6. AVRUPA SOSYAL FORUMU - İSTANBUL- 2010: “Saldırı küresel ve sürekli; mücadele de küresel ve sürekli olmalı”
30 Haziran - 4 Temmuz tarihleri arasında İstanbul'da, Türkiyeli emek ve meslek örgütlerinin, sosyal hareketlerin ve siyasi partilerin evsahipliğinde gerçekleştirilen 6. Avrupa Sosyal Forumu'nda kapitalizmin dünya genelinde yaşanan ekonomik krizi, krize karşı sendikal hareketlerin, işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların, devrimcilerin, sosyalistlerin, demokratların, aydınların, aktivistlerin uygulayabilecekleri alternatif politikalar ile eğitim, sağlık, çevre, Filistin ve Kürt sorunu, çözüm önerileri tartışılıp değerlendirildi.
Her yıl İsviçre'nin lüks kayak merkezi Davos kasabasında yapılan, dünyanın en ünlü işadamları ve siyasetçilerini bir araya getiren, kapitalist sistemin sorunlarının ve çözüm önerilerinin tartışıldığı konferanslarıyla tanınan Dünya Ekonomik Forumu'na alternatif hareketler olarak doğan Sosyal Forumlar, kapitalist sisteme karşı, “Başka bir dünya mümkün” sloganıyla her geçen yıl daha da güçleniyor.
İlk Dünya Sosyal Forumu 2001'de Brezilya'nın Porto Allegre kentinde yapılırken, aynı yıl Avrupa Sosyal Forumu'nun birincisi de İtalya'nın Floransa kentinde toplandı. Daha sonra sırayla Paris, Londra ve Atina'da yapılan, en sonuncusu da 2008'de İsveç'in başkenti Malmö'de gerçekleştirilen Avrupa Sosyal Forumu'nun (ASF) 6'ncısına İstanbul evsahipliği yaptı. Forum ilk kez AB üyesi olmayan ülkemizde toplandı. Türkiye'nin, Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkasya gibi güç çatışmalarının odaklaştığı üç merkezin tam ortasında olması, ASF'nin İstanbul'da toplanmasının en önemli nedeni oldu. Forumda, yaşanan küresel ekonomik kriz ana tema olurken, Kürt sorunu, İsrail'in Filistin'e yönelik Gazze ablukası, savaş, barış, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik temaları da seminerlerde en fazla tartışılan ve heyecan uyandıran konulardı. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Maçka ve Gümüşsuyu kampüslerinde gerçekleştirilen foruma, Avrupa'dan Güney Asya'ya, Ortadoğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar 40'a yakın ülkeden emek ve meslek örgütlerinden, çeşitli sosyal ve siyasi hareketlerden, demokratik kuruluşlardan katılımcılar geldi.
Forumun açılışı 30 Haziran akşamı Maçka Demokrasi Parkı'nda yapıldı. Açılışta Tekel Direnişiyle ilgili Tekel işçilerini temsilen bir konuşma yapan Filiz Yavuz, sadece kendileri için değil, güvencesiz çalışmanın tüm emekçilere dayatılmasına karşı ayağa kalktıklarını, yasal süreçten sonuç alınamazsa Ağustos'ta yeniden Ankara sokaklarında buluşacaklarını ve direnişi sonuna kadar götürmekte kararlı olduklarını söyledi. Açılışta, kapatılan DTP'nin Eşbaşkanı Ahmet Türk de Mezopotamya Sosyal Forumu temsilcisi olarak bir konuşma yaptı. Türk, Kürt sorununun artık imha ve inkar politikalarıyla çözülemeyeceğini belirterek iktidar ve ana muhalefet partilerine şu önerilerde bulundu: “Bölgeye gidin, sivil toplum kuruluşlarıyla, kurum temsilcileriyle, partilerle, kanaat önderleriyle, halkla konuşun. Ne istediklerini sorun. Kürtlerle diyalog kurmadan bu sorunu çözemezsiniz.”
Forumun açılış gecesinde, Dünya Sosyal Forumu, Yunanistan Sosyal Forumu Temsilcileri ile Dünya Kadın Yürüyüşü temsilcilerinin konuşmalarından sonra Grup Yorum da bir konser verdi.
