“BİZDEN ALDIKLARINIZI GERİ VERİNİZ VE GELDİĞİNİZ YERE GİDİNİZ”

 

Emek ve meslek örgütlerinden IMF ve Dünya Bankası toplantılarını protesto

 

Türk-İş, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, IMF ve Dünya Bankası'nın İstanbul'da yapılacak yıllık toplantısı kapsamındaki etkinliklere ilişkin daveti geri çevirdi.

 

IMF ve Dünya Bankası İstanbul'daki yıllık toplantısı kapsamında gerçekleştirilecek seminer ve konferanslara çalışanları temsil eden örgütler de davet edildi. Davet yazısında, 3-5 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek seminer programında güncel ekonomik konuların tartışılacağı 15 oturum düzenleneceği belirtildi.

 

Programın ilk gününde küresel krizin dünya ekonomilerine yansımalarının, ikinci gününde Türkiye'ye ilişkin ve bölgesel konuların, üçüncü gününde ise kriz sonrası durumun tartışılacağı ifade edilen yazıda, programa, IMF ve Dünya Bankası üyesi 185 ülkenin resmi delegasyonlarının yanı sıra özel sektörden, sivil toplu örgütlerinden, basından, ulusal ve uluslararası kuruluşlardan temsilciler ile akademisyenlerin davet edildiği bildirildi.

 

IMF ve Dünya Bankası politikaları emekçilerin aleyhine

 

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu yaptığı açıklamada, IMF ve Dünya Bankası'nın savunduğu ve empoze ettiği politikaların emeğiyle geçinenlerin, dar ve sabit gelirlilerin aleyhine olduğunu belirtti. Bu kuruluşların Türkiye'de özellikle özelleştirmeler, ücretlerin düşük tutulması, bölgesel asgari ücret gibi emek karşıtı talep ve önerilerle bilindiğini ifade eden Kumlu, emeğe bakışını sorunlu buldukları için davetlerine katılmama kararı aldıklarını bildirdi.

 

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB de aldıkları ortak kararla IMF ve Dünya Bankası'nın davetini geri çevirirken, Hak-İş'in etkinliklere katılacağı belirtildi.

 

IMF ve Dünya Bankası başkanlarına protesto mektubu

 

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB genel başkanlarının imzasıyla davete cevaben IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn ve Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick'e birer mektup gönderildi.

 

''Bizden Aldıklarınızı Geri Veriniz ve Geldiğiniz Yere Gidiniz'' başlıklı mektupta, İstanbul'un IMF ve Dünya Bankası toplantısı için yeniden düzenlendiği belirtildi. Mektupta, ''Trafik size göre ayarlanıyor, oteller sizin için menüler hazırlıyor, kent sizin için temizleniyor ve güvenlik hizmetleri yine sizin için gözden geçiriliyor. Kendinizi evinizde hissedesiniz diye. Biz, bu ülkenin gerçek sahipleri yani emekçileri, yani işsizleri, yani yoksulları, sizi evimize, ülkemize çağırmadık. Bizim davetlimiz olmadığınızdan ülkemizdeki varlığınız bizim için ancak bir zorlama, bir tür zorbalıktır'' görüşüne yer verildi.
 

Küresel zorbalar

 

IMF ve Dünya Bankasının 20. yüzyılda inşa edilmiş ''küresel zorbalar'' olduğu savunulan mektupta, bu örgütlerin sadece sermayenin ve iktidarların sesi olduğu ifade edildi. Mektupta, şunlar kaydedildi:

 

"Davetsiz olarak bulunduğunuz bu ülkenin halkları, sizleri ve temsil ettiğiniz ideolojiyi hiç bitmeyen istikrar programlarınızla, yıllarca emekçilerin alın teriyle üretilmiş kamusal varlıkları talan eden özelleştirmelerinizle, reform olarak direttiğiniz ve her seferinde budadığınız sosyal haklarla çok iyi bilmektedir.

