İŞÇİLER, 15-16 HAZİRAN'IN 38.YILDÖNÜMÜNDE DAYANIŞMA İÇİN TUZLA TERSANELERİNDE...
“Tersanelerde ölümler son bulsun”
15-16 Haziran 1970 Türkiye işçi sınıfı direnişinin 38'inci yılı, ölümlerin son bulması için bu yıl, Tuzla tersanelerinde yapılan 1 günlük grev ile kutlandı. İşçiler, Tuzla tersanelerinde yaşanan ölümlü “kazaların” son bulması, kuralsız çalıştırmaya, iş cinayetlerine karşı, insanca bir çalışma ve yaşam hakkı için 16 Haziran'da bir günlük greve çıkan DİSK'e bağlı Limter-İş Sendikası'nın grevine destek vermek için sabahın erken saatlerinde Tuzla tersanelerine geldiler. Limter-İş'in grevine sendikalar ve işçilerin yanısıra siyasi partiler, meslek odaları, demokratik kitle örgütleri ve gençlik kuruluşları da destek verdi.
Limter-İş Genel Sekreteri Kamber Saygılı grevle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “İnsanca yaşamak için burada bulunuyoruz, destek veren herkese teşekkür ediyoruz, grev artık zorunlu hale geldi. Ölümlerin engellenmesi için hiçbir önlem alınmadı, hiçbir çaba gösterilmedi” dedi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'nin de erken saatlerde geldiği Tuzla tersanelerindeki greve destek verenler arasında CHP İstanbul Milletvekilleri Mehmet Sevigen, Çetin Soysal, Sacit Yıldız, ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel vardı.
Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Genel Mali Sekreteri İbrahim Doğangül, Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Nimetullah Sözen, İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Reşat Tüysüz ve İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Ecvet Eşlegül ve Petrol-İş üyesi işçiler de Tuzla tersanelerine gelerek greve destek verdiler.
Tersanelerin girişinde toplanan işçiler, “Tersane işçisi köle değildir”, “Katil GİSBİR hesap verecek”, “Direne direne kazanacağız”, “ İnsanca çalışmak istiyoruz” “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni”, “İşçiler birleşin, ölümleri durdurun”, “Tersane işçisi yalnız değildir” şeklinde slogan attılar.
16 yıldır vahşet yaşanıyor
Saat 11.30'da Limter-İş Genel Başkanı Cem Dinç kürsüye gelerek işçilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Buradan tersane patronlarına, hükümete bir kez daha sesleniyoruz; bu kuralsızlığa ve kölece çalışmaya, iş cinayetlerine son verilmeli. Tuzla tersanelerinde 16 yıldır vahşet yaşanıyor, işçiler ölüme gönderiliyor. 16 yılda 99 arkadaşımız işçi yaşamını yitirdi. Bu cinayetlere karşı sesimizi kesmedik, mücadelemizi sürdürüyoruz.”
Ölümlerin yanında binlerce işçinin de yaralanma, iş kazası ve meslek hastalıklarıyla karşı karşıya olduğunu söyleyen Dinç, “Biz DİSK-Limter-İş olarak sesimizi daha fazla yükselteceğiz.Bizsiz çözüm bulunmaya çalışılıyor. Burada Limter-İş'siz bir çözümün olamayacağını belirtmiştik. İş cinayetlerine karşı sesimizi haykırıyoruz. Bizlere bilinçsiz, cahil dediler. Biz bilinçsiz, cahil isek bu gemileri nasıl yapıyoruz? Asıl bilinçsiz, cahil olanlar patronlardır. Biz 15-16 Haziran ruhunu yaşatarak grev ilan etmiştik. Tersane patronları işçileri greve katılmamaları için tehdit etti. Bugün işe gelmeyenleri, greve katılanları işten çıkarmakla tehdit ettiler. İşçileri zorla içeri soktular. Yarın bir arkadaşımız işten çıkarılırsa o tersanenin önünde olacağız. Ellerimizi, gücümüzü birleştirirsek bizi hiç kimse yenemez.”
Sözün bittiği yerdeyiz!
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de greve destek verenlerin tümüne teşekkür ederek başladığı konuşmasında, “Artık sözün bittiği yerdeyiz. 15-16 Haziran'ın 38. yıldönümünde Tuzla'dayız. Biz iş cinayetlerini durdurun, taşeron uygulamasına son verilsin, günde yedibuçuk saatlik çalışma süresi uygulansın, kayıtdışılık son bulsun diyoruz. Patronlar aşırı sömürü hırsıyla tersanelere ilişkin taleplerimize kulaklarını tıkıyor. Devlet tersanelerinde bu kadar acımasız sömürü yoktu. Patronlar bugün greve katılan tersane işçilerini de işten atmakla tehdit ediyorlar. Direnişlere katılan işçiler eğer işten atılırsa bu bölgeyi onlara zindan ederiz” dedi.
DİSK olarak TOBB, Türk Tabipler Birliği ve TMMOB ile tersanelerle ilgili İzleme Kurulu Kurulu kurulmasını önerdiklerini söyleyen Çelebi, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda sektörel kurul oluşturalım. Ancak bizim önerilerimiz duyulmuyor, görülmüyor. Sonuca müdahale etmiyorlar” dedi.
Birinci derece sorumlu Hükümettir
Tuzla'da yaşanan iş cinayetlerinden birinci derecede sorumlu olanın Hükümet olduğunu, Çalışma Bakanı olduğunu söyleyen Çelebi, “Marifet gemileri yüzdürmek değil, ölümleri engellemektir. Biz tersaneler kapansın demiyoruz, elbette çalışmalı. Ama insanca çalışma koşullarının olduğu tersaneler istiyoruz, ölümlerin olmadığı tersaneler istiyoruz” dedi.
“Buradan GİSBİR yönetimini de uyarıyoruz” diyen Çelebi, “Tersane patronları buradaki sorunları patronların kucağında sendikacılık yapanlarla değil, Limter-İş ile, DİSK ile çözmek zorunda” dedi. Çelebi, sözlerini, “Ya ölümleri seyredeceksiniz, ya da Tuzla tersanelerinde insanca çalışma koşullarını yaratacaksınız. Biz insanca çalışma koşulları için mücadeleye devam edeceğiz. Yaşasın işçi sınıfının dayanışması” diyerek bitirdi.
Dünya Genç İşçi Buluşması için Türkiye'ye gelen Alman işçi temsilcileri, Şili'den Karina Pena ve Margarita Pena, Arjantin’den Chilavert İşgal Fabrikası Delegesi Diego Quintero, Brezilya’dan İşgal Fabrikası Konseyi Delegesi Placido Penarrieta da greve destek verenlerin arasındaydı.
Konuşmaların ardından
konserler başladı. İlk olarak Harun Topaloğlu sahne aldı. Hemen
ardından Koma Çiya işçilerle buluştu. Koma Çiya'nın ardından Hilmi
Yarayıcı ve Kardeş Türküler de konser verdi.
|