Başka bir Avrupa gerekli! Avrupa Sosyal Forumu'nda 300'ün üzerinde panel, seminer, çalıştay, atölye çalışması gibi etkinlik düzenlendi. Bu yıl, “Başka bir Avrupa gerekli” sloganıyla İstanbul'da toplanan forum, kapitalist sistemin dünya ölçeğinde büyük bir krize girdiği, krizin ne kadar süreceğinin IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar tarafından dahi öngörülemediği bir dönemde yapıldı. Toplantılarda, Avrupa Sosyal Forumu'nun, küresel ekonomik, mali, siyasi, sosyal ve ekolojik krizlere karşı, sosyal hareketlerin ortak mücadele stratejisinin geliştirildiği bir zemin olmayı hedeflediği bildirildi. Forum en önemli amacını, kapitalizme, emperyalizme, faşizme, erkek egemenliğine, doğanın ve gezegenin imhasına ve aşırı sağ hareketlere karşı mücadele eden tüm hareketlerin birleştirilmesi ve ortak bir strateji geliştirilmesi olarak deklare etti. Tarihin en büyük krizi olarak değerlendirilen küresel kriz nedeniyle Avrupa genelinde tırmanan neo-liberal saldırılara, işten çıkarmalara, eğitim ve sağlığın özelleştirilmesine, krizin faturasının emekçilere çıkarılmasına karşı ortak bir duruş ve güçbirliği yaratılması için toplanan ASF'nin, bu yıl ana gündemini, “Ekonomik ve Sosyal krizler: Direniş ve Alternatifler” oluşturdu.
Forum'da can alıcı, güncel konular tartışıldı! Başta ekonomik ve sosyal krizin, krize karşı direniş ve alternatif politikalarının tartışılıp değerlendirildiği forumda oldukça ilginç ve güncel tartışma panel ve seminerleri yapıldı. Dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılarla Türkiye'nin değişik yerlerinden gelen katılımcılar yaşanan sorunları ASF'de masaya yatırdılar ve çözüm önerilerini sundular. Yerel Yönetimler ve Kentleşme; Avrupa ve Ortadoğu'da Nükleer Silahlanmaya Karşı Mücadele; Eğitimin Özelleştirilmesi ve Ticarileştirilmesi; Küresel Kriz Karşısında ASF'nin ve Avrupa Sosyal Hareketlerinin Geleceği; Irkçılığa Karşı Sendikal Hareket; Munzur Vadisi Baraj Projesi ve Göç Sorunu; İnanç Özgürlüğü ve Alevilerin Sorunları; Krize Karşı Ne Yapmalı? Krizin Nedeni ve Sonuçları; Türkiye'de Slikozis Hastalığına Yakalan Kot Taşlama İşçilerinin Ölümü ve Yaşanan Sorunlar; Türkiye'nin İçinde Olduğu Çok Kültürlü Bir Avrupa İçin İncil'deki Hristiyanlık ve Kuran'daki İslamın Beraberliği; Tecrit, Hapishane Gerçekliği ve Siyasi Hedefler; Anti-militarizim ve Vicdani Red; AB'nin Militarizasyonu, Silah Sanayi ve NATO; Küresel Enerji Savaşları; Orta ve Doğu Avrupa Ülkelerinde Eğitim ve Eğitim Hakkı İçin Mücadele; Barış, Savaş ve Gençlik; Avrupa'da Kamusal Hizmetlerin Durumu ve Sosyal Hareketlerin Önündeki Sorunlar; Solun Ekoloji Perspektifi ne Olabilir?; Su Sorununun Marksist Analizi; Tarihsel Filistin'de Laik, Demokratik Tek Devlet ve Filistinli Mültecilerin Geriye Dönüş Hakkı; Toplumsal Cinsiyet ve Militarizim: Erkekler, Kadınlar, Milliyetçilik ve Savaş; Avrupa Alternatif Sendikalarının Kriz ve Neoliberalizme Karşı Mücadelesi; Yunanistan Krizinin Ardından: Başka bir Avrupa Kuracakmıyız?; Küreselleşme Nedir, Ne Değildir?; Ulusüstü Şirketlerle Başetmek; Kamusal Sağlık hizmetine Sahip Çıkmak İçin Yeni Araçlar Neler Olabilir?; Geçmişle Yüzleşmek ve Savaşlarda Yakınlarını Kaybeden Ailelerin Barış Mücadelesi; İnsanlara Daha Fazla Hak, Şirketlere Daha Fazla Kural; Sendikal Hak İhlalleri- Direnişlere Yönelik Baskı Politikası; 1915 Bugündür, Ermeniler, Rumlar ve Gayri Müslim Azınlıklar; Solun