 

Küresel düzeyde yarattığınız krizin bu büyük yıkımında sanki sizin hiç bir etkiniz olmamış gibi, ülkemize gelecekmişsiniz, kapitalizmin krizi için çıkış yolları arayacakmışsınız ve yine hiç utanmadan 1980'li yıllardan bu yana şiddetle savunduğunuz liberal politikaları, yufka yürekli yoksulluk edebiyatına bulandırıp insanlığa çözümmüş gibi duyuracaksınız.''

Krizin faturasını kim ödeyecek?

 

Mektupta, IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'a, krizin faturasının 1,4 trilyon doları aştığı yönündeki sözleri anımsatılarak, ''Sıradan bir iktisat öğrencisi bilir ki krizi aşmak sonuçta ödemekle mümkün olur. 'Sayın' IMF Başkanı bu krizi kim ödeyecek? Toplantınıza çağırdıklarınız ya da onların temsil ettiği uluslararası sermaye mi yoksa dünya halkları mı? Yani dünyanın her yerinde işsiz kalanlar, yoksullaşan sıradan insanlar mı?'' soruları yöneltildi.

 

IMF'nin mevcut krizle doğrudan organik bir bağı olduğu vurgulanan mektupta, ''Biz bu toprağın halkları, yarattığınız krizi ödemek istemiyoruz, politikalarınızı alın ve geldiğiniz yere gidin'' denildi.
 

Yufka yürekli yoksulluk politikaları

 

Mektupta, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick'e yönelik olarak şu ifadelere yer verildi:

''Mevcut krizin dünyanın her yerinde milyonlarca insanı işsiz ve yoksul bıraktığını büyük bir fütursuzlukla açıklıyorsunuz. Peki ama çeyrek yüzyıldır dünyanın her yerinde aralıksız uyguladığınız yapısal uyum politikalarının yaşadığımız küresel krizle hiç bir bağlantısı yok mu? Küresel sermaye adına konuşan siz 'Sayın' Dünya Bankası Başkanı Zoellick dünya halkları için konuşamazsınız. Yufka yürekli yoksulluk politikalarınız olsa olsa trajiktir. Sizin yardımseverliğiniz çağımızın 'yoksullar yasasıdır'. Utanç vericidir. Biz sizin ulufenizi değil, emeğimizin değerini istiyoruz. Yüzyıllar süren emek mücadelesinde kazandıklarımızı ve sizin bizlerden çeyrek yüzyılda dünyanın her yerinde şiddetle kopararak aldıklarınızı geri istiyoruz. Politikalarınızı alın ve geldiğiniz yere gidin.

Toplumun gerçek sorunlarının sizi ilgilendirmediğini biliyoruz. Sizlerin paranın ve karın güvenliğini sağlamak için insanın ve toplumun hayatını dikkate almadığınızın farkındayız.''

 

DİSK, KESK, TMMOB VE TTB, IMF-DB TOPLANTILARINA KARŞI EYLEMLER DÜZENLİYOR!..

 

DİSK, KESK, TMMOB, TTB tarafından, 6-7 Ekim 2009 tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak IMF ve Dünya Bankası toplantılarına karşı düzenlenen “alternatif etkinlikler” programı çerçevesinde DİSK-KESK-TMMOB-TTB genel başkanlarının etkinliklerle ilgili kamuoyunu ve basını bilgilendirecekleri ortak basın toplantısı 29 Eylül 2009, Salı saat 12:30’da Taksim Gezi Parkı’nda yapıldı. KESK Genel Başkanı Sami Evren tarafından okunan basın açıklamasında şöyle  denildi:

 

Kemer sıkmaya, eşitsizliği, sömürüye hayır...Başka bir dünya mümkün

 

