HAYAT TELEVİZYONU' NUN KAPATILMASI, SANSÜRÜN KALDIRILIŞININ 100. YILINDA BİR KEZ DAHA PROTESTO EDİLDİ

 

Halkın “Hayat”ı kapatılamaz!

 

 24.07.2008

 

Sansürün kaldırılışın 100. yılında Beyoğlu-Galatasaray Lisesi önünde toplanan gazeteciler, aydınlar, demokratlar, emek örgütlerinin temsilcileri, emekçiler, Hayat Televizyonu yönetici ve çalışanları, Hayat TV'nin 16 Temmuz'da yayınının durdurulmasını, kitlesel basın açıklamasıyla bir kez daha protesto ederek, yayın yasağının kaldırılmasını istediler.

 

24 Temmuz, saat 12.30'da Galatasaray Lisesi önünde yapılan eyleme katılanlar, “İşçi sınıfı basınıyla güçlüdür”, “AKP' den hesabı emekçiler soracak”, “Sansüre inat yaşasın Hayat”, “İşçi düşmanı işbirlikçi AKP”, “Halkın Hayat'ı kapatılamaz”, “Sansürcü AKP hesap verecek”, İşte sansür işte AKP”, sloganları atarak, AKP ve RTÜK'ü protesto ettiler. Genel Mali Sekreterimiz İbrahim Doğangül'ün ve Petrol-İş çalışanlarının da katıldığı eylemde AKP iktidarından ve RTÜK'ten Hayat TV'nin yayın yasağına son verilmesi çağrısı yapıldı.

 

Protesto eyleminde ve kitlesel basın açıklamasında Demokrasi İçin Aydınlar Birliği adına  okunan bildiride, “Hayat Televizyonu'nun hukuk dışı bir uygulamayla karartılması, ilginçtir ki Türkiye'de sansürün kaldırılışının 100. yılına rastlamıştır. Hayat Televizyonu, Türkiye'de ve dünyanın bir çok ülkesinde yaşayan farklı uluslardan işçilerin, sanatçıların, aydınların, kadınların, gençlerin, sendikacıların, barış, demokrasi ve insan hakları savunucuların desteğiyle 3 Aralık 2007'de, Hayatın Tüm Renkleri” sloganıyla yayın hayatına başlamış bir kanaldır” denilerek şunlar belirtildi:

 

“Ezilen ulusların, cinslerin ve dışlanmışların sesi olan Hayat Televizyonu, insan değerlerini öne çıkaran, estetik düzeyi yüksek bir televizyon yayıncılığını amaçlayarak gelişimini sürdürdüğü bir sırada, TÜRKSAT yetkililerinin işletmeci şirkete gönderdiği tehdit yüklü bir mektup üzerine 16 Temmuz 2008 günü ekranı karartılarak, izleyicileri şaşkınlığa uğratılmıştır.

 

TÜRKSAT uydusu üzerinden yayın yapan Hayat Televizyonu frekansının iptal edilmesi, hukuki dayanaktan yoksun, keyfi bir uygulamadır. Varsayıldığı gibi Hayat Televizyonu, başka bir televizyon kanalına naklen yayın aracı ve teknik kolaylık sağlamış olamaz. Çünkü onun başka bir televizyon kanalına canlı yayın aracı sağlayacak teknik donanımı yoktur.

 

AKP iktidarının “Çeteleri ve darbecileri sileceğiz, kurumların kapatılmasına karşıyız” görünümü sergilediği şu günlerde ekran karartma uygulaması, darbe dönemlerindeki zorbalık uygulamalarını hatırlatmaktadır. Türkiye'de sansürün kaldırılışının 100. yıldönümü olan 24 Temmuz günü yapılacak kutlamalara hazırlanan Hayat Televizyonu'nun, aynı günlerde kapatılması, Türkiye'de ve yurtdışında yaşayan milyonlarca izleyicinin haber alma ve bilgilendirme hakkına indirilmiş bir darbedir. Demokrasi İçin Aydınlar Birliği olarak AKP iktidarını, RTÜK'ü ve TÜRKSAT'ı, demokratik ilkelerle bağdaşmayan bu tür uygulamaları durdurarak Hayat Televizyonu üzerindeki yayın yasağına son vermeye çağırıyoruz. Adaletli bir çözüme ulaşıncaya kadar tüm demokratik kişi, çevre ve kurumlarla sesimizi çoğaltarak sansüre karşı tepkimizi sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.”

 

 

Hayat Televizyonu Genel Yayın Koordinatörü İskender Bayhan da yaptığı açıklamada şunları söyledi:

 

“Türkiye'de bir çok alanda basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı için çok gedik açtılar. Çok şeyi eylem ve yasal olarak meşru hale getirdiler. Herhalde bir emek ve halk televizyonu yayıncılığını da yapmayı başaracaklar. Biz son noktada TÜRKSAT'a itirazlarımızı, kanalımızın, Hayat Televizyonu'nun ekranının karartılmasının, yayınının engellenmesinin hiçbir akla, hiçbir mantığa, hiçbir hukuki inceleme veya karara dayanmadığını söyledik. Bunu da kendilerine yazılı bir dilekçe ile ilettik. Kısa sürede yanıt bekliyoruz. Hayat Televizyonu'nun frekansının iptal edilmesi, hiçbir hukuki süreç oluşmadan, tümüyle keyfi bir biçimde  gerçekleştirilmiştir. İçişleri Bakanlığı'nın, RTÜK'e ve oradan da TÜRKSAT'a gelen “Hayat Televizyonu ROJ TV'ye naklen yayın aracı ve kolaylık sağlamıştır” gibi bir gerekçesinin nesnel hiçbir dayanağı yoktur.

 

Hayat TV'yi kuranlar, Hayat TV'nin kurulması için ter dökenler, buradaki işçiler, emekçiler, kamuoyu, gençler, daha adına sayamayacağım bir çok emek, barış ve demokrasiden yana mücadele eden, toplumun dinamik kesimleri elele verdiğinde, sesini duyurduğunda ve bu işe gönülden sahip çıkarak mücadele ettiğinde sansür kalkar. Bu sansürü ortadan kaldırmanın en önemli dayanağı sizler olacaksınız.  Bu TV kanalını kuranlar, yaşatacağız diyenler bu gediği açacaklar ve TÜRKSAT 1 C' den Türkiye'de bir emek ve halk televizyonculuğu yayıncılığı yapılmasının önünü açacaklar.

 

Bunun için sizlere teşekkür ederken aynı zamanda bir çağrıda da bulunmak istiyorum: Bu dalga daha büyük olarak yayılmalı, bu tepkiler daha büyük ve daha kitlesel olarak Ulaştırma Bakanlığı ve TÜRKSAT nezdinde AKP hükümetine gitmeli, duyulmalı ve Hayat TV'nin saçma sapan, akla hayale gelmeyecek, hiçbir gerekçeyle izah edilemeyecek şekilde yayınının durdurulmuş olması ortadan kaldırılmalıdır. Bizim son sözümüz şudur: Hayat'a sahip çıkacağız! Hayat'a değer vereceğiz. Hayat'ta kalacağız! Bunu hep birlikte yapalım.”

 

Kitlesel basın açıklamasından sonra Tünel'e doğru yürüyüşe geçen kitle, Galatasaray PTT'sinden İçişleri Bakanlığı, RTÜK ve TÜRKSAT'a faks çekti. Çekilen faksta Hayat Televizyonu'nun kapatılmasının, yayınının durdurulmasının hiçbir hukuki gerekçesi olmadığı belirtilerek, yayın yasağının kaldırılması talep edildi.