ve Toplumsal Hareketlerin Kriz Karşıtı Politikaları- Ortak Bir Platforma Doğru Karşılaştırmalı Analizler; Avrupa Düzeyinde Çokuluslularda Birlikte Çalışma; Bir Yıkım ve Soysuzlaştırma Projesi Olarak Fener- Balat- Ayvansaray Projesi; İran, Pakistan ve Afganistan'da Özgürleştirici İşçi Mücadelesi; İnsanlığın Ortak Malı Olarak Su Sorunu; Sosyal Politikalar, İşçi Sınıfı ve Sendikalar; İmkanlar ve Sınırlar Dahilinde Avrupa Sosyal Şartı; Güvencesiz Çalışma; Ekolojik Toplumun Kurumsal Yeniden İnşası; Kültür, Bilim ve Demokrasi; Dersim 37/38'de Ne Oldu ve Günümüze Etkileri; Ortadoğu, Su ve Barış; Bilim, Teknoloji ve Devrim; Kapitalizmin Krizi, İşsizlik ve Mücadeleler; Sovyet Deneyimi Neden Çöktü?; Kürt Açılımının Geldiği Nokta; Ortadoğu Halkları, Kürt, Filistin, Lübnan ve Irak Halklarının Direnişleri ve Dayanışma; Kapitalizm, Kriz ve Başka Bir Dünya için 21. Yüzyıl Sosyalizmi; Özgürlük Mücadelesinde Kadınlar; Toprağımıza, Suyumuza, Ormanımıza, Havamıza ve Emeğimize Sahip Çıkalım; Bir Kültürel Meydan Okuma- Karşı Küreselleşme; Kürt Sorununda Demokratik Çözüm Önerileri; Sosyalizm Ama Nasıl?; Avrupa Birliğinin Sosyal ve Finansal Krizi; Ekoloji ve Sosyalizm; Ortadoğu'da Filistin, Türkiye ve İsrail Arasındaki İlişki; Emperyalizme ve Kapitalizme Karşı Halkların Birliği seminer, panel ve çalıştay konularının bazılarıydı.
Mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı ASF'de insanlığı yok oluşa sürükleyen, doğayı tahrip eden emperyalist-kapitalist sisteme karşı başka bir dünyanın, başka bir sistemin mümkün olduğu bildirilerek, adil, eşit, özgür bir toplum, mutlu bir doğa, ayrımsız ve sınırsız bir dünya için mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı. ASF, Türkiye'de ve dünya ülkelerinde yerelde ve genelde yaşanan sorunların tartışılıp değerlendirildiği, çözüm önerilerin getirildiği çok katılımlı, çok renkli bir platform oldu. Dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılar forumda yaşanan sorunlarla ilgili olarak deneyimlerini aktardılar. Forumun son günü toplanan ASF Meclisi, kapitalizme karşı mücadele edilmeden emperyalizme karşı kararlı bir mücadele yürütülemeyeceğini belirtti, bu mücadelenin enternasyonalist olması gerektiğini ifade etti. Meclis, bütün ülkelerde emperyalizme karşı mücadele eden ilerici, demokrat, devrimci, vatansever, dini bütün hareketleri en geniş anti-emperyalist cepheyi kurmaya çağırdı. Kapitalizmin dünya krizinin derin bir anında toplanan ASF, Avrupalı emekçi kitleleri, krizin bedelini reddetme mücadelesinde birleştirmek üzere ortak bir eylem günü belirleyecek. ASF Meclisi tarafından yapılan açıklamada, “Kapitalizme karşı mücadele edilmeden emperyalizme karşı kararlı bir tavır alınamaz, zira emperyalizm, kapitalist dünya sisteminin en üst aşamasıdır. Bütün anti-emperyalist güçleri, derin bir tarihsel kriz içindeki kapitalist sistemi devirmek için mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz” denildi.
Osmanbey'den Taksim'e yürüyüş ASF katılımcıları küresel krize, krizin yükünün emekçilere fatura edilmesine, savaş politikalarına karşı emek hareketlerinin küreselleşmesi talebiyle 3 Temmuz, Cumartesi günü saat 18.00'de Osmanbey'den Taksim'e yürüdü. Yürüyüş sonunda Taksim - Gezi Parkı'nda toplanan kitleye hitaben DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek ve TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı birer konuşma yaptı.