“Burada dünyayı felakete sürükleyenleri protesto etmek için toplandık. Onlar her zaman sömürünün, baskının, eşitsizliğin yanında yer aldılar. Dünyayı krizlerle felakete sürüklediler. Onları yakından tanıyorsunuz. Onlar, ekmeğimize, özgürlüğümüze, ücretimize sürekli müdahale ettiler. Müdahaleye devam etmek istiyorlar. Onlar bütün dünya işçi sınıfını ve ezilen halklarını ağır sömürü düzenine mahkûm eden uluslararası sermaye örgütleridir.  Onlar IMF ve Dünya Bankası’dır. Yıllar boyunca hükümetlere yoksullaştırıcı politikaları dayatmış, ülke bütçelerini faiz ödeme aracı haline getirmiş, dünya halklarını açlığa terk etmiş ve dünya sermayesini evrensel işçi haklarına karşı örgütlemişlerdir. Şimdi, yıllık toplantılarını yapmak üzere İstanbul’a gelmek istiyorlar. AKP hükümeti, sermaye ve İMF destekçileri onları en iyi şekilde ağırlamak için seferber oldular.

 

Biz ise onların politikaların istemiyoruz.

Küresel kriz milyonlarca insanı açlığa, yoksulluğa sigortasız ve güvencesiz çalışmaya sürüklerken, bu örgütler, dünyaya yeniden düzen vermeye kalkışıyorlar. Küresel krizde tartışılır hale gelen inandırıcılıklarını yeniden onarmak istediklerini açık açık söylüyorlar. Onarım yeri olarak İstanbul’u seçtiler. Bu toplantıda “Meşruluğumuzu kesinleştirmenin ve etkinliğimizi artırmanın yollarını tartışacağız.” diyorlar.  Biz ne sizi, ne politikalarınızı, ne önerilerinizi görmek ve duymak istemiyoruz. Bu ülkenin gerçek sahipleri yani emekçileri, yani işsizleri, yani yoksulları, sizi evimize, ülkemize çağırmadık. Bizim davetlimiz değilsiniz.

 

Biz bu ülkenin insanları, sizi ve temsil ettiğiniz ideolojiyi, hiç bitmeyen kemer sıkmaktan ibaret olan politikalarınızla çok yakından tanıyoruz. Bu ülkenin emekçileri, yoksulları, ezilen halkları sizin dayattığınız politikaların bedelini düşen ücretiyle, artan sömürüyle, işsizlikle, paralı hale gelen sağlık hizmeti ile sigortasız çalışmak zorunda kalmasıyla, eğitimin paralı hale gelmesiyle, talan edilen kamu fabrikasıyla, tohum ekemediği toprağıyla çok iyi bilmektedir.

 

Bu küresel krizin dünyanın her yerinde milyonlarca insanı işsiz ve yoksul bıraktığını kabul ediyorsunuz. Ama bütün bunlardan kendinizi sorumlu tutmuyorsunuz. İşlerin artık eskisi gibi gitmeyeceğinin de farkındasınız. Bu nedenle “inandırıcılığını yeniden sağlamak ve meşruluğumuzu onarmaya çalışıyorsunuz. İstanbul sizin meşruluk sağlayacağınız bir yer değildir. İstanbul’un tarihine 15-16 Haziran’larla, 1 Mayıs’larla, kitlesel grevlerle, emeğin mücadelesi kazınmıştır. Bir gün gelecek, emeğin mücadelesi elbette sizin kararlarınızı da politikalarınızı da süpürüp atacaktır.

 

Bir dönem kapanıyor

İstedikleri kadar toplantı yapsınlar, istedikleri kadar kararlar alsınlar. Emeğin kazanımlarını ortadan kaldırmak dünya halklarını yoksullaştırmak ve hükümetlere baskı yapmak için ve ne hayaller beslerlerse beslesinler. Artık bir dönem kapanmaktadır. Kendilerinin yol açtığı 2008-2009 dünya krizi onların meşruluğunu tuzla buz etmiştir. Dünya işçi sınıfı ve dünyanın ezilen halklarına önümüzdeki dönemde kendi politikalarının eskisi gibi kolayca dayatamayacaklardır. Politika ve kararları bundan sonra hep daha çok tartışılacak, daha çok reddedilecek ve kabul edilmeyecektir.

