte olduklarını göstermek içini burada yer aldılar ve bizden hiçbir ücret talep etmeden, 'bizim de bu çorbada bir tuzumuz olsun mantığıyla, biz de emekçiyiz, biz de sinema emekçisiyiz, dolayısıyla emeğe, örgütlenmeye, sendikalaşmaya katkımız olsun' anlayışıyla bize destek verdiler ve bu kampanyada rol aldılar.”
Örgütlülük oranı çok düşük 2821 sayılı Sendikalar Yasası'nın ''12 Eylül'ün izini en fazla taşıyan yasa'' olduğunu söyleyen Öztaşkın, Türkiye'de yasaların, bir türlü Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Avrupa Birliği (AB) standartlarına getirilemediğini belirtti. Öztaşkın, örgütlülük düzeyinin, Sendikalar Yasası, İş Kanunu, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun ILO ve AB standartlarına ulaştırılmasıyla yüksek oranlara çıkabileceğini belirterek şunları söyledi:
''Türkiye'de örgütlülük oranı gerçek anlamda yüzde 7,5; Bursa'da ise yüzde 10' dur. Bu çok düşük bir oran. Örgütlülük oranı arttıkça o ülkenin hem demokrasi bakımından gelişmişlik düzeyi artacaktır hem de o ülkenin yaşam standartları yükselecektir.''
Hükümetin sendikalaşmayla ilgili çalışmaları olumlu değerlendirmediğini de sözlerine ekleyen Öztaşkın, ''AB İlerleme Raporu'nda da bunlar çok net dile getiriliyor. Artık Sendikalar Yasası'nın değişeceği ve toplu iş sözleşmesi önündeki engellerin kalkacağı yönünde mesajlar var ama hükümet son derece ağır adımlarla ilerliyor'' dedi.
Suskunluk dönemi kırıldı Konuşmasında Tekel işçilerinin Ankara'da sürdürdükleri mücadelesine de değinen Öztaşkın, bu mücadelenin özelleştirmenin sonuçlarının bir göstergesi olduğunu belirtti. AKP Hükümeti'nin işçi ve emekçilerin haklarına saldırdığını, kazanılmış haklarını elinden almaya çalıştığını belirten Öztaşkın, Tekel işçilerinin mücadelesiyle işçi sınıfının 1989-1991 yıllarından sonra içine girdiği durgunluk döneminin kırıldığını söyledi. Öztaşkın, Tekel işçilerinin bir meşale yaktığını, şimdi bu meşalenin Türkiye'nin dört bir yanında tutuşturulması ve bu meşalenin bütün Türkiye'yi aydınlatması gerektiğini söyledi.
Öztaşkın sözlerini şöyle tamamladı:
“Gelecek bizdedir, gelecek işçi sınıfındadır, gelecek emekçilerdedir. Emeğin birleştirici gücü bütün sorunların çözümünün de anahtarıdır. Biz Bursa'da da emekçilerin örgütlenerek sorunlarına sahip çıkmasını ve geleceklerini kendi elleriyle kurmalarını, yaşanabilir bir Türkiye'yi, demokratik bir Türkiye'yi, herkesin eşit, özgür bir şekilde hareket edebileceği bir Türkiye'yi kendi elleriyle kurmalarını istiyoruz. Mücadelemiz bunun içindir. Mücadelemiz işçi sınıfının, emekçilerin geleceği içindir. Mücadelemiz Türkiye'nin geleceği içindir. Biz herkesi, bütün Bursalıları, bütün Bursa'da yaşayan emekçileri sendikalı olmaya, sendikalarda örgütlenmeye davet ediyoruz. Gelin kendi yaşamınızı kendi ellerinizle değiştirin ve artık Türkiye'ye Bursa'ya damganızı vurun. Emekten yana bir Bursa, emekten yana bir Türkiye rüzgarını estirmeye devam edin diyoruz.”
|