Konuşmasına, “2010 İstanbul - Avrupa Sosyal Forumu'nda neo-liberalizme, savaşlara ve her türlü ayrımcılığa karşı mücadele deneyimlerimizi paylaşmak için buluştuk” diyen Çelebi sözlerini “İtiraz ettiğimiz dünyayı değiştirme umudumuz var. Başka Bir Avrupa Mümkün! Başka Bir Dünya Mümkün!” şeklinde sürdürdü. Çelebi şunları söyledi:
“Sosyal forumlar bize itiraz ettiğimiz dünyayı değiştirme umudu verdi. Sosyal forumlar, yeni bir uluslararası hareketin başlangıcıdır. Sosyal forumlar küresel bir başkaldırı ve bir meydan okumadır… Çok uluslu şirketleri ve onların emrinde çalışan hükümetleri durduracak tek güç; karşılarına cesaretle çıkmış birleşik uluslararası bir harekettir. O güç biziz…Küresel direnişimiz, Meksika ormanlarında, Seattle sokaklarında başladı. Avrupa kentlerinde, Asya’nın ve Afrika’nın yoksul köylerinde devam ediyor. Bugün bütün işçi sınıfını, dünya emekçilerini ve yoksul halk kitlelerini ortaklaştıran sorunların başında global ekonomik kriz gelmektedir. Sermayenin küreselleşmesinin insanlığa verdiği eziyet ve cezaların; hem ekonomik, hem sosyal ve hem de psikolojik olarak yarattığı büyük tahribatların geldiği nokta: açlık, yoksulluk, sefalet, güvencesiz ve kuralsız bir çalışma yaşamıyla birlikte dünya genelinde 180 milyon olan işsiz sayısının 30 milyon daha artarak 210 milyona çıkması olmuştur. Kapitalizmin savaş ve sömürü makinesi doymak bilmiyor. Fakat işçi sınıfı, çalışanlar, emekçiler ve yoksullar bu boyunduruk altında yaşamak zorunda değildir, yaşamak istemediklerini de göstermektedirler. Geçmiş yüzyıllardaki emek mücadelesi deneyimleri bizlere bunun bir kader olmadığını ve birleşik bir mücadeleyle “Başka bir dünyanın kurulabileceğinin” mümkün olduğunu da göstermiştir. Sosyal forum sürecinin bize kazandırdığı iki şey oldu. Biri bilinç, diğeri umut. Bu bilinç sayesinde, farklı ülkelerde mücadele ettiğimiz düşmanın ortak olduğunu gördük. Saldırının küresel ve sürekli olduğunu anladık. İşte bu yüzden direnişimiz de küresel ve sürekli olmalıdır. İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz Avrupa Sosyal Forumu bu mücadelenin önemli basamaklarından biridir. Ve inanıyoruz ki, o özlemini duyduğumuz dünyaya ağır adımlarla ilerlememiz için, önümüzdeki basamakları da inşa edecek ve tek tek çıkarak bu zorlu yolculuğu başarıya ulaştıracağız.”
Küresel bir ağ oluşturalım!
Avrupa Sosyal Forumu, 4 Temmuz akşamı Genel Meclis Toplantısının yapılmasıyla sona erdi. Meclis toplantısında ise şu önergeler sunuldu: Hareketler arasında küresel bir ağ oluşturulması, ASF'nin geleceğini tartışmak üzere 23-24 Ekim veya 13-14 Kasım tarihlerinde büyük bir toplantının yapılması, Avrupa genelinde büyük bir grevin örgütlenmesi, buna bütün emekçileri, kadınları, gençleri de katmak için grev öncesinde Brüksel'de bu konuda bir toplantı yapılması, İtalya'da 29 Eylül'de yapılacak grevin yaygınlaştırılması, krizin vurduğu çiftçiler ile dayanışma sağlanması, IMF ve Dünya Bankası'nın tarım politikalarına karşı alternatif politikalar oluşturulması, Kürt sorununun çözümü için çalışma yapılması, Filistin ile dayanışmanın güçlendirilmesi ve Ortadoğu barışının sağlanması için daha etkin bir çalışmanın yapılması, Dünya sendikal hareketinin küresel emperyalist düzene karşı daha etkin bir program oluşturulması, Uluslararası Kayıplara Karşı Komite'nin (ICAD) 9-12 Aralık tarihlerinde Londra'da düzenleyeceği Gözaltında Kayıplar Kurultayı'na destek verilmesi, ekonomik krize karşı ortak eylem günü belirlenmesi, çevre sorununda daha aktif olunması, ASF'nin sloganlar belirlemesi, Su Forumu düzenlenmesi.
|