 

Bu kurumlar yıllardır dünya işçilerini ve halklarını başka bir dünyanın mümkün olmadığına inandırmaya çalıştılar. Yıllarca başka alternatif yok dediler. Her sorunun piyasada çözüleceğini söylediler. Paylaşma ve dayanışmanın gelişmeyi engellediğini, rekabetin önünün açılması gerektiğini savundular. Ama 2008-2009 krizi bu iddialarını yerle bir etmiştir. Bütün dünya işçi sınıfı, dünyanın ezilen halkları bu krizde onların gerçek yüzünü bir kez daha görmüştür. Gerçek yüzlerini saklamak için artık çok daha büyük çaba harcamaları gerekmektedir.

 

Onların şehrimiz İstanbul’da bizim hakkımızda yeni kararlar almasının bizim için hiçbir hükmü yoktur. Buradan alacakları kararları meşru görmeyeceğimizi, Hükümetlerin bu kararlara uymaması için mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz. Başka bir dünya mümkündür, alternatif vardır. Emekçileri, ezilenleri bu ülkenin sorumlu bütün insanlarını İMF ve Dünya Bankası’nı protesto etmeye onlara evinize gidin demeye çağırıyoruz.

 

 

DİSK-KESK-TMMOB-TTB'nin IMF ve DB'YE KARŞI KAMPANYA PROGRAMI:

1 Ekim 2009 Perşembe  günü uluslararası sermayenin ekonomik örgütü IMF’nin buyruklarıyla ve AKP iktidarı eliyle uygulanan sosyal güvenliğin iflasını belgeleriyle gözler önüne serecek, “1. yılında sosyal güvenlik üzerinde oynanan oyunları” protesto edilecek.

Merkezi olarak İstanbul'da olmak üzere tüm bölgelerde kitlesel basın açıklamaları, yürüyüşler gerçekleştirilecek.

 

İstanbul yürüyüşü 1 Ekim Perşembe günü saat 12.30 da Tünel -Taksim arasında yapılacak.

3 Ekim 2009, Cumartesi günü İstanbul’da Beyoğlu, Kartal ve Sarıyer' de düzenlenecek etkinliklerle IMF ve DB protesto edilecek ve “Kriz Mağdurlarının Sesi” yükseltilecek.

 

Beyoğlu Etkinliği; 3 Ekim Cumartesi günü 13.00-17.00 saatleri arasında Tünel Orhan Adli Apaydın Salonu’nda (İstanbul Baro Binası altı) yapılacak.

Toplantıda, işçi, işten atılmış işçi, işsiz, emekli, memur, öğrenci, kadın, sel felaketine uğramış emekçi, emekçi mahallesinde tüp patlaması sonucu hayatını kaybeden emekçi ailesi, Tuzla tersanelerinde hayatını kaybeden emekçi ailesi, kayıt dışı çalıştırılan işçi, sağlık emekçisi, işsiz mühendis gibi kriz mağdurları konuşacak, tiyatro gösterileri, konserler yapılacaktır. Emekten yana akademisyenler tarafından konu hakkında bilgilendirmeler gerçekleştirilecektir. “Kar değil İnsan” ve “Krizin nedeni kapitalizm” şiarları yükseltilecek.

 

Kartal ve Sarıyer de yapılacak çalışmalar için o bölgelerde bulunan DİSK, KESK, TMMOB, TTB yerel örgütleri ve bölgedeki diğer toplumsal muhalefet örgütlerinin oluşturacağı programlar gerçekleştirilecek.

 

6 Ekim 2009, Salı günü merkezi olarak İstanbul-Taksim’de ve bütün İller de “IMF ve DB'ye karşı SES VER” kitlesel gösterileri gerçekleştirilecek.

İstanbul gösterisi 6 Ekim Salı günü Saat 11.00 de Taksim Gezi Parkı’nda yapılacak.